Hava kararmaya başlarken, kamaranın kilidini açarak içeri girdi genç adam. Kapıyı kapattığında ayağına bir şey takılmıştı. İçerisi karanlık olduğu için görememiş ama yere eğilip eline aldığında, bunun bir kitap olduğunu anlamıştı. Acaba Mabelle'ın, ardından fırlattığı şey bu kitap mıydı?
Yavaşça kamarada ilerleyerek masanın üzerindeki mumu yaktı. Kitabı masaya bıraktıktan sonra, gözleri masanın üzerindeki tepsiye kaydı. Tek bir lokmasına bile dokunulmamıştı genç kız. Gerçekten de inatçı cadı lakabını hak ediyordu.
Başını çevirince bakışları, yatakta uyuyan Mabelle'a takıldı. Dizlerini kendine çekmiş ve kollarını sıkıca etrafına dolamıştı. Çatık kaşları ve yatma şekli, rüyasında gördüklerinden hoşnut olmadığını belirtiyordu. Genç adam yatağa doğru ilerledi ve Mabelle'ı uyandırmaktan korkarak, dikkatlice yatağın kenarına oturdu.
Ne görüyordu rüyasında? Ve bu neden Bradley'i ilgilendiriyordu? Her seferinde, rüyalarında gördüğü kötü şeylerden korumak istiyordu onu. Nedense her dakika da artıyordu onu her şekilde koruma isteği.
Gözlerini yumarak genç kıza biraz daha yaklaştı. Baş döndürücü kokusunu içine çektiğinde, dudakları keyifle kıvrıldı. Bu koku, genç adamı mutlu ediyordu. Sanki bağımlı olmuştu artık. Aniden gelen farkındalıkla kaşlarını çatarak doğruldu. O, bağımlı olmazdı. Olamazdı! Bradley bir askerdi. Düşünmesi gereken görevleri, hizmet ettiği bir ülkesi vardı. Sevgi, bağlılık, özellikle de biri için endişe duymak ona göre değildi. Evet kız kardeşi Chloe için endişeleniyordu ama onu Jaden koruduğundan aklı onda kalmıyordu.
Peki Mabelle'ı kim koruyacaktı?
Derin bir nefes alarak ayağa kalktı. Örtünün ucunu üşümemesi için genç kızın üzerine örttü ve çantasının yanına ilerledi. Hazırlığını yapıp o katillerin yanına gidecekti. Belki tek başına gitmesi riskliydi ama başka kimseyi tehlikeye atmak istemiyordu. Bu yüzden bu işte yalnız olacaktı artık. Biran önce olayı sonlandırmak istiyordu. Gemideki herkesin, özellikle de korumakla görevli olduğu Mabelle'ın hayatı yeterince tehlikeye girmişti zaten.
Ceketini çıkarttıktan sonra, üzerindeki gömleği de çıkartıp yenisini giydi. Beline yerleştirmeden önce, iyice kontrol etti silahlarını. Cebindeki yedek anahtarı da çantasına koyarak üzerine tekrar ceketini giyen genç adam, son kez Mabelle'a baktı. Hala uyuduğunu gördüğünde, mumu söndürdü ve kamaradan çıkarak kapıyı kilitledi.
Bu gece olayı çözecek ve artık Mabelle'ın bu kamarada hapis kalmasına izin vermeyecekti. Onun her adımında korkarak hareket etmesini istemiyordu. İçindeki korkusunu sonlandırmak istiyordu. Ve bunu yapacaktı!
• • •
Mabelle, kapının açılma sesiyle gördüğü kötü rüyalardan uyanmıştı. İçeri Bradley'in girdiğini gördüğünde ise, ona olan öfkesi aklına gelmişti genç kızın. Bu yüzden uyandığını belli etmeyerek kısık gözlerle onu incelemeye başladı. Karanlık olduğu için pek bir şey göremiyordu ama Bradley mumu yaktığında, Mabelle onun ardından fırlattığı kitabı elinde tuttuğunu gördü.
Ardından fırlattığını anlayıp anlamadığını merak etti. Anlamasını istiyordu! Sanki çok umurundaydı genç kızın! Odun adam! Hala bir şey olmamış gibi davranıyordu. Nasıl yapabiliyordu bunu? Öpücükten etkilenen sadece kendisi miydi? Hala etkisinde kalan?
Her ne kadar hoşuna gitmese de, öpücüğün onu etkilediğini kabul ediyordu. Etkilenmemek ne mümkün! Fakat Bradley'in davranışları gerçekten kalbini kırıyordu. Demek ki pişman olmuştu yaşananlardan ötürü. Hemen aklından sildiğine göre...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel'im (Tamamlandı)
Ficción histórica#1 - Tarihi Kurgu #1 - Romantic Mabelle, çocukluğunda babasından dinlediği macera dolu hikayelerin gerçek olmasını istemişti her zaman. O heyecanları yaşamak, o savaşlara girmek istemişti. Cesur ve dik başlıydı. Karşısına çıkabilecek tüm sorunların...