Kıvırcık saçlı kızları sevmek , tirbüşonun göğsünüzü delmesi gibi bir şey. Diğer kızlar gibi saçları her gün farklı olmaz onların. Ya topludur ya da salıktır hep çünkü düzleştirseler bile yola çıkıp bir kaç rüzgar estikten sonra saçları yine inadına kıvrılır onların. Ben kıvırcık saçlı bir kız sevdim , saçlarının siyahından dolayı geceyi sevdim. Gece kadar karanlıktı saçları. Biraz çocuk bir kızı sevdim , biraz inat , biraz da dikkatsiz. Sevdim sonuçta , ondan gelen her tokadı , gelen her kelamı sevdim. Kıvırcık saçlı bir kızı sevmek farklı hissettirir. Daha zeki olur kıvırcık saçlılar , ama daha da aptal olurlar aynı zamanda. Kavramak istediklerini kısa sürede kavrar , istemediklerini de ömrü billah anlamaz onlar. Bazısına karşı sırtlan gibi yırtıcıdır onlar , güçlüdürler ; ama bazılarına karşıda ağız açamayacak kadar çaresizdirler. Ben kıvırcık saçlı bir kızı sevdim ve güçlü bir insandım. Bu yüzden yenemedi beni ; ama yenemediği her dakika da kanattı. saçlarının kıvırcık her teli göğsüme şarapları açtığım tirbüşon gibi girdi. Kıvırcık bi kız sevdim , hayatım değişti. İçtiğim her sigaranın hesabını soracağım kıvırcık saçlarından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürüyüş Mesafesinde Felsefe
Não FicçãoHepinizin yürürken öldürdüğü birileri , yaptığı yanlışları düşünüp kendi kendine doğru yolu buldukları olmuştur. Adı üstünde bu da benim yürürken aklımdan geçenlerin , hayata dair , yaşamaya dair , hislere dair ; kısacası yürürken düşündüğüm her şey...