Biraz önce adımlarıyla yeri titreten Ateş'ten geriye eser kalmamıştı benliğimde,bir bakış,bir korku dolu bakış,iki dudak arasından dışarıya çıkmak için çırpınan bir kaç kelime işlevi basit ama hayatımı tam da can yakıcı noktasından baltalayıp bitirecek kelimeler dakikalar önce etrafındakileri bir bakışıyla yakıp yıkmaya hazır adamı beni,küçük bir esintide her zerremi silip götürmeye yetecek bir hale getirmişti.
Ben onu küçük annesi ile bir başına yalnız bıraktığım için oda beni bırakıp gitmişti,küçücük bir bebek sana cezalarının en büyüğünü verdi Ateş KARA.Sen onlara geri dönerken onlarsızlığa dayanamazken o sana geri dönüşü olmayan bir yola çıkarak verdi cezaların en ağırını.Ben nelere katlandım,neleri yakıp yıktım bu güne kadar...Ben küçük karıma senin için neler yaptım bu muydu bana cezan,bu muydu senin babana reva gördüğün ceza.?Bilmiyor muydun sen,küçücük bedenine aldırış etmeden çıktığın o yolun dönüşü yok?
Odadan çıktığından beri kapının önünde dikilen,beni duygu enkazımın altında ezilip bu hale gelmeme sebebiyet veren o lanetini verdiğim korku dolu bakışlarını atmaya devam eden doktor bakışlarının arasına bir türlü açamadığı bir açıp bir kapadığı dudakları eklenince biraz önce zor zapt ederek frenlediğim gözlerimi uçsuz bucaksız karanlığı andıran,saatlerce aç bırakılmış aslan gibi kontrolsüz bir şekilde etrafına saldırıp yok etme dürtüsüyle harmanlanan öfkenin sızması ile yere sabitlenen ayaklarım hareketlendi ve karşımda duran doktorun elmacık kemiğinin üstüne birkaç dakika sonra morarmaya yüz tutacağına adım gibi emin olduğum bir sertlikte yumruğumu indirdirdim.Attığım yumruğun etkisiyle adete öpercesine hızlı bir şekilde yere kapaklanan adama yaklaşarak bir türlü o ağzından çıkaramadığı kelime için bir tanede dudağının kenarına yumruk indirdikten sonra yakalarını kavradım ve hastahaneyi temelinden titreten bir tonda bağırmaya başladım.
"Ben sana ne dedim ha,ne dedim..?O odadan kötü haberle çıkmayacaksın demedim mi lan..?Söyle lan şimdi bana nasıl öldüreyim seni,nasıl söndüreyim hayatını.?İt herif, ne yapayım sanada içim soğusun he,ne yapayım..?"
"A..A..Ateş bey,lütfen durur musunuz.?"
"Durdur lan,durdur hatta git kimi çağırıyorsan çağır gelsinler bakalım durdurabiliyorlar mı beni.?"
"Ateş bey üzerimden kalkarsanız size durumu izah edeceğim zaten.Şimdi ellerinizi üzerimden çeker misiniz.?"
"Anlat lan anlat.!"
"Ateş bey eşinizde bebeğinizde gayet iyi eğer üzerimden kalkarsanız sizi daha detaylı bir şekilde bilgilendirebilirim."
Duyduklarım ile benliğimi ikinci bir deri gibi çepeçevre saran,dış dünya ile bağımı koparan sis perdesinin dağılması bir oldu.
Bebeğim babasını bırakmamıştı.Tabi ya,o Ateş KARA'nın parçasıydı nasıl kolay yolu seçip giderdi ki,biz pes etmez,istediğimizi her zaman alırdık.Dakikalar önce oksijensiz kalmış gibi daralan gönğsüm rahatlamış,üzerimdeki sis perdesi dağılmıştı ancak bu seferde beynimi sorular istila etmeye başlamıştı.Madem benim küçük karım iyiydi o zaman neden bayılmıştı.?Madem iyiydi o zaman neden benim küçük karımın teni solmuş,güzel,narin bedeni o kadar bitkin düşmüştü.?Beynimde fır dönen soruların arasına bir yenileri daha eklenirken iç sesimde onlara katılarak beni azarlamaya,lanetler okumaya başlamıştı ve kahretsin ki haklıydı.
"Seni lanet herif birde utanmadan kendine soruyor musun.?Yetmedi mi bir kızın hayatını kendi ellerin ile yok etmen,doyurmadı mı o karanlık,kokuşmuş ruhunu da bu kızın hayatını da mahvediyorsun.?Küçük karımmış,narinmiş,ahh hadi ama güldürme beni.Lan it herif madem küçük olduğunu, narin olduğunu bu kadar iyi biliyordun neden onu senin zaten dibe vurduğun karanlığa çektin.?Kabul et bu kızı sen bu hale getirdin,sen Ateş KARA bu kızı hak etmiyorsun,bu kızın sevgisi,masumluğu sana fazla.Adi,beş para yetmez benliğin böyle bir sevgiyi kaldıramıyor,altında eziliyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHA TUTKUN (Aşk-ı Şedid Seri 1)
RomantizmAteş KARA. Adı gibi yakıcı,soyadı gibi karanlık... Ada KARA. Ateş'in karanlığına ışık,zararına yarar... Etrafta aşk var,bir o kadar da sır. Her şeyin bir sonu vardı,onlarında olduğu gibi... Saflığın tehlikeye, ...