33

8.5K 360 17
                                    

Derin bir nefes alıp yanaklarımı sisirdim, sonra o nefesi yavaşça verip konuştum " Peki, gel ama sadece yatacaksın temas yok " kesin bir dil kullanıp yatakta da yer açtım oflayarak açtığım yere yattı. Birbirimize dönüktük beni inceliyordu. Normalde hoşuma giderdi ama kendimi kaptırmaktan korkuyordum. " Arkanı dön " dedim sertçe. Şaşırdı ama itaat etti ve arkasını döndü. Aramızda biraz mesafe vardi ve bu mesafeden vücudunu fazlasıyla inceleyebiliyordum. Beline kadar çektiği örtü, nefes alıp verişi ve o güzel saçlarının kokusu. Çok büyük bir savaş halindeydim aslında kendimle, şimdi şu an arkasından sarılmak istiyordum. Ama yapamazdım. Her ne kadar olay Amber gibi gözükse de o kadar basit değildi. Evet Amber vardı aramızda onu tabiki önemsiyorum ama Amber'dan önce benim kırılan gururum var. Bella beni hiç dinlemedi, bana inanmayı seçmedi, tüm bunlar beni üzmekten önce gururumu kırdı. Ve o gurur parçaları kalbime battıkça Bella'dan uzaklaşıyorum... Uyandığımda Bella'nın yattığı yastığa sarılı buldum kendimi. Ne ara yapmıştım ki bunu? Ve Bella neredeydi, derken baş ucuma koyduğu notu gördüm " Kahvaltı yapacabileceğimiz kadar yiyecek bulamadım. Yiyecek bir şeyler almaya gidiyorum haberin olsun. Seni seviyorum. . " yazdığına gülümsedim ve " Bende " diye fısıldadım. Sonra hemen kendime geldim, düşüncelerim bi uykuyla geçemezdi dimi? Hem ne yiyeceği gitsene sen diye düşündüm hatta. Dün Bella mis kokuyordu kabul ama ben resmen pis kokuyordum eminim ki. Bir duşun iyi geleceğini düşündüm ve kendimi evde ki tek banyoya attım. Sıcak su bedenimden aşağı süzülürken hiç bir şey düşünmemeye gayret ettim ama başaramıyordum. Ne olması gerekiyordu ? Ortada büyük bir ironi var ve ben bu durumun başrol oyuncusuyum. Benden intikam almak için en yakın arkadaşımı ayartan Bella var, Bella'nın güzelliğine karşı koyamayıp onu seven Amber var, ve tek bir yeşil ışığımla bana koşacağını bildiğim David var. Evet David gerçeği ortada, düğünde bana sanki karısına davranıyormuş gibi davranması, Mike'den kıskanıp uzak tutmaya çalışması, oğlunu anlatıp nasıl bir baba olduğunu göstermeye çabalamasını aptal olmayan herkes anlardı. Bende anladım ama bilmiyorum. Aslında herkes biliyor ne istediğini. Bella benimle olmak istiyor ani en azından artık. Amber, Bella'yı istiyor. David'de beni istiyor ama brn ne istiyorum bilmiyorum. Elimden gelse sonsuza kadar kalırım burda hatta, çünkü burada her şeyden uzaktayım düşünmem gereken bir şey yok, yüzüm asık olduğu için ne olduğunu soran biri yok. Ve her ne kadar yollamaya çalışsamda sevdiğim kadın yanımda... Duştan çıkıp üzerimi giydim ve aşağı indim. Tam o sırada da kapı açılıp Bella içeri girdi. Beni görünce muhteşem gülümsemesini suratına yerleştirip bana " Günaydın " dedi. Gülümsemesinin karşısında soğuk duramadım ve elimden gelen içtenlikle " Günaydın " dedim. " Burası buz olmuş yine. Rica etsem şömineyi yakabilir misin? Bende aldıklarımı buraya taşıyıp bize kahvaltı hazırlayım" biz dedi, öylesine bile olsa biz dedi. " Tamam " deyip şömineye yöneldim. İçinde bulunduğumuz durum zoraki olsa da çok güzeldi. Evlenmiş gibi hissettim bir an kendimi, sanki evin erkeği gibiydim Bella ise karım olarak kahvaltı hazırlıyordu. Tuhaftı, fazlasıyla. Şömineyi halledip Bella'nın yanına gittim, yerde bir sürü poşet vardı göz attığımda bazılarında yiyecek bazılarında da giyecek şeyler vardı. Bella masayı son kez kontrol edip eksik bir şey bulamadığında bana gülümseyip " Hadi otur " dedi. Hiç bir şey demeden oturup yemeye başladım. Biraz yemeye devam ettikten sonra aklıma neden böyle bir şey yaptığı geldi " Bella bir kaç gün sonra zaten gidicem neden alışveriş yaptın ki? " , " Yiyecek hiç bir şey kalmamıştı, bunları bir kaç günde yeriz zaten. Birde bir kaç günlük giyebileceğim bir şeyler aldım malum şortlar falan var bende " deyip yemeğine devam etti. " Gitmeye niyetin yok yani? " dediğimde tekrar kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı " Gitmemi istemediğini ikimizde çok iyi biliyoruz " dediğinde derin bir nefes aldım. Haklıydı istemiyorum, az önce hissettiğim tuhaf evlilik oyunundan sonra gitmesini hiç istemiyorum. " Ben doydum " dedim konuyu değiştirmeye çabalayarak. " O kadarla doyulmaz Elisa, zaten gün geçtikçe zayıflıyorsun. O tabak bitecek " dedi anne edasıyla. " Doydum ama " dedim itirazımın kabul edilmeyeceğini bile bile. Bella karşımdan kalkıp yanımda ki sandalyeyi bana biraz daha yaklaştırıp oturdu. " Aması falan yok. Sen yemek istemiyorsan ben yediririm, hemde büyük bir zevkle. " deyip ağzıma peynir batırdığı çatalımı uzattı. İtiraz edesim hiç yoktu ve ağzımı açtım. Bana bir şeyler yedirmesi hoşuma gidiyordu, onunda mutluluğu yüzünden okunuyordu zaten. Tabak bittiğinde zafer kazanmış bir ifadeye büründü " Hadi sen içeri git bende burayı toplayayım " dediğinde içimde bir huzursuzluk hissettim, onun yanından ayrılasım yoktu ve ısrarlarına rağmen ona yardım ettim. İşler bitince o aldığı kıyafetleri yukarı çıkardı ben ise şöminenin başına geçtim. Çıtırtılar bana tuhaf bir şekilde huzur veriyordu. Zaten bugün her şey tuhaftı. Merdivenlerden ayak sesi geldiğinde yüzümde istemsizce gülümseme oldu, Bella'nın yanımda olduğunu bilmek bile güzeldi. Merdivenden inip yanıma geldiğinde üzerini değiştirmiş olduğunu gördüm. Tam karşıma oturdu hiç bir şey konuşmadan bir süre birbirimize baktık. Bu sefer beni incelemesine izin verdim. Incelemesini kesip öpmeye doyamadığım dudaklarını araladı " Bir kaç günlüğüne her şeyi unutamaz mıyız? " dediğinde yüzümden de okunduğu gibi " anlamadım " dedim. " Yani sadece bir kaç günlüğüne eskisi gibi olamaz mıyız? Elisa katlanamıyorum, seninle bu kadar yakınken bi o kadar da uzak olmak canımı yakıyor. Tamam biliyorum affedilecek şeyler yapmadım. Ama en azından burada olacağımız süre için eskisi gibi olalım. Seninde kalbin bunu istiyor biliyorum. Sadece bir kaç gün? " dediğinde sanki bu teklifi bekler gibi kalbim sinyaller vermeye başladı. " Amber'a ihanet etmiş sayılacaksın " , " Biz Amber'la sevgili değiliz. Ayrıca bilmem farkında mısın ama biz seninle seviştik. Yani ihanetse de çoktan ettim. " haklı seviştik hemde bunu ben istedim, yani ben yaptım. Bir kaç günlüğüne her şeyi unutup onunla olmak güzel olabilirdi. Ama aynı zamanda günler bitip eskiye döndüğümüzde canım acırdı bunuda biliyordum. Ama kalbime engel olamadım. " Lanet olsun " dedim suratına bakarak sonra da devam ettim " Tamam kabul kahretsin ki kabul " dedim kendime itiraz edercesine. Endişeli gözlerle " Yani şimdi sana sarılabilir miyim? " diye sordu. Hafifçe gülümseyip kafamı salladığımda endişeli gözleri rahatlamaya dönüştü ve oturduğu yerden kalkıp boynuma atladı. İçim anında huzurla doldu, onun kollarında olmaktan daha güzeli yoktu bu hayatta. O muhteşem kokusunu doya doya çektim içime. Onunda benden farkı yoktu ve bu anın bitmesini istiyordum. Bu sarılmanın bowling oynarkenki ilk sarılmamızdan farki yoktu. Aynı heycandı içimde ki. Sarılmamızı bitirip oturduk ellerimizin ne zaman birbirine geçtiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu ama mutluydum. Bu anları yaşadıkça iyiki kaçmışım buraya dedim içimden. Dudaklarımı sağ yanağıyla buluşturdum. Onu masumca öpmeyi özlemişim. Sonra sol yanağını öptüm. O güzel burnuna burnumu sürttüm. Bu bir kaç günlük oyuna kendimi ne çabuk kaptırmıştım böyle. Dudaklarımızı buluşturan taraf o olmuştu. Uzun ve masum bir öpücüğü nefessiz kaldığımızda bitirdik. Mutluydum, mutluydu. Sonra birden aklıma sormadığım tonlarca soru geldi. Şimdi sormazsam hiç soramazdım eminim " Bella annen, neden bize bunları yaşattı? Neden bizi ayırdı bilmek istiyorum " sorgulu gözlerle ona baktım ve ağzını aralamasını bekledim...







Beğendiyseniz o küçük yıldıza basmaya lütfen üşenmeyin :) Olumlu veya olumsuz tüm yorumlar benim için çok değerli :)

Onunla aşk başka  ( girlxgirl )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin