Kuaförün kapısından içeri girdiğimizde bize doğru yaklaşan kırmızı dar pantolonlu, erkek mi kadın mı olduğuna karar veremediğim bir cisim bize doğru yaklaşıp "ayol hoşgeldiniz barbie bebeklerim canlarım benim maşalahh size tütütüüü" diyerek oturmamız için iki sandalye gösterdi. "Evet tatlişkolaarr benim adım zülfikar" diyince bir kahkaha patlatıverdim. "Ne yapayım size ne istersiniz bakalım" deyince hilal hemen atlayıp "baştan aşşağı değişiklik istiyoruzzz!" Dedi.
Tamam hayatımda ilk kez kuaföre gelmiyorum, ama bana tip tip bakıp sırıtan zülfikar sayesinde kendimi kurbanlık koyun gibi hissettim.
-3 saat sonra-
"Ayy zülfikoşş, sen neymişsin öylee" diyen kankama melül melül baktıktan sonra, saatlerce bakmamı yasakladıkları aynaya doğru döndüğümde gözlerime inanamadım, sanki karşımda gördüğüm kız ben değildim, bu saçlar, bu makyaj, bu hava... rüya olmaması için yalvarıyordum. Kendimi çok iyi hissediyordum.
Zülfikarı öpüp teşekkür ettikten sonra kuaföre tonlarca parayı bırakıp dışarı çıktık. Eve dönmek için minibüse binecekken hilal beni çekiştirip daha işimiz bitmedi küçük hanım, elbisenin altına converse giymiyceksin heralde deyip yine beni biryerlere çekiştirmeye başladı.
Koskocaman bir ayakkabı mağazası ay pardon dünyasına girdik. Görevli kadına topuklu ayakkabı baktığımızı söyleyip bize yardımcı olmasını istedik. Bizi üst kata çıkartıp modelleri gösterdi. Hilal bana ne gösterdiyse bir bahane bulup beğenmedim. Kim bu kocaman topukların üstünde ayaklarına eziyet etmek ister ki? Diye düşünürken
Saatler sonra görevli kadın kutudan elmas çıkartır gibi bir ayakkabı çıkarttı ikimizde gözlerimizi pörtleterek ayakkabıya baktık.
"Kanka işte buu" diyerek beni 7.9 şiddetinde silkeleyen kankamı onaylar şekilde kadına bakıp, bunu istiyorum! Dedim.
Ayakkabının güzelliği gözümüzü o kadar büyüledi ki fiyatını sormadan kasaya doğru gittik. Kasiyer kadın ayakkabının fiyatını söylediğinde hilale, hemen burdan gidelim bakışımı attım. Ama o da ne? Cüzdanından tonla para çıkarıp ayakkabıyı aldı ve sallana sallana yürümeye başladı.
Nereden buldun lan bu kadar parayı?
-bora verdi
-kanka saçmalama çabuk geri ver şunu!
-yakut asıl sen saçmalama ve beni de sinirlendirme, çocuk bu parayı sen o partide güzel gözük diye verdi bende amacına uygun şekilde harcıyorum!
-ya özür dilerim bebeğim sana bağırmak istemezdim ama ne biliyim sadece başkasının parasını harcıyor olmak düşüncesi bir anlığına beni sinirlendirdi. Neyse onu bunu boşver de saat kaçta bu parti?
-işte benim hatunum beee!