KÜBRAHayat kırılgan , keder ise dayanıklıdır. Babam yüzüme hiç bakmadı. Bu hayatta iyi bir evlat olamadım. Bunun farkındayım ve hep iyi bir anne olmak için çabaladım bişeyleri iyi yapmak istedim. İyi bir eşte olamadım. Kenan benim eşim hayat arkadaşım, Hiramın babası. Aramızda aşk yok olsa da ve beni aldatıyor olsa da buraya geldiğimizden beri bana destek oldu beni yalnız bırakmadı adeta bana bir dayanak oldu.
Hastaneden annemi taburcu ettiler ve bizde onu kasabadaki evimize getirdik. Bu evden en son çıkışımı hatırladıkça hâlâ tüylerim diken diken oluyor. Hayatımın en kötü günüydü.. Babamın sevgisini kaybettiğim gün..
Babam eve geldik geleli yüzüme hiç bakmadı. Kenan ve Hirayla konuşuyor. Hiraya şefkatle bakıyor. Hira da dedesini yıllardır tanıyormuşcasına sevdi. Buna sevinsemde babamın bana böyle davranması derin bir vicdan azabı çekmeme sebep oluyor. Canımı yakıyor.
Annem ise hastane de beni ilk gördüğünde hıçkırıklarla ağladı. Sımsıkı sarılıp hasret giderdik. Hasret öyle zor ki. Yıllardır nasıl dayanmışım, nasıl yaşamışım onlarsız. Mis kokan pamuk ellerini öptüm . "Ölmeden seni gördüm ya ne kadar şükretsem az yüce Mevlama " dedi . Annem Hirayı da çok sevdi ona da kocaman sarılıp "Yavrumun yavrusu , canlarım " diyerek ağladı. Keşke Nazlı'm da burda olsaydı dedim bir an ama elbet onu da tanistiracaktım .
Eve geldikten sonra anneme yeni çarşaflar serdim ve dinlenmesi için onu yatağa yatırdık. Annem ellerimden tutup "Sakın bir yere gitme sen bi daha gidersen işte o zaman ölürüm" dedi. Babama baktım babam ise bana hiç bakmadan oda dan çıktı. "Burdayım annecim sen güzelce dinlen" dedim.
Oda dan çıktık. Kenan Hirayı kucağına aldı. "Babamın yanına gidin" dedim Hirayı öptüm. Kenan başıyla onayladı.
Mutfağa geçip çaydanlığa çay koydum. Dışardaki masa da oturan babam karşıdaki zeytin bahçelerine dalmış hüzünlü ve düşünceli bir halde bakıyordu. Hira ve Kenanın onun yanına geldiğini görünce Hirayı kucağına aldı ve gülümsedi . Hirayı sevmişti. Buna için için çok sevindim. Beni sevmesede benim bi parçamı seviyordu. Onda belki de benim çocukluğumu görüyordu. Beynim Hirayı sevmesinden kendine de pay çıkar diyordu.
Babamı her gördüğümde ona koşup sarılmamak için kendimi zor tutuyorum. Ona sarılıp ağlamak istiyorum. Tıpkı çocuk ken düşünce ya da bi yerimi incittiğimde babama sarılıp ağladığım gibi . Baba nolur yaralarımı sevginle sarıyım. Nolur beni affet. Bir insanın babasına yabancı gibi bakması ne zormuş. Onun için yaşayan bir ölüyüm . Beni görmemezlikten ve duymamazlıktan geliyor. .
Çay demlenirken Nazlıyı arayıp olanları anlattım. Nazlı ilk başta hiçbişey söylemeyip bende gelicem diye tutturdu. Bende bahaneler sıraladım. Tüm Kasaba benim bir bebeğe hamile olduğumu biliyordu ve Tarık bunu çoktan öğrenmiştir. Nazlıyı elimden almalarından çok korkuyorum. Ya da benim hakkımda ona kötü şeyler anlatmalarından korkuyorum. Ben ona yalnızca baban çok küçükken bizi bırakıp gitti dedim. O ise olgunluk gösterip bana ayrıntılı şeyler hiç sormadı.
Kahvaltıyı hazırladım ve Kenan ı telefon la arayıp kahvaltıya gelin ben biraz dolaşıcam dedim . Yanlarına gitmeye çekiniyorum. Babamın benimle kahvaltı etmemek isteyeceğini de düşünüyorum.
Yan odaya geçip üzerime bir hırka aldım. Bu o da benim odamdı. Herşey benim bıraktığım düzendeydi. Etrafa bakarken geçmişe dalmaktan korktuğum için hemen dışarı çıkıp ahıra geçtim. Ahırdaki inek değişmişti. Eski ineğimiz yaşlandığı için babam satmış olsa gerek. Ahırın yanındaki çit kapıdan çıkıp zeytin bahçesinin altındaki dereye yürüdüm .

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜÇLÜ OL
Teen FictionRomantik/Dram Belki bi yerlerde bu kitabı yazarken hissettiklerimi okurken hisseden insanlar vardır. Ya da hissedecek. Lütfen beni yalnız bırakmayın. Desteklerinizi bekliyorum . Güçlü Kadınların Öyküsü..