Gizemli Çocuk (Aura)

281 13 4
                                    

Aranızda mısır tanrılarına inanan var mı? Ben şahsen düne kadar inanmıyordum. Ama olanlar benim düşüncemi tamamen düşüncemi değiştirdi. Birde ikizim Mike var. Onla asla görüşmedik. Çünkü annem ve babam boşanınca bizi küçücük bir bebeken ayırdılar. Ama biz her zaman bir yolunu bulup konuştuk. Ama bu şuanki konumuzla ilgili değil.

Babamın herzaman yanında taşıdığı bir çanta vardı. Genalikle orada kardeşimin ve babamın resimlerinin olduğunu düşünürdüm. Bazen annemin garip davrandığı zamanlar olurdu. O zamanlarda ise çantaya sıkıca sarılırdı. Eskiden bunu anlamazdım. Şimdi ise oldukça iyi anlıyorum. Jayatım evden okula, okuldan eve olmuştur.

Bazen ödevlerimden zaman kalınca kardeşim ile görüntülü konuşuyorduk. Bazen ise o uyuyor olduğu için konuşamazdık. O Çin'de, bense Fransa'da yaşıyordum. O yüzden fazla görüşemiyorduk. Ama onun sadece sesini duymak bile bana iyi geliyordu.

Yine bir gün okuldan eve gelmiştim. Evin camlarından garip ışıklar geliyordu. Çantamdan anahtarımı çıkarıp sesizce eve girdim. Geldiğimi anlamamıştı sanırım. Parmak uçlarımda ilerleyerek ışığın geldiği odaya girdim. Ama keşke girmemiş olsaydım. Annem ışık kaynağının kendisiydi. Ve etrafında ki adamlar ona bir şeyler yapıyordu. Korkudan odadan çıkmaya çalıştım. Ama beni fark etmişlerdi. Hızla kapıdan çıkıp bahçe kapısına doğru koşmaya başladım.

Arkamda ki seslere bakılırsa peşimdelerdi. Bahçe kapısını açtığım gibi karşımdaki duvardan atlamam bir oldu. "Yakalayın şu kızı." diye sesler geliyordu. Bir tarafa döndüğümde çıkmaz bir sokakta buldum. Arkamı döndüğümde o adamlar ile karşılaştım. Derin bir nefes alıp geriye doğru ilerledim. Ama duvara çarpınca olduğum yerde durmak zorununda kaldım. "Daha güçlü olacağını sanmıştım." dedi cırtlak sesli bir adam. "Bırakın beni." diye bağırdım. Ama kimin umrunda. Aldığım tek cevap gülüşmeler oldu.

"Onu bırakın." diye bir ses duyduğumuzda hepimiz arkaya baktık. Benden küçük yaşta bir çocuk vardı. Hayat bana resmen bir tarafı ile gülüyor. "Bas git velet." diye bağırdı büyük koca sakalı olan. "Bana velet deme." diye bağırıp elindeki asayı adama doğru uzatıp "Hayat Evi için." diyip yeri buz yaptı. Sonrada etrafta penguenler dolaşmaya başladı.

Dikkatli adımlarla çocuğun yanına geldim. "Teşekkürler." dedim. "Önemli değil. Şimdi beni takip et." diyip koşmaya başladık. Bilmediğim caddelerden ve sokaklardan geçtikten sonra bir dikili taşın önüne geldik. Çocuk asası ile bir şeyler yapmaya başladı. "Ne yaptığını bil-" sözümü tamamlayamadan önümde kumdan nir girdap belirdi. "Gel hadi." diyip elimden tutup girdaba girdik...

Biliyorum ilk bölüm bu kadar kısa olur mu? Herneyse lütfen yorum ve vote verin lütfen. Bu sırada multi Aura Fox.

Kane Günceleri Fan-FactionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin