İşe gitmek için bindiği otobüste gözleri dün akşamki genç kızı aradı. Maalesef genç kız yoktu. Genç adam biraz da üzülerek arkalara doğru ilerledi. Bulduğu boş yere oturup camdan dışarı bakmaya başladı. Otobüsün her durduğu durakta kapılara dikkatlice bakıp genç kızın binmesini bekledi. Her durakta biraz daha umudunu yitirdi. Genç kız o gün otobüse binmemişti. Genç adam ineceği durakta inip işinin olduğu mekana doğru yürümeye başladı. Hava bir hayli soğuktu. Genç adamın suratına çarpan rüzgar onun biraz da sevimli sayılacak suratını buz kesmişti. İş yerine geldiğinde montunu çıkarıp iş önlüğünü giydi ve işe koyuldu.
Önce makinaların yağını değiştirdi sonra da günlük bakımlarını yaptı. Bir yandan da konserve kapaklarını yerlerine götürdü. Tüm gün boyunca ayakta duran genç adam çok yorulmuştu. İşinin bitmesine daha bir saatten fazla bi süre vardı. Tüm gün aklında olan genç kızı unutamıyor yorgunluğunu genç kızı düşünerek geçiriyordu. Nihayet işinin sonuna gelmişti. Makine yağından görünmeyen önlüğünü çıkarıp yerine astı. Hızlıca montunu giyip işten ayrıldı. Hızlı adımlarla otobüs durağına doğru yürüdü genç kızı görme ümidiyle. Otobüs durağına geldiğinde yaşlı bir teyzeden başka kimse yoktu. Ellerini montunun cebine sokup etrafa göz atmaya başladı. Ufak bi ayak sesi duymuştu arkalardan gelen.
Evet...
Evet dün akşamki kızdı o
Heyecanla ellerini cebinden çıkarıp birkaç küçük adım attı anlamsızca. Kız durağa doğru geldiğinde genç adamın titreyen ellerine baktı dikkatlice. Genç adam ne diyeceğini ne yapacağını bilmeden anlamsızca hareket ediyordu birkaç karelik yerde.
Otobüs gelmişti önce genç kız ardından da genç adam bindi. Birkaç adım attıktan sonra otobüste yan yana aynı yerleri aldılar. Genç adam kızın hafif olan kokusunu içine çekti. Çok farklı gelmişti. İlk defa böyle bi koku duymuş hissetmişti.
Genç kız otobüsün kapısına doğru yaklaştığıda genç adamın suratında bir üzüntü belirdi. Genç kız ufak adımlarla otobüsten inmişti ardından da genç adam...
