BÖLÜM-26/PART(1)

27.9K 1K 444
                                    

BÖLÜM UZUN OLDUĞU İÇİN İKİ PART HALİNDE YAYINLANACAK ARKADAŞLAR.

Bölüme geçmeden önce multimedyada görmüş olduğunuz kapak çalışmasından bahsetmek istiyorum. @hilarisaa'nın içinden gelmiş.Sağolsun BİRİNA DİLEMIN için bir çalışma yapmış çokta güzel olmuş.Birkez daha teşekkür ediyorum.Kendisi bir-iki hafta önce atmıştı, bugüne nasip oldu duyurmak.

Sizce kapağımızı değiştirmelimiyiz?

Yazım yanlışlarım olabilir.Nerden baksanız beş- altı saattır kırk büklüm bilgisayar başında bölüm yazıyorum.Kör olmadığıma sükrederek part-1'i sizlere bırakıyorum.YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. :)

*****

Boynundan sallanan altın zincirde parmaklarını ağır ağır gezdiren genç kadın , kocasının boynuna gömdüğü kafasına başını yaslamıştı.

"Nefret etmek mi Botan Ağa? "

Karısının kısık ses tonundan kulağına dolan kelimeler genc adamın etli dudaklarını, karısının boynuna bastırmasına neden olmuştu.

Sonrasında başını çeken genc adam , aynada ki aksilerine gözlerini kaydırmıştı.

"Nefretini istemiyor kocan Narin."

Ellerini beline sarılı kollara kaydıran genc kadın , parmaklarını genc adamın iri ellerine sıkı sıkı sarmıştı.

"Senden nefret etmek mümkün müdür ki? "

Karısının belinde ki ellerini daha da sıkılaştıran genc adam, karısının bedenini kendine iyice yaslamıştı.

"Mümkün olmasın ."

"Kapılar ne zaman açıldı bilmiyorum Botan . "
Genc kadın , iki bedenin aynaya yansımış görüntülerinde gözlerini gezdiriyordu. Kahverengi derinliklerle buluşan mavi harelerinin beraberinde devam etmişti. " Tek bildiğim o kapıdan..." ince parmaklarını kolyenin zincirinden kaydırmıs, köprücük kemiğinden göğüslerine kadar indirmişti. "Buraya birseyler süzüldü..." Kocasının sıcaklığını buram buram ardında hisseden Narin, sakin konuşmasına aralıklarla devam ediyordu." Ve bu nefret değil! "

Karısının cevabını sabırla beklemisti Botan Ağa. Sert yüz hatlarında bekleyişinin yansıması çatılmış kaşları gözle görülür biçimdeydi. Çıkkın elmacık kemiklerinin hemen gerisinde duran kulakları , karısının kadife sesiyle dolmuş, genc adamın bir anlığına duraksamasına neden olmuştu. Diyecek birseyler arayan Botan, kurumuş dudaklarını diliyle ıslatmaktan ilerisine gidememisti.Iki dudağının arasından kelimeler bir türlü firar etmiyordu.

Bakışlarını aynada ki aksilerinde uzun uzun gezdiren genç adam, kendisine beklentiyle bakan kadına cevap verememişti. Bu adam ne istediğini de ne yapacağını da bilmiyordu. Bir bakışıyla okyanusa yağmurlar yağdırıp, sularını taşırıyordu. Fakat taşan suların hızla kendisine koştuğunu göremiyordu. Kuma gelinin dalgaları , genc adamın topraklarına hızla kapılıyordu. Ve bunda gerek bir bakışın, gerekse burnundan ciğerlerine dolan o mest edici kokunun ve hatta ufacık bir tebessümün dahi katkı payı vardı.

Hani olur ya yağmur suları toprakla birleşir, ortaya öyle bir koku yayılırki insan her bir soluğun ardından yeni birine muhtaç kalır. Işte genc kadının derin derin soluklarının bir diğer sebebi genc adamın kokusuydu.

Botan Ağa , kuma karısının kendisine kapılmasını istiyordu istemesine de, bir diğer yanı felaket tellalı gibi bunun sonları olacağını haykırıyordu.

Etli dudaklarını karısının boynuna son bir kez bastıran genç adam, karısını cevapsız bırakarak odadan ayrılmıştı.

Ardında omuzları düşmüş, mavi hareleri donuklaşmış bir adet Narin bırakarak gitmişti.

BİRİNA DILEMINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin