Bölümü multideki müzik ile okursanız sevinirim :)
Sihirbazlık mıydı benimki? Yoksa hırsızlık mı? Çok güzel olduğu kesindi ama. Kartlar, ben ve aptallar... Ne doğru bir uyum.
"Yaklaş." Karşımdaki kıza seslendim. Bana bir adım daha yaklaştı. Yüzümden biraz uzakta tuttuğum kupa 7'sini işaret ederek "Bunu görüyor musun?" dedim.
"Evet." Kız tam bir aptaldı. Kendini güzel sanan bir aptal...
"Yaklaş." Tekrar yaklaştı.
"Şimdi?" kız başını iki yana salladı. Aramızda bir nefes boyu aralık vardı. Dudaklarımı hafif aralayıp elimi kızın kalçasına götürdüm. Kız tam dudaklarıma yaklaşacakken geri çekildim.
"Nasıl, numaramı beğendin mi? Sana tavsiye; bu kadar aptal olma." Kız bir anda sinirlendi.
"Senden nefret ediyorum!"
"Tanıştığımızı sanmıyorum. Ve yine sanıyorum ki daha kim olduğunu bilmediğin insanlara nefret duyamazsın. Nefret güçlü bir duygudur." Geriye doğru önce geriye birkaç hızlı adım atıp sonra arkamı dönüp koşarak yüksek duvara atladım ve tırmanıp arkasından atladım.
Aptal kız.
Sahile geldiğimde durdum ve kızın kalçasına dokunurken cebinden aldığım üç yüz lirayı cebime soktum. Yüzümde kendinden emin bir gülümseme oldu.
"İyi işti Atlas."
*.*.*.*.*.*
Sihirbaz değilim ben. Hırsız da değilim. Çok güzel olmadığı kesin ama. Kırmızı mendilim Kızıl, ben ve aptallar... Ne tuhaf bir uyum."Hadi Kızıl! Sana güveniyorum." Elimdeki kırmızı mendili öpüp siyah deri ceketin koluna soktum. Parka giren esmer kadının yanından ona çarparak geçtim ve parka girdim.
"Hey, bana bakın! Şimdi beni dikkatlice izleyin. Bu önemli bir numara." Ellerimi birkaç kez salladım ve numarama başladım.
"Hepiniz birer aptalsınız." Mendili, parmaklarım ile ceketimden çıkarıp havada salladım.
"Bu mendili parmaklarımla ceketimden çıkardığımı anlayamayacak kadar aptalsınız." Mendili yumruk yaptığım elime sokup ellerimi açtım ve takma parmağı çıkarıp içindeki mendili havada salladım.
"Bu mendili bu takma parmağa soktuğumu anlayamayacak kadar aptalsınız." Ceketimi çıkardım ve üzerime yapışan kısa kollu beyaz tişört ile kaldım.
"Peki ya..." Mendili iki elimin arasına koyup sıkıştırdım. "Şimdi?" ellerimi açtığımda mendil orada yoktu.
"Hey, bir saniye. Bu böyle olmamalıydı." Kaşlarımı çatıp beni izleyenlere göz gezdirdim. Esmer kadını bulunca durdum.
"Siz bayan. Sizde bana ait bir şey var. Lütfen öne gelin." Kadın şaşırarak öne geldi. Arka cebinden kırmızı mendilimi çıkardım ve salladım. Herkes alkışlarken kadın alayla gülerek konuştu.
"Tabi tabi. Bu adam girişte bana çarptı ve cebime bunu sıkıştırdı. Kimmiş aptal?" şaşırdım ve inkar ettim.
"Hayır. Ayrıca başka numaralarım da var. Lütfen." Kadın alaycı bir gülümsemeyle bana bakarken ben ise yerden kapüşonlu ceketimi alıp giydim ve başımı önüme eğerek yürümeye başladım. Durup arkamı döndüm.
"Aptal olan sizsiniz. Size yaptığım şeyi anlayamayacak kadar aptalsınız." Bu sefer ben alayla kadına gülerek şapkamı başıma geçirdim ve koşarak parktan uzaklaştım.
Aptal kadın.
Parktan iyice uzaklaşınca cebimden Kızıl'ı çıkardım ve içine sarılmış cüzdanı çıkarttım.
"Harikaydın Kızıl. İşte benim kızım." Yeniden Kızıl'ı öperek cebime geri soktum. Cüzdandaki beş yüz lirayı Kızıl'ın yanına sokup cüzdanı rastgele bir yere fırlattım.
"İyi işti Lodos."
Bu hikayeyi Sihirbazlar Çetesi (Now You See Me) filminden esinlenerek yazıyorum. İsminden de anlaşılır herhalde. Filmi izlerseniz sevinirim. Çünkü karakterlerin kişilikleri, filmdekilere benzeyecek. Karakterler:
Atlas: Jay Daniel Atlas
Lodos: Jack Wilder
Samyeli: Haley
Umarım beğenmişsinizdir. Son olarak 'Cambridge'de Bir Türk Kızı' ve 'Siyah Beyaz' hikayelerime de bakarsanız sevinirim.
-Elçin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİMDİ BENİGÖRÜYORSUN
AdventureBazen sihirbaz olmayı hayal ederiz. Ellerimizi çırptığımızda havada uçuşan beyaz güvercinler, şapkamızdan çıkan sevimli tavşanlar, sopamız ile birilerini kurbağaya çevirmek gibi bir çok hayalimiz vardır. Bu sihirbazlar biraz farklı. Onlar ellerini...