Oflaya puflaya arabaya bindi Esin.
-"şikayet etme!" dedi annesi.
- bu kadar sabrettin 1 ,2 ay daha sabredebilirsin.
-Tabi sen asla diş telli ve gözlüklü bir liseli olmadın anne. şu yaşında bile hala insanlar yolda dönüp sana bakıyorlar. benim ne çektiğimi nereden bileceksin!
Esin'in annesi Deniz Hanım gerçekten de masmavi gözleri, saman sarısı dalga dalga saçları, bebek gibi pürüzsüz teniyle insanların hala dikkatini çekiyordu. Hayatının her döneminde ilgi odağı olmuştu ve olmaya devam ediyordu. Esin fiziksel olarak kendisine hiç benzemiyordu. Daha çok halası Ahsen'e benziyordu. Deniz Hanım emniyet kemerini taktı ve arabayı çalıştırmadan önce Esin'in yüzüne şöyle bir baktı. o onun biricik meleğiydi, güzeller güzeliydi. Diş telleri yada gözlükler asla bebeğinin güzelliğini bozamazdı. Kumral saçları, beyaz teni, babasından aldığı derin kahverengi gözleriyle dünyada ki en güzel şeydi annesinin gözünde. Sevgiyle gülümsedi.
- sabret bebeğim, doktorun dediğini duydun en fazla 2 ay daha kalacak teller. 2 ay sonra harika sağlıklı dişlere kavuşacaksın.
Annesi Esin'i 3. derse yetiştirmişti. Felsefe dersine. Bu ders Esin'in en sevdiği iki dersten biriydi. Diğeri de Edebiyat. Bu iki ders şu sıkıcı okulu katlanılabilir hale getiriyordu. Bir de arkadaşları Sıla, Burak ve Zehra.
Okula girdiğinde ders zili yeni çalmıştı. Bir koşu sınıfa çıktı nefes nefese sırasına oturdu Esin. Hemen felsefe kitabını çıkardı hevesle ama o da ne? Geometri hocası Hüsnü Hoca elinde kitapları sınıfa girmişti.
- Hocam yanlış girdiniz
dedi ön sıradakiler.
-Hayır çocuklar yanlış girmedim. Felsefe öğretmeniniz Ömer Bey'in tayini İzmir Urla'ya çıktı. ohh mis gibi yer valla. şanslı adam. Yeni öğretmen atanana kadar böyle bizler girivericez derslere.
'aman ne güzel' dedi Esin yanında oturan sıra arkadaşı Sıla'ya dönerek. Bir offf da sılanın dudaklarından döküldü.
- Şurda bir felsefe keyfimiz vardı ondan da olduk iyi mi dedi Sıla sıkıntıyla. "Allah'ım sen edebiyatçıya zeval ziyan verme koru onu Yarabbim" diyerek döndü Esin'e. iki genç kız kıkırdadı.
Sıla ve Esin çok iyi anlaşmalarının yanı sıra hayalleri, ilgi alanları da oldukça ortaktı. ikisi de psikoloji bölümünde okumak istiyordu. Sadece Esin İstanbul da Boğaziçi Üniversitesi'nde, Sıla ise Ankara da ODTÜ de okumak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİSENİN EN SIRADAN KIZI
Literatura FemininaEğer lisenin en popüler kızı değilsen ya da en başarılısı, sınıfındakiler dışında kimse seni tanımıyorsa, ya da öğretmenlerin yarısı adını bilmiyorsa işte bu senin hikayen. Sıradan başlayan hayatın nasıl bir masala dönüşebilir? Aşk, hayaller, genç...