Sihir

1

Zııırr zııır zııır!
Kim bu saate arıyor ki? Tahmin edeyim tabiki en iyi arkadaşım Lily!
-"Ne var Lily?"
+"18 Yaş!"
Aaaa doğru ya bu gün benim 18. yaşım. 18!
-"Tamamen unutmuşum Lily!"
+"Aptal arkadaşım benim. İnsan doğum gününü unutur mu?"
-"Ne yazık ki ben farklıyım."
+"5 yıldır unutuyorsun. Bence hafıza kaybı yaşadın."
Tam cevap verecektim ki annem seslendi:
-"Jennifer! Hadi gel kızım. Kahvaltı vakti!"
+"Tamam anne!"
Dedikten sonra hemen telefona geri döndüm.
-"Lily üzgünüm kapatmam lazım annem çağırıyor. Sonra görüşürüz!"
+"Görüşürüz!"
Telefonu kapattığım gibi tuvalete gittim. Banyo yapacaktım ve tam üstümü çıkardığım zaman karnımda bir dövme farkettim. Bir ejderha dövmesi.... Ama ben dövme yaptırtmamıştım ki? Bu da neyin nesi?
Onu kafaya takmamaya çalışarak banyomu yaptım ve kurulandım. Üstüme günlük giysilerden geçirdim ve kahvaltıya gittim.
-"Jennifer seninle konuşmamız lazım." Dedi annem. Ne yapmıştım ki?
+"Efendim anne?"
-"Ben senin gerçek annen değilim. Senin özel güçlerin var kızım. Seni özel bir ülkeden almaya gelecekler. Hızlıca kahvaltını yap ve hazırlan. 2 saate geliyorlar."
Bunu o kadar kolay bir şekilde söylemiştiki bende bir anda çok normal bir şeymiş gibi düşündüm.
Sessizce kahvaltımı yaptım ve odama gidip bütün giysilerimi, özel eşyalarımı falan bir valize koydum.
Yarım saat kala makyajımı yaptım ve onları beklemeye başladım.
Tik tak tik tak
Zaman bir türlü geçmiyordu.
Kafamda binlerce soru vardı.
Acaba orada mutlu olabilecek miyim?
O ejderha dövemesi neyin nesi?
Ejderha dövmesini anneme söylemeli miyim?
En sonunda zil çaldı ve beni bu soru dağından kurtardı.
2 iri yapılı adam geldi ve dedi ki;
-"Jennifer'ı almaya geldik."
+"O benim! Ne zaman yola çıkacağız?"
-"Hemen şimdi. Gel bakalım buraya."
Sessizce onların yanına ilerledim ve son bir kez anneme baktım. Üzgündü... Hemen ona sıkıca sarıldım ve "Görüşürüz!"
Dedim.
Adamlar beni aldılar ve özel bir arabaya götürdüler. Halâ inanamıyordum. Ben gerçekten özel birisi miyim? Araba rahattı, oldukça geniş ve yumuşak koltukları vardı.
-"Yolculuğumuz ne kadar sürecek?"
+"3 gün."
-"Ne yani 3 günümü bir arabada mı geçireceğim?"
-"Hayır. Denizin üstünde yolculuk edeceğiz."
-"Tamam o zaman."
Dedim ve tekrar sessizliğe gömüldüm. Bu gün ne kadar az konuştum ben.
Limana gelmiştik. Açıkçası azcıkta olsa heycanım vardı. Ne de olsa gerçek ailemi görecektim ve sihir yapabilecektim. Arabadan indik ve gemiye bindik. Gemi biraz fazla süslüydü. Açıkçası bunu pek beğenmedim... Bana odamı gösterdiler. Odaya beyaz ve kırmızı renkler hakimdi. Hemen bembeyaz yatağa uzandım. Çok yorulmuştum, sanki 1000 kg taş taşımışım gibi. Belkide yaşadıklarım bana ağır gelmiştir...
Merhaba! Bu benim ilk hikayem ve eğlence için yazılmıştır. Yazım yanlışlarım olduysa özür dilerim. Türkçem pek iyi değildirde. İlk bölüm diye kısa yazdım. Sonraki bölümleri uzun yapmaya çalışacağım.
X