Tamam bana çarpanın Aura olduğunu bilmiyordum. Ha bu sırada ben Mike. Kardeşimin şürekli anlatması garip olurdu herhalde. Heeneyse en son nerde kalmıştık. Tamam karşılaştığımız zamanda.
Nerdeyse halıdan çıkmak üzereydim. Ama biri bana çarpınca hemen kendime geldim. Bana çarpan kişiye bakınca şok olmuştum. "Aura?" dedim şaşırmış bir sesle. Aslında şaşırmamıştım. Çünkü böyle bir sahne görmüştüm. [Ah! Niye cimdikliyorsun.] Bunun nasıl olduğunu bilmiyordum. Ama umrumda da değildi. Çünkü bazı sınavlardan hep yüz alıyordum.
Aura bana şaşkınlıkla bakmaya başladı. "Bu bir rüya değil mi?" diye sordu. "Sanırım değil." dedim onu ayağa kaldırarak. "Sen kesinlikle gerçeksin." diyerek bana sıkıca sarıldı. "Dur bir dakika." diyerek ayrıldı. "Senin burda ne işin var?" diye sordu. "Asıl senin burda ne işin var?" diye sordum. "Bilmiyorum. Buraya neden geldiği mi bilmiyorum?" dedi bir noktaya bakarak. "Ama ilerlememiz gerektiğini çok iyi biliyorum." diyip elimden tutup beni çekiştirmeye başladı.
Korüdorun sonuna geldiğimizde Aura kanter içindeydi. Bunun nedeni ise benim sürekli perdelerden birime doğru ilerliyordum ve oda beni geri getirmek için çekiştiriyordu. "Harika burda kimse yok." diye isyan etti. "Merhaba." diye bir ses duyduğumuzda ikimizde duvarda ki kapıya baktık. Bizimle yaşıt iki kişi duruyordu. Birinin uzun düz siyah saçları ve kehribar rengi gözleri vardı. Oğlan ise siyahiydi.
"Ben Mike. Buda kardeşim Aura." dedim. "Sizde Carter ve Sadie olmalısınız." dedi Aura. Kızın gözlerinde beliren bir anlık hüzün vardı. "Onların nerde olduğunu bilmiyoruz." dedi kıza bakarak. "Peki siz kimsiniz ve Amos denilen kişi kim ve nerde?" diye sordu Aura. Nasıl olurda benden fazla şey bilebilirdi ki? "Amos, Sadie ve Carter'ın amcası. Ve oda kayıp. Bu sırada ben Wallt buda Zia." dedi. "Tanıştığıma memnun oldum." dedik kardeşim ile aynı anda.
"Siz buraya neden geldiniz?" diye sordu Zia sert bir sesle. "Beni buraya babam getirdi. Sonrada bir geçit açıp içine girdi." dedim. Bu sefer ise sıra ise Aura'daydı. "Beni buraya küçük bir çocuk getirdi." dedi. Ama sanki anlatmadığı bir şeyler var gibiydi. "Ne tür bir büyücü olduğunuzu öğrendikten sonra derslere geçebiliriz." dedi Wallt.
"Tamam." dedi Aura gözlerini yere dikerek. Onu tanıyor olsam dicemde onu hiç tanımıyordum. "O zaman size odalarınıza götürüyim. Bu sırada yarın erken kalkın." diyip uzun halıda ilerlemeye başladık. Tabiki de yine benim yüzümden odadan zor çıktık. "Mike beni izle." diyerek Wallt'ı takip etmeye başladım.
"Sadie ile sevgilimiydin?" diye sordum. "Aslında sevgiliyiz desen daha doğru olurdu." dedi omzunun üstünden bana bakarak. "'Sevgiliyiz' derken?" diye sordum. "Ben hem Wallt'ım hemde Anubisim." dedi. "Uzun bir hikkayeye benziyor." dedim. "Haklısın öyle. Sonra anlatırım." dedi. "İste senin odan." diyip bir kapıyı açtı. "Unutma sabah saat 9'dan önce kalkmalısın." diyip odaya girdim...
Bu sonlara artık alıştım doğrusu. Bölümler 15 tatile kadar belli bir aralıkla gelmicek. Ama 15 tatil bitene kadar iki günde bir bölüm yayınlarım artık. Bu sırada 5SOS'da en sevdiğiniz kişi kim? Benim Micheal. Bu sırada multi Mike Fox.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kane Günceleri Fan-Faction
FantasyHerşey karman çorman olmaya başladı. Carter ve Sadie en gerektiği anda ortadan kayboldu. İblis Adasındaki taş büyük bir gücü salmak üzere. Ve Hayat Evi yine bölünmeye başladı. Son çok yakında. Yeni bir kehanet ve yeni bir çağ başlıyor. Hemde onun...