3 ay tatilden sonra okul zamanı. Okulu hiç özlememiştim ortam hariç tabiki. Sınıfımı , arkadaşlarımı , bazı hocaları , ortamı baya özlemiştim. En çokta sevdiğim çocuğu. Aylardır sadece fotoğraflarından görebiliyodum onu. Fotoğraflarına bakarken saat 9'u bulmuştu yarın okul vardı ve ben hala ayaktaydım. Gece 12'ye kadar telefonumla uğraştım , okulun heyecanı vardı çok zor uyusamda uyumuştum.
Alarm sesine uyandım. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Kıyafetlerimi giydim , altıma yüksek bel siyah pantolon , üstüme göbeği açık bir tişört , saçlarım kıvırcık , ayağıma airforce gitmiştim. Hafif bir makyaj yaptım.
Okula doğru yürümeye başladım. Sıra olmuşlardı bile , hemen sıraya doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Bizim sınıftakilerden dolayı ufak bir saldırı yaşadım. Herkes gelip sarılıyor , öpüyordu.
Sevdiğim çocuk Yazgı'yla göz göze geldim. Yazgı'yla geçen sene çıkmıştık , ciddi gidiyorduk , ayrılacağımızı hiç düşünmemiştim ama ayrıldık. Ben hayla onu seviyordum ve biz arkadaştık , yakın bir arkadaş.
Her zaman ki gibi müdür susmak bilmiyordu ardından müdür yardımcısı derken en sonunda müzik öğretmeni İstiklal Marşı'nı okumadan önce ses veriyordu "Korkma , 1 , 2" derken İstiklal Marşı'nı okumaya başladık... Bitmişti. Sınıfa doğru yürümeye başladık , sarılmadıklarıma sarıldım.
Öğretmenler zili çaldı , öğretmen kapıdan içeriye girdi. 2 senedir sınıf öğretmenimiz olan İngilizce öğretmeni Zeynep hoca yine bizim sınıf Öğretmenimizdi. Aslında seviyordum ama bazen nefret de edebiliyordum. Neyse 40 dakka boyunca 3 ay tatili anlattıktan sonra zil çalmıştı. Heyecanla sıramdan kalktım , Aleyna ve Büşra'yı alıp dışarı çıktık.
Tabiki fotoğraf çekilmeden olmazdı , depolama alanımız dolana kadar fotoğraf çekildik. Öyle böyle derken okulun ilk günü aksiyon , macera olmadan geçmişti.
Eve geldim fotoğrafları düzenleyip , bir tanesini instagrama , bir tanesini de faceye attım. Bütün gün telefonla uğraştım ve bu sene teog vardı , planım okuldan geldikten sonra tekrar yapıp test çözmekti ama öyle yapıcak gibi değildim. Yemek yedim , dişlerimi fırçaladım ve yatma saatimin geldiğini farkettim , yatağın içine girdim.Uykum olmadığı için telefonu aldım ve Yazgı'ya mesaj attım.
"Naber nfcjsj"
2 dakika geçtikten sonra telefonum titredi , mesaj gelmişti Yazgı'dan;
"İyi malcım sen sjfjd"
"Malcım" kelimesi takılmıştı ağzımıza , her 2 kelimeden biri o malcım dı. Baya konuştuk , eski konular açıldı. O açtı aslında konuyu "çok güzel günlerdi" diye. Bir an duygulandım , o günleri hatırladım. Her teneffüs elimi tutuşunu , sarılışını , yanağıma öpücük koyduruşunu en çokta gülüşünü özlemiştim , ağlamaya başladım. Bunu ona söyledim ve "Ağlama lütfen" dedi.
Az önce ağlayan ben şimdi sırıtıyordum. Mutlu olmuştum. Uykum gelmişti , tabiki onunla konuşmaya devam etmek istiyordum ama gözlerimi açıp , yazamıyordum bile.
"Benim uykum geldi kusura bakma iyi geceler fjfn" yazdım ve faceden çıktım.
Sabah kalktığımda "Günaydın malcım" diye mesaj atmıştı.Bi an uçuyorum sandım. Bende "Günaydın malcım" yazdım. Okul saati yaklaşmıştı faceden çıktım ve okula hızlı adımlarla yürümeye başladım. Okulun kapısına adımlarımızı birlikte attık , birbirimize gülümsedik ve sıraya yürümeye başladık.
İnternet üzerinden ne kadar rahat konuşuyorsak , reelde bi o kadar konuşamıyoduk. Beni ilk Yazgı sevmişti , sonradan sevip ne ara tutuldum bu kadar anlamış değilim. O bunun farkında , ben bile farkında değilken. Karşısına geçip "Sen Benimsin" demek var ama onun karşısına geçtiğimde bir sırıtıyo maşallah , öyle bi bakıyor ki gözlerimin içine "Ne dicektim?" diye soruyorum kendi kendime , ne diyeceğimi , ne yapacığımı unutturuyor bana.
Okulun 2.haftası falan ;
"Naber" diye mesaj attım. Görüldü yaptı , soğuk davrandı. Kesin hayatında birisi vardı "Biriyle mi çıkıyosun" diye sordum."Evet" dediği an yıkıldım , ama yine soğumamıştım , yine aşıktım. Kendi kendime karar verdim , bir daha ona yüz vermiyecektim , sevmiyomuş gibi yapacaktım (yapamadı).Bir süre sonra ayrıldıklarını öğrendim. Yazgı bana mesaj atmaya başladı , yine konuşmaya başladık. O kadar kaptırmıştım ki benimle eğlenmesine kendim izin vermiştim , ama bunun farkında değildim. Beni kıskanmıştı , kıskandı ya inanamıyorum hemde Berk Atan'dan ünlüden. En mutlu günlerimi yaşattı uzun bir süre sonra. Yalandan kıskanmasını sevdiğim , yine o kıza gitti. Yine beni üzdü , yine kırdı , yine ağlattı. Ben onun için sadece eğlenceymişim , bunu çok geçte olsa farkettim. Ama hayla fazlaca aşıktım , ona bağlayan bir şey vardı bende. Ne olursa olsun vazgeçemiyordum. Bu malda ne buluyordum? Tamam hasta olduğum bir gülüşü vardı , boy pos maşallah , esmer desen çikolata gibi tam sevmelik. Ne bulamıyordum ki diye sormak gerekir.
Artık umursamamaya karar verdim , hani derler ya "senden vazgeçtiğim gün sen beni seveceksin" inşallah sever , benim gibi tipsiz biri sevilmez ama beni en güzel bulan kişi o , bilemedim şimdi.
İlk deneyimim inşallah beğenirsiniz , kafamı toparlayamadım neyse bu kadar by :)