1.BÖLÜM

41 5 0
                                    


Yıllar sonra ilk defa oraya gitmiştim. Yıllardır uğraşıyorum ama geçmişimden kaçamıyorum. Onların ölümü gözlerimin önünden gitmiyor. Gözümü her kapattığımda o gün gözümün önüne geliyor. 10 yaşında bir çocuğun görüp yaşayabileceği türden şeyler değildi bunlar. Onları asla affetmeyeceğim. Beni küçücük bir çocukken yapayalnız bırakan insanlardı onlar. 16 yaşımdan sonra çöpe attığım bütün mektupları bulup okuyan çocuk, her şeyim olmuştu Doruk. Arkadaşım,sevgilim,sırdaşım her şeyimdi o benim. Onunla buluşacağız birazdan. Sinemaya gideceğiz Ah, işte geldi.

-Selam Doruk.

-Selam Ada.

Parfümünün kokusunu içime çekmiştim. Uzun zamandır bana huzur veren tek şey parfümünün kokusuydu. İki kaybolmuş ruh birbirini bulmuştu. Aşk filmine gitmiştik. Sonunda kızın ailesi çocukla evlenmelerine izin vermiyordu. Sonra biraz daha dolaştıktan sonra eve gittik koskoca evde tek başına oturmak da sıkıcıydı doğrusu. Kitabımı elime aldığım sırada kapı çaldı. Gelen kargocuydu. Başka kim olabilirdi ki zaten. Kimsesiz kızın kapısını kim çalardı? Neyse ben tekrar kitabımı okumaya başladım. Kitabı defalarca okumama rağmen tekrar tekrar okuyordum. Doruk'la beraber aldığımız bu kitap tıpkı beni anlatıyordu. Onu seviyordum ama onun bana karşı duyduğu kadar fazla bir his yoktu içimde. Benim için her sırrımı paylaştığım en yakın arkadaşımdı. Zaten başka da arkadaşım yoktu...

Kitabı okurken uyuya kalmışmışım. Telefonun mesaj sesiyle uyandım. 

Gelen Doruk: Hazırlan gelip alacağım seni. 20 dakikan var. 

Ne 20 dakikada nasıl hazırlanacağım ben!?

Göderilen Doruk: Tamam,nereye gidiyoruz?

Yaa görüldü yapıp cevap vermemişti. Neyse daha fazla zaman kaybedemem. Hemen hazırlanmam gerekiyor. Bir tişört ve kot şortumu giyip saçlarımı yapmaya başladım çok sürmedi zaten, saçlarımı tarayıp dışarı çıktım. Doruk gelmemişti. 5 dakika kadar spor arabasıyla yanımda olduğunda çok cool gözüküyordu. 

-Atla. 

Bindim ve yola çıktık. Nereye gidiyoruz dediğimde yine cevap vermedi. Kafası bozuktu herhalde. Yine suratı morluklarla doluydu. Kavga etmişti. Morluklarıyla bile çok çekiciydi. Ben içimden konuşurken sessizliği bozdu.

-Seni pek hoşlanmayacağın bir yere götüreceğim. Buna hiç sevinmeyeceksin ama acılarınla yüzleşeceksin sakın soru sorma gidince görürsün.

-Dor..

-Soru yok!

Bir süre sonra mezarlıkta durmuştuk. O mezarın önünde durduğumuzda. Anlamıştım nereye geldiğimizi. Tam koşmaya başlamışken kolumdan tuttu ve geri çekti. 

-Bırak beni Doruk!

-Bırak dedim sana.

O sırada ağlamaya başlamıştım gözümden ince ince yaşlar süzülürken. Elinden kurtulup koşmaya başlamıştım. Durmaksızın koşuyor bir yandan da ağlıyordum. Canım yanıyordu. Bir taksiye bindiğimde artık peşimden gelmediğini farkettim. Nasıl böyle bir şey yapardı. Nasıl beni ailemin mezarına götürmeye kalkışırdı? O sırada eve gelmiştim. Çok yorgundum. Bu şeyleri nasıl yaptığını düşünürken uyumuşum... 



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Çöpdeki Mektup Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin