Sabah olmuştu ve ben erkencilerdendim. Uykuyu pek sevdiğim söylenemez. Genelde erken uyanir , dışarı çikardim ve eğer hala bir işim varsa oraya giderdim, fakat şuan bir işimin olmayışı kafama dank etmişti. Henüz 2 gün önce çalıştığım marketten kovuldum sebebi ise dergileri okumamdı. Bir türlü anlayamadım ki ne vardi yani calisirken dergi okusam, insanlar hem okuyun bilgilenin, iyi yetişin diye kendilerini yırtıyolar hemde okumamıza karısıyorlar. Ne adalet ama!
Herneyse ben okulu bırakmak zorunda kaldım ki zaten bırakmasaydım %90 atılacaktım çünkü okul yapmacık tiplerden ve gıcık hocalardan başka bir şey degildi. Sürekli sataşan insanlar ve disipline gönderen hocalar...
Aileme gelince annem ve babamdan ayrı şehirdeyim okulum için memleketi bırakmıştım ve şuan okula gitmememe rağmen geri dönmek istemedim çünkü yetişkindim ve artik tek başıma yaşamak istiyordum. Tek çocuktum ve bizimkiler ne istersem yapiyorlardı bende bu avantajımı kullanmıştım. Her ay düzenli şekilde para gönderip arıyorlardı işte bu kadar. Boş oturmayı sevmezdim ve daima uğraşacak bir seyler bulurdum fakat bugün hiçbir şey yapmamıştım bir işim bile yoktu. Sanırım sıkıntıdan ölmeden önce iş aramalıyım.
Dışarı çıkmıştım şuan iş aramaktan çok alışveriş yapmak istiyordum nedenini bilmiyorum ama canım sıkılmıştı. Bende avm'nin yolunu tuttum. Henüz bir araba almamıştım fakat artık bunu düşünmeliydim. Kışın uzak mesafeler yürümek hiçte hoş değildi.
Avm ye varmıştım hatta ilk ayakkabı mağazasından kendime dün çok özenerek baktığım Harry'nin giydiği botlardan almıştım. Gerçekten çok güzeldi. Sonrasında giyim mağazasına geçtim reyonları geziyordum ve burası oldukça kalabalıktı. Gözüme kırmızı dar ve kısa bir elbise çarptı, sanırım bu ilk görüşte aşk! Hızlı adımlarla elbiseye ilerliyordum ona vardığımda önüme bir bayan atladı ve elbiseye kaptı olayı anlayamadan kadına baktım ve bana ters bakışlar atıyordu. Yanlış kişiye çattın kızım o elbise benim!
Dayanamayıp elimi atarak elbiseyi kızın elinden aldım ve bedenine baktım eğer bedenim değilse sorun yaratmaya gerek yoktu fakat doğru tahmin. Benim bedenim. Kadının yüzüne bakarak "bunu alıyorum." dedim fakat tek hamleyle elimden kaparak "asıl ben alıyorum." dedi. Sakin ol Melissa aynısından bir tane daha vardır değil mi?
Görevli bayani çağırarak aynısını istediğimi söyledim ama bana maalesef o elbisenin son olduğunu söyledi.Hayır hayır o elbiseyi sana kaptırmayacağım güzelim!
Görevli bayan sözünü bitirmeden kapıştığım kadının sessizce arkasından dokunarak bana bakmasını sağlarken elinden elbiseyi almış üzerinede ayağına basarak acı çektirmiştim. Ama bunu o istedi.
Direkt kasaya koşarak elbiseyi aldım ve bir tur atıp çıktıyordum ki kapıdan alarm sesi duyuldu. Durup ne olduğunu anlamaya çalışırken sesin benim yüzünden çıktığını anlamıştım. Anında güvenlikler yanıma geldiler ve
"Hanımefendi çantanıza bakmamız gerekiyor." dedi ben şok olmuştum suan resmen hırsızlıkla suçlanıyordum.
"Bu nasıl olur ben hiçbir şey çalmadım hatta aldığımın fiyatını bile ödedim."
"İzninizle çantanızı uzatır mısınız?" dedi ve bende dediğini yaptim.
Çantamın içinden barkotu alınmamış bir eldiven çıkmıştı.
Buda neydi böyle o eldiven çantama nasıl girmişti?
...
Begenip yorum yaparsaniz cok sevinirim :)
Sizi seviyorum<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troublemaker
FanfictionSen tam bir sorun çıkarıcısın dedi yeşil gözlerini gözlerime dikerek. Ama aslında konu o olduğunda böyle oluyordu.