Bangtan İbret Collection

Jimin x Kebap 1.Bölüm

Jimin ile Facebook'tan tanıştık. "kebap-lovers2015" sayfasının adminiydim. Her paylaşımın altına salak salak yorumlar yapıyordu. İyi sohbet döndürüyorduk. "Burdan zor oluyor, kakaotalk?" yazması ile işler değişti. Tam bir kekoydu... Ama sabah akşam konuşur olmuştuk. Giydiği donuna kadar biliyordum artık (paçalı don). Neredeyse 1 yıla yakın bir süre konuştuktan sonra artık ikimiz de buluşmak istiyorduk. Ama çok farklı ülkelerdeydik, buluşmamız imkansız gibiydi. Fakat artık dayanamıyordum, hayatımın her şeyi olan insanı yakından görmek istiyordum.

Bavullarımı topladım ve "Ver elini Kore" dedim. Aslında sürpriz yapmak istiyordum; ama dayanamayıp söyledim, çok mutlu olmuştu. "Gelirken 2 porsiyon adana getir, yeriz" dedi. Allahın kekosu... Neyse, kebapları alıp havalaanına gittim. Yolculuk adeta geçmek bilmiyordu, efkarlanıp kulaklığımı taktım, Arsız Bela dinlemeye başladım. Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra Kore'ye vardım. Jimin beni havaalanından alacaktı. Etraftaki insanlara gözümü gezdirdim. Çok heyecanlıydım. Jimin'i görür görmez kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Göz göze geldik. O kadar tatlı gülüyordu ki ne yapacağımı şaşırdım. Ona doğru koştum ve hemen üstüne atladım. Çocuk neye uğradığını şaşırdı.İnanamıyordum, sonunda kavuşmuştuk. Konuşmaya utandım.Ağzımdan ilk çıkan kelimeler "OPPA ÇEBALLL" oldu. Bana iğrenen gözlerle baktı. Biraz utandım ama pişman değildim. Duymamış gibi davrandı ve ''Seni çok seviyorum, sonunda kebap yiyebileceğim'' dedi. Kalbim küt küt atıyordu. Ona bu acı gerçeği söylemem gerekliydi... "Kebapları havaalanına almadılar" dedim. Jimin yıkıldı. "Neyse artık bir sonraki sefere... Şimdilik başka bir yere gidelim'' dedi. "Nereye gidiyoruz?" dedim ama cevap vermedi. İçten içte korktum, ya kerhaneye gidiyorsak diye. Çok şükür bir kafeye girdik, Jimin "Şefim bize iki çay" dedi. Çaylarımız da geldi, harika bir atmosferdi. O kadar mutluydum ki... Sanki birbirimizi 40 yıldır tanıyor gibiydik. Bol bol sohbet edip gülüştükten sonra "Saat geç oldu artık eve geçelim" dedi. Tamam dedim, ama evi gerçekten de çok dağınıktı ve içeride feci bir koku vardı, bela okumaktan içeri giremedim. "Ya nolur otele gidelim, ben burada uyuyamam ne yaptın sen bu evde" dedim. Bir an düşündü ve "Hiç..." dedi. Allah bilir ne yaptı amk kekosu... 10 saat mızmızlanınca otele gitmeye karar verdik.

Oteli çok beğenmiştim, yatağın üzerinde kırmızı gül yaprakları vardı. Yatağın çift kişilik olduğunu farkedince biraz utandım ama bozuntuya vermedim. Jimin de utanmış gibiydi. "Odayı beğendin mi? Beğenmediysen değiştirebiliriz xd" dedi.Ne kadar da düşünceli bir erkek... Kaşar olduğum için "Beğendim ya" dedim.
Rahatlamış gibi görünüyordu. Yine gözleri kaybolana kadar tatlış tatlış gülümsedi. İkimiz de ne yapacağımızı şaşırmıştık, bari minibarı açayım, ortam yumuşar diye düşündüm. Minibar boş çıktı tabiki. Jimin iPhone 6s 128gb Silver'ını çıkarttı. Hemen koşup "OPPA ÇEBAL BİR SELCA ÇEKİNELİM" dedim. Yarım saat fotoğraf çektik, sonra Jimin "Seni bir arkadaşımla tanıştırmak istiyorum" dedi.Acaba nasıl bir kekoyla tanıştıracaktı cidden merak etmiştim. "Ok tanıştır" dedim. Birini aradı. "KANKİY BULUŞAK MI?" dedi.Karşıdaki de hemen "OoOoOoO KANKS HEMEN GELİYORUM NERDESİN?" dedi. Konuşmalardan biraz tırstım ve daha fazla rezilliğe şahit olmamak için banyoya kaçtım. Jimin adeta bir Türk gibi bağıra bağıra telefonda konuştuğu için başkalarının sesten rahatsız olup gelmesinden korktum, ama susturamadım da. Birkaç dakika sonra kapı çaldı, "Aha sesten rahatsız olup şikayete geldiler kesin" diye düşündüm ama kapıyı açar açmaz içeriye birisi daldı, ve şikayetçi gibi durmuyordu...

BİR SONRAKİ BÖLÜMDE NE OLACAK? HEROINE JIMIN E VERECEK Mİ? HD İZLE İNDİRMEDEN İZLE BEDAVA İZLE 720P İZLE
kebap-princess