**
Hayatın hep sürprizi vardı bizlere. Hep bir şeyler oldu. Kader, alın yazısı derdik ya hani. Peki ya benim şuan ki durumum?Şuan bana 'Kardeşim' diyerek sarılan çocuğa baktım. Sende kimsin?
"Biliyorum sende şaşırdın ben gibi. Ama ikizinim ben senin. Beni içeri alırsanız neler olduğunu anlatacağım. " babama baktım, gözleri dolmuştu kocaman adamın. O halde birşey demedi, sadece kafa salladı. O dağ kadar koca adam, sadece kafasını salladı, dolu gözlerle.
Oturma odasına geçtik. Biz babamla aynı koltukta oturduk, o da tam karşımızdaki koltuğa.
"İlk önce şöyle başlayayım. Ben Melih. Biliyorum, yaklaşık 14 - 15 seneden beri hiç gelmedim. Ama inanın benim de haberim yoktu, sonra söylediler. Bizim doğduğumuz yıllarda çocuk kaçırma olayları olurmuş, hemşireler çocuğu olmayan kişilere çocuk kaçırıp verirmiş. Beni de öyle yapmışlar. Sizlere de öldü demişler. Bana dediklerinde hemen çıktım ve burayı buldurdum. Hep bi yarım var gibi hissederdim meğer doğruymuş. Melek, ikizim." Dedi. Gözümden akan yaşları durduramıyordum, öylece akıyordu. Sesimi bile çıkaramadım, sonra konuşmak için ağzımı açtım. Birden kalbimden gelen bi sıkışma ve nefes almama beni endişeye sürükledi. Allahım ikizimi bulmuşken nerden geldi bu kriz?
Bu sefer hareketler bile etkili olmuyordu, nefesi kısıtlı olabilmek beni şuanlık uyanık tutuyordu, yada ölümden uzak.
Babam ağzıma ilacımı sıktı, ama hala birşey olmadı. Yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu, son hatırladığım Melih'in endişeli bakışı ve babamın beni uyanık tutmaya çalışması.
***
Hastane kokusu... Gözlerimi hala açasım yoktu. Birkaç bozuk sesler duyuyordum. Sonradan boğuk sesler, anlamlı gelmeye başladı.
"... bak sana güvenmeme değil. Üzülme olmasın diyorum, umutlanma. Burdayken DNA testi yaptıralım dedik. Şimdi sonuçta sıra." Bunları diyen Doğa'ydı. Yazık benim yüzümden hastanede geçecek ömrü.
Bu kadar iyi olmak başkalarına fazla dış ses.
Olabilir. Kalbimde hala ağrı vardı, gözlerimi açtım ve yatağımın başındaki suya elimi uzattım. Sonra suyu aldı Doğa.
"Uyandın demek Angelım" suyu bana uzattı, birkaç yudum aldım ve elimle ittirip istemediğimi belirttim.
"Melek Soydemir..." Cevap verecekken hemşire geldi, "...istenen DNA testi sonucu geldi." Dedi.
Ve kenarımdaki masaya bıraktı ve gitti.
"Ne testi, ne testi?" Dedim Doğa'ya bakarak.
"Ben yaptırdım kabul. Ama üzülme diye. Şimdi şuna bakalım" diye zarfa uzandı eline vurdum ve zarfı aldım.
"Kimse bakmayacak, ben bakacağım ama sonra" dedim. Doğa göz devirdi. Melih kenardan bizi izlemek ile yetindi.
"Hem ben Melih'in ikizim olduğuna eminim, baksana tam ben gibi. Gergin ortamda kenarda bekliyor" dedim ve gülümsedim.
Doğa sandalyeyi daha yakınıma çekti.
"Diğerleri geldiler ama yolladım. Baban ve Berk abi hariç, Derin, Afra, Mustafa, Beril, Ata, Gökmen , Coşkun geldi geri yolladım. Ama dediğim gibi baban ve Berk abi gitmedi... Can desen geldi gördü filan sonra zor yolladık, içkiliymiş zor ikna ettik, yanlış anlar filan daha yorulma diye. Kargaşa çıkarır sonra,Melih'i daha görmedi yani." Gülümsedim.
"Doğam, sen niye gitmedin?".
"Seni bırakır mıyım canımın içi? ".
"Bırakma canım. " ve doktor baskın girişi yaptı. Alt tarafı taburcu edilebileceğimi ve haftalık kontrolleri asla aksatmayacağımı diyeceksin bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader #Wattys2016 (TAMAMLANDI)
Random*Acemi bir yazarın en başta kötü yazıp, sonradan iyileşen hikayesidir. Okumadan geçmeyin ve votelemeden, lütfen* ------------------------------------------------------------------------------ Hayatta sadece tek bir kişiyi severim sanıyordum. Yanılmı...