Saatlerce süren derin uykumun son demlerini yaşıyorken aklımı toparlamaya çalışıyordum. Beynim çalışır duruma gelmişti ama gözlerim açılmamakta ısrar ediyordu. Ellerimi zorla gözlerime doğru götürüp ovaladığımda artık ışık görmeye hazırdım. Kafamı pencereme doğru çevirdiğimde akşam üzerini yaşıyor olduğumuzu gördüm. Sabah çok erken bir saatte kalkıp iş seyahati için şehir dışına çıkacak olan babamı uğurlamıştık. Sonraysa bir türlü hayallerimde yaşattığım uykuma dalamamış, pencereden uzaklara bakarak oturmuştum. Hayat belirtisi gösteremediğim o süre zarfında aklımda dolaşıp duran tek şey bir önceki gece Ares ile aramda geçen konuşmaydı.
Düşünmemem gereken bir konuydu ama bunu bir türlü benden bağımsız olarak çalışan beynime sokamıyordum. Ardından yatağıma tekrar geçmiş ve uykuya dalana kadarda aynı konuyu düşünüp durmuştum. Şimdiyse uyanıktım ve aynı döngüyü yeniden yaşıyordum. Yaptığım şey ne kadar doğruydu? Bu soruya bir türlü tatmin edici bir cevap veremiyordum. Bozuk plak misali takılı kalmıştım. Üzerimdeki çarşafı yan tarafıma atıp saatlerdir içinde olduğum yataktan çıktım ve banyoya girdim. İlk önce nefessiz kalan yüzümü ferahlatmam gerekiyordu. Musluğu açmamla soluksuz akmaya başlayan suyu kısa bir süre izledikten sonra avucumu su ile doldurup yüzüme çarptım. Soğuk bir an için iyi gelmişti. Havluyla ellerimi kurulayıp ilk önce banyodan sonraysa gün içerisinde neredeyse hiç ayrılmadığım odamdan çıktım. Kafamı dağıtmam gerekiyordu.
Her zamanki nezaketimi bir kenara bırakıp abimin odasına aniden girdim. Onunla zaman geçirsem iyi gelebilirdi ama burada yoktu. Açtığım kapıyı tekrar kapatıp salona doğru inerken bir yandan da evde olması umuduyla ona sesleniyordum.
"Abi!" Tekrar etmeme gerek kalmadan sesini duyduğumda rahatlamıştım. "Salondayım." Adımlarımı yavaşlatıp salona ilerledim. Üçlü koltuğa uzanmış televizyon izliyordu. Koltuğun kenarına oturup usulca konuştum.
"Herhangi bir işin var mı bugün?" Bakışlarını ekrandan çekip bana kaydırdı. Bir süre öylece baktıktan sonra cevap verdi.
"Neden sordun?" Umursamaz bir şekilde omuz silkip "Beraber film izleriz diye düşünmüştüm." dedim. Uzandığı yerden doğrulup oturur pozisyona geçerken "Olabilir aslında, evdeyim." dedi. Şanslı günüm olmalıydı bugün. Evde olduğu nadir anlardan birini yakalayabilmiştim.
"Ne izliyoruz peki?" diye sordum koltuğun boş kısmına yerleşirken.
"Hiç oturma bence mutfağa in. Filmi ben seçerim." Başımla onu onayladıktan sonra mutfağa inmek üzere hareket ettim.
"Aksiyon filmi olsun mümkünse."
En sevdiğim film türlerinden biriydi ve şu an başka bir türde film izlemek içimden gelmiyordu. Dolapları karıştırıp atıştırmalıkların bir kısmını tabaklara boşaltıp ardından da buzdolabından portakal suyunu alıp bardaklara doldurdum. Orta boy tepsilerden birine hazırladıklarımı yerleştirdikten sonra yeniden salona çıktım.
İki saatten fazla süren film keyfimiz son bulurken aklıma yeniden Ares geldi. Filmi izlediğim sıralarda da birkaç kez aklıma takılmıştı ama kendimi olaylara vermem gerektiğini düşünüp hızla aklımdan silmiştim adını.
"Etkileyici sondu." Son anda abimin dediklerini idrak ettiğimde kısaca "Hıhım." deyip kendi dünyama yeniden dönmüştüm.
"Bir film daha mı izlesek?" Kaşlarını kaldırmış cevap vermemi bekliyordu.
"İkinci film teklifi ha? Beni şaşırtıyorsun. Arkadaşlarınla aran mı bozuk? Telefonun bile çalmadı film boyunca?"
Hem alay hemde şaşkınlık sesimde yerini bulurken söylediklerimde ciddiydim. Elleriyle yanaklarımı koparırcasına sıkmaya başladığında "Sana da iyilik yaramıyor şımarık." deyip savunmaya geçmişti.