**Ceza almama sebep olan günün ardından tam 5 gün geçmişti. Bense 5 gündür hasta numarası yapıp evede yatıyordum.Prensesli pembe pijamamla Pembe koltuğumda yayılıp Ayı Winnie ve küçük sevimli Pigglet'i izlerken kapı çaldı. Hiç istifimi bozmadan izlemeye devam ettim. Muhtemelen annemin arkadaşlarıydı,televizyoun sesini biraz daha açtım. Bu yüzden olmalı ki odama giren bir Zayn Malik'ten haberim yoktu.Bay Sinirli Tavşan havuç tarlasına zarar veren köstebeği yakalamaya çalışırken tam gözümün önünde bir dinazor belirdi. Şaşkınlıkla kafamı geri atıp çığlık attım. Zayn ise dudaklarını gülmemek için birbirine bastırıyordu.
-Neden geldin?" diye sordum. Umursamaz gibi görünmeye çalışıyordum ama oyunculukta yetenekli değildim.
-Ben sadece..." Dinazoru uzattı:
-Bunu sana getirdim." oyuncağı ittim:
-Onu istemiyorum. Senin olsun." Tepkimle omuzları düştü ve iç geçirdi:
-Ama Bay Dinazor senin arkadaşın olmak istiyor." Ayağa kalktım:
-Ben oyuncak istemiyorum." dedim beklentiyle gözlerimi açarken.
-Biz Malikler özür dilemeyiz!" dedi gözlerime kararlıca bakarken. Omuz silktim :
-Amma da değerliymiş sadece 2 kelime söyleyeceksin hamamböceği!" dedim öfkeyke sağ topuğumu yere çarparken.
-Sen kime hamamböceği diyorsun kızım!" diye bağırdı öfkeyle. Omuzlarımı aşağı yukarı hareket ettirirken:
-Sana diyorum işte sana! Benim ismim erkek ismiyse sen de hamamböceğisin,saçların kara,tenin kara,hamamböceği işte!" diye söylendim. Sinirden veya üzüntüden nedenini bilmesem de Zayn'in gözleri dolmuştu. Mavi Dinazoru yere fırlattı:
-Al! Özür felan dilemiyorum işte."diye bağırdı ve kapıyı çarpıp aşağıya koştu. O gidince Bay Dinazor'u kucağıma alıp ağlamaya başladım.
Madem Malik'ler özür dilemiyordu,Waldorf'larda özür dilemeyecekti işte.
**
11.12.2009
Şaşkınlığımı bir kenara bıraktım ve yüz ifademi kontrol altına almaya çalıştım. Ani çıkışı beni sinirlendirse de hiçbir şey söylemeden gri çantamı sırtladım ve tam karşısına yürüdüm:
-Al sıran senin olsun. Bilmiyordum"diye fısıldadım sadece onun duyabileceği bir sesle ve omuz atarak cevap hakkı tanımadan sınıftan çıktım.Bu sefer havalı bir çıkış yaparken düşmemiştim. Çok ilginç.Bahçeye doğru koşar adımlarla yürüdüm. Yapacak hiçbir şeyim yoktu,eve gitmek de istemiyordum. Sanırım Bradford'u kurcalayacaktım.Bir süre hiçbir amacım olmadan yürüdüm. Kocaman beyaz evin tam karşısında istemsizce durdum. Meşhur Malik Malikhanesi.. Gülümsedim,sadece 11 yıl önce Zayn ile birlikte şu ağaçların arkasında saklanbaç oynuyorduk. O nezaman ebe olsa beni kolayca bulması için kolay yerlere saklanırdım. O ise her seferinde beni görmemiş gibi yapardı ve nihayet beni görmeye karar verdiğinde ağaca doğru koşup:
-Karıcığım sobe!"diye bağırırdı. Oysa şimdi beni unutmuştu,eski bir arkadaş olarak bile hatırlanmaya hakkım yoktu. Gözlerimin dolmasına izin vermemek için bakışlarımı evin bahçesinden ayırdım ve yürümeye devam ettim. Madem o karıcığını hatırlamıyordu,ben de kocacığımı hatırlamazdım değil mi?
**
-Kızım olaya bak yalnız! Yıllar sonra Bradford'a geri dönüyorsun ve trigonometri sınıf arkadaşın çocukluk aşkın oluyor.!" Elise'nin durum değerlendirmesini dinlerken sanki görecekmiş gibi yüzümü buruşturup omuz silktim ve elimdeki zavallı kağıdı parçalanmaya başladım.
-Ve sen onu tanıdığın halde o seni tanımıyor!" diye devam etti
.-Evet Elise aynen öyle oldu."dedim alayla;çünkü tam 1 saattir benim ona anlattığımı o da bana anlatıyordu.
-Ee seni tersleyince sen ne yaptın."diye sordu merakla. Eminim ki bunu "Bradfor kreşinin yalan olmuş çocukluk aşkları"başlığı altında tüm Londra'ya yayacaktı.Esnedim:
-Bir ergenlik yapıp kucağına atladım ve"ağzımı yayarak devam ettim:
-Ay aşkıaam beni tanımadın mıaa?"
-Dalga geçme Dylan!" diye söylendi.
-Hayır yani,ne yapmış olabilirim Elise ben de onu tersledim ve gayet cool bir biçimde sınıftan çıktım." kıkırdadı:
-En son bir erkeğe laf sokup sınıftan çıktığında nöbetçi öğretmenin üstüne düşmüştün." Gözlerimi devirdim:
-Hatırlatma bile!" kapı çalınınca hızla:
-Akşam yine konuşuruz. Annem dışarda kapıya bakmalıyım." diye açıkladım ve telefonu kapattım.
-Ah anne tam komşuların "hoşgeldiniz"e geleceği günlerde niye dışarı çıkarsın ki kadın!" diye söylene söylene aşağı indim ve kapıya yürüdüm.
Kapıyı açtığımda tanıdık bir yüz beni bekliyordu. Tanıdık yüzle kastımsa gülümsemesi saliseler önce yüzünde donan bir Zayn Malik.Ama bu sefer çocukken beni kırdığı için dinazoru vermeye gelmeyeceğine yani günümüzü ele alırsak bana,beni kırdığı için Okul sırası getirmediğine eminim. Peki neden kapıyı yüzüne çarpıp kendimi pencereden atmıyorum? İşte ondan pek emin değilim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Sonsuza Kadar Beklerim
Fanfic-Gitmek istemiyorum" dedim.Ağlamak üzereydim Ellerimi tuttu: -Söz ver bana. Beni asla unutmayacaksın." gözyaşlarımız kahverengi zeminde birbirine karışmıştı. Daha fazla ağlamaya başladım. Çenemi tutup başımı kaldırdı. -Söz veriyorum. Sen de söz ver...