Sa beyler bayanlar , geçen bişiy öğrendim pek keyfim kaçtı diyemem ama azıcık öteye gitti yani keyfim tahminen 5-10 metre kadar uzakta. Neyse diyeceğim şu ki Ramiz Dayının bi lafı aklıma geldi '' Yapacak bir şey kalmadığında hiçbir şey yapmamak en iyisidir''. Yapacak bişey yok. Fotoğraf yırttım hatrını attım o kadar elimden bu gelir bi de dayanmak. Ama biliyorum geçecek yani. Bu gün 23 kasım 2015 pazartesi. 2015 bitmeden bu da geçecek. Yapacağım tek şey dayanmak. İçmek mesela , çok sigara içmek. Daha fazla sigara içmek normalden. Hep gülemeyeceğim. Bende böyledir içimde ne varsa dışımda da o. İçim üşüyor misal , şimdi bu yazıyı yazarken de ellerim üşüyor. Kalbim buruk , suratım asık. Ama yapacak bir şey yok. Zamanında çünkü yaşattığımı yaşıyorum. Gerçi biraz haksız yere yaşıyorum da neyse konu o değil. Başkasının geciktirdiği acıyı çekeceğim o kadar. Gerçi hepsinin acısı harmanlandı hangisi kimin tadını alabilmiş değilim ama olsun sigaramı içime çekerken acının olduğunu en azından anlayabiliyorum. Sevmek , sevilmek , aşık olmak , terk edilmek , aşkına karşılık bulamamak , aldatılmak vs... bir sürü şey var yaşadıklarımızın arasında. Aman aman önemli demiyorum ama yinede hatırı sayılır bir yeri vardı bende. Bu gün o yeri de sildim süpürdüm toparladım. Boş duruyor ama olsun. Varsın boş dursun kirli ve rahatsız edici derecede özlemek kokan bi kalıntıyı öylece bırakmak orada aptallık zaten. Acı çekeceğim mecburi çünkü kaldı hala içimde ben de diyorum nedir bu özlem bu aralar. Okul sıralarında yatarken boynuma koyduğu bu soğuk elleri özlemek niyedir diye. Vur kaç yapar gibi yazıp sonra beni engellerdi biryerlerden. En son bunu yaptığında o da benim yaptığıma karar vermiş beni hayatından çıkarmak ve başkasıyla mutlu bir üniversite hayatı geçirmeyi dilemiş. İyi de yapmış zaten bizden ne köy olurdu ne kasaba. Boş yere hayatını zevksiz renksiz sessiz geçirmesinden iyidir. Bende öyle yapmak isterdim fakat harcım değil. Bundan sonra bir müddet inzivaya çekileceğim. Ne kadar sürer bilemem. Belki 3 gün sonra ''eeh banane amına koyum aylar önce bitmiş gitmiş onun derdine mi düşücem'' deyip kendime gelirim. Ya da 3 ay , 3 yıl , 30 yıl sonra bile ''şimdi kimle , evlendimi acaba , ne yapıyor ki şimdi?'' diye yeyip kendimi durabilirim. Olsun dert bizim oldumu asıl çekmezsek ayıp. ''Cefasını ben çektim sefasını başkası sürecek'' deyip dururdu. Pek de çektim dediği cefaya layık olduğunu söyleyemem. Cefa falan çekmedi zaten de olsun o öyle düşünüyor. Bu kadarlık cefa çektiysen onun içinde sağol. Vizyonu küçüktür , potansiyeli yoktur , omuzları güçsüzdür belkide. Alışmışım sırtlanmaya derdi tasayı bana koymuyor da tek yandığım şey , bi gün bana geldiğinde sormadan sarılabilme hakkını kaybetti. Ölse su vermem anlayacağınız. Mutlu olsun , mutlu kalsın. Övünmek gibide olmasın onun ki kalp benim ki yürek.
kalın sağlıcakla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürüyüş Mesafesinde Felsefe
No FicciónHepinizin yürürken öldürdüğü birileri , yaptığı yanlışları düşünüp kendi kendine doğru yolu buldukları olmuştur. Adı üstünde bu da benim yürürken aklımdan geçenlerin , hayata dair , yaşamaya dair , hislere dair ; kısacası yürürken düşündüğüm her şey...