Multimedya: Su Yıldırım
"Arda bırak şu bıçağı!"
diye kalan son sabrıyla bağırdı,Uygar.
Uygar.
Uygar'ım. O olmasa şu hallerimizi kim çekecekti hiç bilmiyordum.
Arda'yı düğünden yaka paça alıp Anaanne'nin evine getirmiştik ve şimdi de elinde bıçak kendisini kesmeye çalışıyordu.
Uygar ise sinirden kıpkırmızı olmuştu, ve yorgunluktan.
"Bırakın laan! Keseceğim her yerimi!"
"Bu şehirli gençlerin sonu hep böyle oluyor,"
dedi Anaanne bugün bizde kalacak olan arkadaşına.
"Satanist olup kendini kesiyorlar işte böyle."
derken Arda'ya acınası bakışlarını yollamış ve dedikodularına devam ederek odalarına gitmişlerdi.
"Ulan kendini kesmeden içeri gelirsen, o bıçağı sana ben sokarım!"
diyerek kendini koltuğa atan Uygar her an sinir krizi geçirip hepimizi doğrasa ve 'Neden öldürdün?' diye sorduklarında 'Gençliğime son verdiler, Ben de hayatlarına son verdim gardaş,' dese haklı olurdu sanırım.
"Güzelim sen bakma şu tipine-"
"Küfür etme sakın!"
dedim ona yastık atarken.
Kucağına düşen yastığı alıp arkasına koydu."Elbette,"
dedi bakışları bana dönerken.
"Küfür etmeyceğim senin yanında."
Memnuniyetle ağzımı açtığımda, Arda elindeki bıçak ile dışarı çıktı.
Hafiften gözleri kayıyordu."Niye tutmadınız beni lan, kolum kesildi."
dedi Arda sakince, sonrada olduğu yere yığıldı.
Yere düştüğünde ayaklanıp yanına gittim korkuyla, Uygar ise hiç istifini bozmamıştı.
"Kan tutmuştur."
dedi Uygar soğukkanlılıkla. Arda'nın koluna baktığımda gerçekten de hafifçe çizmiş olduğunu gördüm.
Ne yani, Kendimi keseceğimden kastı bumuydu?
Miğdemde bir hareketlenme olunca uzun bir süredir kana baktığımın farkına vardım ve yüzüm buruştu.
"Bakma sen. Git uyu şunu yatırıp geleceğim."
dedi Uygar ayaklanırken.
Uygar Arda'yı çok kötü yöntemlerle ayıltırken bende peşinden ayrılmıyordum.
"Sarsmadan taşı lan,"
dedi Arda sırıtırken.
"Arda bak sabrım tükeniyor, haberin olsun."
Arda'yı yatağa yatırıp son kez baktı ve odadan çıkarken gömleğinin ilk iki düğmesini açıp mutfağa ilerledi.
Bende elimde platformlar yalnız uyumaktan korkan bu yüzden Annesinin işinin bitmesini bekleyen küçük kızlar gibi Uygar'ın peşinde dolaşıyordum.
Mutfağa girince bakışları bana döndü. Birşey demedi ama bakışları 'Neden hâlâ buradasın yavrucuğum?' der gibiydi. Peki, Yavrucuğum kısmını atabilirsiniz. Uygar'ın böyle bir kelime kullanması, Ajdar'ın dünya starı olması kadar imkânsız ve boş bir hayalden ibaretti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARICIM
Teen FictionOnun gri kaldırımda oturup sigara içmesini bekleyen küçük kızdım ben. Bakışları bana döndüğünde 'Acaba ne için kızacak?' diye kendini korkutan Ufaklıktım ben. Gülümsediğinde ona hayran olan, onun güzelliğinden canı yanan biriydim ben. Bana sarıld...