14 ocak 1971 tarihinde Türkiyemin küçük bir köyünde dünyaya gözlerimi açmışim. Benim bir abim ve kız kardeşim vardı. Ortanca olmamın bütün zorluklarını yaşadım. Abim hep hastaydı. Annem ve babam sürekli abimle ilgileniyordu. O yüzden hep hasta olmayı istemişimdir. Abim benden 4 yaş büyük olmasına ragmen hep onun elbiselerini giydim.hep erkek gibi yetiştirildim. İnanırmısınız bazen kahveye bile gidiyordum. Sırf abim okula gidiyor diye çok kücük yaşta okula başladım. Günler aylar geçti. On yaşına gelmiştim. Kız kardesim dünyaya geldi. O gun hiç unutmam annem sancılanmıştı. Bende o kücük yaşımda ev işleri yapmaya çalışıyordum. Amcamlara gitmştim. Orada haber bekliyordum. İki amacamın kızıyla beraber onları çok severim. Birinin ismi Fahriye öbürünün ismi Nehir. Nehir ile olan anılarımi daha sonra paylaşacagim. hava çok soguktu. dışarda lapa lapa kar yagıyordu. Tam o sırada yengem geldi. Ve kız kardeşimin oldugunu söylüyordu. Mutlumuydum. Bilmiyorum.
Yoksa üzgünmuydum degişik duygular içindeydim.Koşarak eve gittim. Annem kardeşimle yatıyordu. Küçücüktü saçları siyah bembeyaz bir kız ‚ ne yapacagımı şaşırmıştım. Kardeşimin ismini ebe koydu.Anneme kızların ismi birbirine uysun dedi . Bu arada ismim Gülay kardeşimin ismide Nilay oldu. Annem ve babam abimin hastalıgıyla ve nilayın şımarıklıgı ile ugraşmaktan beni hep ihmal ettiler. Bunu hiç onlara söylemedim.Kış bitmiş ilkbahar kendini göstermeye başlamıştı.İlkbaharı çok severdim halen severim.Çiçekleri‚ bagı‚ bahçeyi.
Okuldan fırsat buldukça arşadaşımla oyun oynardık kuzularımızı otlatmaya götürürdük. Küçükken insan her şeyi merak ediyor. Çünkü arkadaşla beraber yazma oyalarıda işlerdik. Niye yapardık bilmiyorum. Büyüklerimizi kiminle evleneceksin dedilerinde ben evlenmiyecegim derdim. Ama ozentilik ya çeyiz de yapardim. İzledigim bütün motiflere çocukluğumu hayellerimi duyguları işledim. Çok yönlü bir çocuktum. Herşeye ilgim vardı. Hayvanlari ćok severdim. Cingöz adında akıllı bir kedim vardı. engi siyah beyazdı arkadaşım gibiydi. İlk oturdugumuz ev kiralıktı sonra başka bir eve taşındık. Yinede üzülüyordum. O evde güzel günletim geçti kedimle ne günler yaşamıştık. Kedim çok akılıydı ama bilemezdim ki o akıl kedimin başına iş aşacaktı kedimin kendine ait bir sandalyesi vardı. Ona benden başkasına oturtmazdı.
Taşınacagımız gün ev sahibimiz kedimi saklamıştı. Aradım ama bulamadım.Çaresizce taşındık öbür evimize yerleşmeye başladık. Aylar geçmişti bir yaz günü bahçemize sarı tüylü küçük bir kedi gelmişti. Bu arada evimiz iki katlı bahceli bir köy eviydi.Bahcesi çok güzel ve büyüktü. Bütün günümüz orada geçiyordu. Geçmişi özlüyorum galiba nerede kalmıştık. Evet eve başka bir kedi girmişti. Ne anılarım geçmişti onunla bir gün hiç unutmam kapının arkasına saklanmış beni bekliyormuş beni görünce üstüme atladı ve kolumu ısırdı. Sıcak bir gündü kapıdan bir kedi girdi. Baktım ne göreyim cingözdü ve oradaydı.İsmini çagırınca baktım öbür kedim geldi ve öbür kedim evden uzaklaştı.Arkasından seslendim ama nafile çok üzülmüştüm.Bir dahada onu görmedim.
Seneler geçmişti evimizde doga üstü olaylar başlamıştı.Bir gün evde benden başka kimse yoktu. Balkona çıktım ne göreyim yılan‚ öylece orada duruyordu. Bana bakıyordu ve acayim bir şeydi. Kafası yeşildi kuyrugu gri ve boynunda siyah bir halka vardı. Çok korkmuştum gözümün içine bakarak aşagıya kayıp gitti. Günler geçip gidiyordu. Annem balkona çıkmış bahçede abime sesleniyordu. Abimin arkası dönük ama bize dogru baıyordu. O anda arkamızdan abim seslendi ben burdayım kimi çagırıyorsunuz dedi. O zaman annemle ben dona kalmıştık. Bahçedeki kimdi ? Halen aklıma geldimi ürperiyorum. Aklımız bizimle oyun mu? Oynuyordu bilemiyorum. Kış gelmişti kar topu oynayıp karda kayıyorduk. Kış günlerini çok severim.