Deli Çocuğun Güncesi

374 15 13
                                    


"Büyümemde, delirmemde, yalnızlığımda emeği geçen herkesin gözlerinden öperim"


Beni şu an ki halime yani, deli halime, yalnız kalmama sebep olan kişilere, size teşekkür ediyorum. Çünkü sayenizde kaybedecek bir şeyim kalmadığımdan kafama göre, özgürce yaşayabiliyorum. Bu yüzden üzerimde emeğiniz var, bir gün karşılaşırsak emeğiniz hatırına söz ağzınızı yüzünüzü dağıtmayacağım. Sadece belki bir damla göz yaşı bahşederim... O da yaranızın kalkan kabuğundan sızan acıdan dolayı.


"Asla iyileşmeyecek çocukluk yaraları vardır, her zaman hayatınızın bir köşesinde duruyorlardır. Görmez, dokunamazsınız... O yaralar hala içinizdedir." Çocuklukta açılan yaralar yedinde ne hissettiriyorsa yetmişinde de aynı hissi veriyor. Annenin sana yaptığı haksızlık, babanın ilk tokadı, sokakta ilk yalnız kalışın, ilk dışlanışın... Her şeyin ilki çok acı verir ve insan asla unutmaz. Unutamazsın ki! O çocuk kalbine gelen hiçbir darbeyi unutamazsın. Çünkü o darbeleri en saf halinde yemişsindir. Unutman imkansızdır... O yaralar iyileştirmez, izini ölene kadar taşırız.


"Kaçıp sığınılacak yer, bir başka yüzün içindeydi."


Kaçmak... Belki de yaptığım en büyük hata. Eğer en başta kaçmak yerine yaralarımla, acılarımla yüzleşseydim bu kadar derinleşmeyeceklerdi. İnsanlardan bu kadar soyutlanmayacaktım. Bu kadar yalnız kalmayacaktım. Gerçi yalnızlıktan memnunum ama... Öyle işte.


"Küçük şeylere gülümsemeyi öğrenmeli."


Küçük şeylere gülümsemeyi öğrenmeli insan. Yoksa mutluluk arayışında kaybolur gider. Mesela biri size şeker verdiğinde ya da size gülümsediğinde gülümseyebilmelisiniz, bilmeliyiz. Sabah dışarı çıktığınızda çöpçü amcaya gülümseyerek "Günaydın!" deseniz o insana verdiği mutluluğun tarifi olamaz. Aslında en ufak şeyde gülümseyen, mutlu olan bir türüz ama kendimize kendimiz zarar veriyoruz. Bize bizden başka zarar veren hiçbir şey yok. Birbirimizi ihtiraslarımız için harcamak yerine iyi geçinseydik bu kadar yaralı yürek olmayacaktı. Bu kadar kaybetmeyecektik belki de kendimiz...


"Kaybetmediğiniz, hala bakıştığınız bir zat varsa, bakın ona gözünüz gibi... Her şeyden daha saf, daha gerçekçidir o. Gerçekten bakmak, masumca bakmak dünyanın en güzel hissidir."


Ama her insan eksiksiz kaybetmiştir masumluğunu. Hiç kimse masum kalmaz. Kimi bedensel zevklerden ötürü masumluğunu yok ederken kimiyse zihinsel olarak mahveder. Ama kimse masum kalmaz, kalamaz. Her insanın en temizinin bile düşünceleri çalar masumluğunu...


"...Ve bu yüzden bilmek her zaman en iyisi değildir."


İnsan her şeyi bilmemeli. Bazı şeylere cahil kalmalı. Mesela bencilliğe ya da intiharlara cahil kalabilirdik... Ne gerek vardı bencilliği öğrenmeye. Hepimiz kalabilseydik ya paylaşımcı. Ama bırakmadılar bizi öyle saflığımızla, leke sürdüler benliğime. Bencillikle kirlettiler. Daha sonra bazılarımız saflığımızı kirletmemeye çalıştık ve bu yüzden yaraladılar bizi. Bazıları iyileşse bile iz bırakacak şekilde. Bizde kaldıramadığımız yaraların hepsinde bir benliğimizi aklımızın duvarlarına astık. Biz kendimize intihar ettirdiler. İşte bu yüzden her zaman bilmek iyi değildir...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 25, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Deli Çocuğun Güncesi - Büşra Nur YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin