24. Bölüm(Oh My Baklava!)

10K 1K 78
                                    

Önce bir kaç konuya değinelim ;
1) 90 kişi okuyup neden 15 kişi oy veriyor.? Lütfen biraz emeğe saygı. Çok uğraşıyoruz bu bölümler üzerinde. Oylamak iki saniyenizi almaz.
2) 'Bana yaşamayı öğret' isimli kitabımı okursanız seveceğinizi düşünüyorum :)
Son olarak, iyi okumalar..

Yalnız başlıktan şey etmeyin bu sizin değil ada' nın bildiği baklavadan sfsgf ;)

* * *

" Tamam, kabul. Bir ay sonunda bir daha görüşmeyiz. Ama şu bir ay içinde senden sürekli olarak yapmanı istediğim bir şey var. "

Yine başlıyoruz. Zaten bir ay boyunca her bir boku isteyecek it! Bu konuya nasıl vardığımız bile hatırlamıyordum şuan. Sahi bu konu nasıl açıldı?

" Söyle. "

" Şu bir ay boyunca her şeyi unutup, her dakika gülümse. " dediğiyle afalladım ve bir süre konuşamadım.

" Neden ki? "

" Ayça, hiç düşündün mü, ben neden illa beni affet demeyip sana iki şık sundum? Neden şu kölelik işini çıkardım? " başımı sağa sola salladım. Düşünmemiştim. Ama neden bu kölelik işini çıkardığını tahmin edebiliyordum. Anladı onu affetmeyeceğimi bir ay boyunca bana eziyet çektirmek istedi. Bu kadar basit.

" Neden? " dedim, cevabını bilsem de birde kendi ağzından duysam iyi olurdu.

" Senin iki yıl önce olan şeylere çok sonradan tepki vermenle o günden neler olacağını tahmin etmiştim. " Dedi. Oturduğu koltuktan kalkıp benim yanıma oturdu.

" Neler olacakmış? " Dedim. Umursamaz görünmeye çalışıyordum ama ne kadar başardım orası ayrı konu.

Yanımdan kalkıp önüme çömeldi. Böyleyken tam göz gözeydik.

" Sözümü kesmeden dinle. " emredersiniz Çağatay hazretleri

" Benle bir daha görüşmek istemeyecektin. Sonra ben yüzsüzlük yapıp peşini bırakmayacaktım. Ki hala bıraktığım söylenemez. Ama şimdi ortaya bu kölelik çıkınca bana tahammül etmek zorundasın çünkü bir anlaşmamız var. "

Haklıydı. Bir daha yüzünü görmek istemezdim. Hala da istemiyorum ki. Ne sanıyor? Onla bir ay zaman geçirince ona tekrar aşık olacağımı mı? Yanılıyor o zaman. Çünkü zaten ben hala aşığım. Sadece gururluyum. İşi gurura çeviriyorum.

Bana 'Bu bir ay boyunca her an gülümse.' demişti. Çokta umrundaydı ya sanki. Yapamazdım ki. Bir ay boyunca her gün gülümsemek benim hayatımda mucize bile olamazdı. Hala onun yanımda oluşu, vazgeçmeyişi bir tarafımı mutlu etse de, gururum bundan hiç hoşnut değildi.

Telefonuma gelen mesajlarla aklıma dolaşan şeyleri bir kenara bıraktım.

Kimden: Piç insan

Biletim hazır. Yarın görüşürüz. Ha,bu arada ayıp değil mi Ayça? Cık cık cık. Piç insan nedir ya? Yakışıyor mu sana? :D

Ne ara baktı bu Piç insan telefonuma?

* * *

"Hım.. " diye mırıldandım. Gözlerim hala açılmamıştı.

" Sen daha hazır değil misin? Hazırlan hadi. Uçağı kaçırmak istemeyiz. Kızları da uyandır. İki saat hiç onları bekleyemem. " Telefonu kulağımdan ayırıp kapattım. Saate baktım. 6. Altı? Altı!

Hemen kalkıp kızları uyandırmak için hareketlendim. Önce Beril'in odasına girdim. Oha burası baklava-aman poster kaynıyormuş.

" Beril. Gız uyan! "

Mıymıntı bir şekilde mırıldandı ve bana götünü döndü. Bana. Götünü. Döndü! " Bana götünü dönmek neymiş görürsün sen! " deyip kıçını cimcirdiğimde yerinden sıçradı.

" Noluyor ya?! "

" Bana götünü döndün. Dönmeseydin yapmazdım böyle bir şey. Ama sen götünü döndün. Beni zina yaptırmaya çalıştın. Cık cık cık. Ayıp ama! " deyip kaçtım. Yoksa o cazgır saçımı başımı yolar yeminle.

Ada'nın uykusu ağırdır. Nasıl uyandırsam acaba? Im.. Başımın üzerinde o her zaman ki parlak ışığım yandığında nasıl uyandıracağımı bulmuştum. Ada'nın odasına girdim. Ve yatağının yanına oturdum. Hani Beril'in odasında baklava-aman poster vardı ya? Burda ciddi ciddi baklava var. Yani bildiğin çalışma masasının üstünde bir tepsi baklava var! Oh my baklava! Baklavadan azıcık (!) çarptıktan sonra baklavalarla Ada'nın yanına gittim.

"Baklava... Oh! Çok güzel! Im.. " Ada bir anda baklava yediğimi hissetmiş gibi fırladı ve elimdeki tepsi ani hareketiyle ikimizin üzerine boşaldı. Ada bozuntuya vermeden kollarına dökülen şeyleri yiyordu. Mal, yeminle mal!

Kafan Mı Güzel?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin