Sabahın ilk ışıklarıydı odama tatlı tatlı giren güneş ışıklarıyla alarmımın çıldırtan sesiyle uyandım usulca masamın üzerinde duran saatime baktım saat 7:30 du birden yatağımdan fırladım hemen hazırlandım kahvaltımı bile yapmadan çıktım üniversitemin ilk günüydü çok heyecanlıydım sanki heyecandan kalbim yerinden çıkacakmış gibiydi hemen yola koyuldum üniversitede sanki başka bir hayat varmış gibiydi o kapıdan girer girmez başka bir dünyaya girmişim gibi hissettim çok heyecanlıydım ama heyecanım boşunaymış ilk günde bütün hayallerim yıkıldı bu zamana kadar çektiğim zorluklar demek ki boşunaymış demek geldi içimden ama ilk gün dedim tam alışamadım diye hayallerimi pek yıkmak istemedim ertesi gün daha erken kalktım dolabımdan mavi şortumu beyaz tişörtümü giyip çıktım erkenden yola koyuldum sınıfımda kinleri daha anca anca tanımaya başlamıştım neredeyse 2 ay geçmişti sınıfımdaki herkesi tanıyordum ama sınıfın en arkasında oturan çocuk dikkatimi daha çok o çekiyordu bu suskunluğu nedendi acaba çok merak ediyordum sınıftaki kimsede onunla konuşmuyordu bir gün cesaretimi toplayıp yanına gittim ben konuşmaya çalıştıkça o sustu daha çok içine kapandı ama ben kararlıydım onu konuşturmaya zaman geçtikçe birbirimize daha çok alıştık artık sınıfta en iyi anlaştığım oydu aylar geçti daha çok yakınlaştık kardeşlikten de çıkmıştı bizim ilişkimiz artık onu her gördüğümde kalbim hızlı hızlı çarpıyordu ona artık kardeş kanka gözüyle bakmıyordum ben galiba bu çocuğa aşık oldum bu arda adı deniz son günlerde dilimden hiç düşmeyen isim oldu ben çok utangaç olduğum için pek açılamıyor dum ama bir gün cesaretimi öyle bir topladım ki kimse önümde duramazdı artık tam konuşacağım zaman bana bir soru sordu sorusu sen hiç birine aşık oldun mu? oldum sonra ben ona aynı soruyu sordum sorumu evet olarak cevapladı denizin bu cevabı benim canımı acıtmıştı sonra ben denize farkettirmeden bir soru sordum hangi sınıftan? o sanki bu soruyu bekliyormuş gibi hemen cevap verdi ama cevabıyla kalbim çok kırılmıştı hayallerim suya düştü lafı vardırya o laf sanki o zaman bana söylenmiş gibiydi sanki o an ucu bucağı olmayan bir karanlığın ortasındaymış ım gibi hissettim bir an sustum konuşamadım deniz beni dürtüyordu iyimisin diye ben iyiyim demiştim ama çok kötüydüm ben ilk kez aşık olmuştum ilk kez birine bu kadar bağlanmıştım ama her şey hayalmiş ben bu hayallerimle yaşlanıp giderim bir düşünsene 60 yaşında 15 kedisi olan harabe bir evde yalnız başınasın ne kadar kötü hayali bile korkunç neyse okul çıkışı koşar adımlarla eve gittim desem yalan olur çünkü eve arabayla gittim eve vardığımda adımlarımı daha hızlı attım evin kapısını açtım eve girdim evde kimse yoktu odama hızlıca çıktım yatağa uzandım uyumaya çalıştım ama gözlerimi her kapayışım da o anlar aklıma geliyordu uyuyamıyordum internette biraz dolaşmaya başladım sanki internetteyken benim için hayat duruyormuş gibiydi saate bir baktım ki akşam 8 nasıl o 3 saatin geçtiğini anlamadım aşağıya indim yine kimse yoktu iyice meraklandım annemi aradım telefonu kapalıydı babamı aradım cevap vermiyordu artık iyice meraklandım boşuna meraklanmışım saat 9 gibi geldiler bir kaç ay sonra babam vefat etti artık annemle bir başımaydım annem hem üniversite hem de ev masrafları annemin üstündeydi artık anneme çok zor geliyordu kadının sabahı akşamı kalmamıştı benim de bu işe canım çok sıkılıyordu ben de bu canım sıkılmaya başlamıştı ben üniversiteyi bırakmıştım ilk aşkım ilk hayal kırıklığımı geride bırakmıştım artık anneme yardım ediyor çalışıyordum annem pek istemiyordu çalışmamı ama ben istiyordum bu böyle bir kaç yıl geçti annem o gün işe gitmemişti evde tekti aklımda annemde kalmıştı o gün içimde derinden gelen bir sıkıntı vardı o sıkıntı akşam eve gidince yerini üzüntüye bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH NOT
Teen FictionBir notla başladı her şey tüm dünyam neredeyse değişti bir notla..