Aylardan eylül. Bir şehirde kız kardeşim Ferdayla heyecanla sınav sonuçlarını bekliyoruz. Çıkmıştı sonuçlar aşkların başladığı bir İstanbuldu. Artık kader ağlarımızı örmeye başladı. Ferda her zaman bana göre daha olumlu ve sıcaktı. Eğitim fakütesinde farklı bölümlerdeyiz. O gün geldi birbirimiz peşine takılarak gittik üniversiteye. Kayıtlarımızı olmuştuk Ferda bölümüne giderken bir erkekler çarpışmıştı itiraf ediyorum evet cok yakışıklıydı.Sarışın bakışları bir kadına şiir yazacakmış gibi.Ferda düşmüştü ama onun acelesi var gibiydi Ferdaya bakmadan geçti.İşte tam o anda takmıştım onu kafama Ferda bölümüne bende sınıfıma girdim. Lise arkadaşım Selen sıraya oturmuş gülerek bana bakıyordu.Kapıdan içeri girdiğim an sevinç çığlıkları atmaya başladım koşarak birbirimize sarıldık ilk ders konuşmayla geçti.Selenle beraber kantin yolunu tuttuk tam kantine giderken kantinin girişinde Ferda ve bir erkek çok sıcak bir şekilde muhabbet ediyordu merak ettim doğrusu.Seleni sürükleyerek yanına gittim.Evet evet işte o çocuktu.Fırsattan istifade bende tanıştım. O anda anladım içimde ki bir his ona karşı çok olumluydu. Çok sevecan ve eğlenceli tavırlarıyla bizi masaya doğru yöneltti hadi bu sefer kahveler benden olsun deyip hepimize kahve ısmarladı .İşte tam o boşlukta Ferda kulağıma eğilip sence de çok tatlı çocuk değil mi ? deyip küçük bir tebessüm etti. O anda yüzümdeki şaşkınlıkla bende tebessüm ettim.Sonra elinde kahvelerle o geldi bilmiyorum ama onu her gördüğümde kalbim çıkıcakmış gibi oluyordu.İlk kahveyi Ferdaya verdi sonra Selen sonra kendisi en son tepsiyi önüme koydu kusura bakmayın hanfendi elimle veremedim ama dedi ve güldü tekrar konu açıp konuşmaya başladı kahvemi bitirmeden masadan kalktım yüzüm kızardı.Selen nereye diye bağırarak erkamdan koşmaya başladı arkamı masaya dönüp elimi havaya kaldırım kusura bakmayın gitmem lazım deyip ordan uzaklaştım çünkü onun yanında hareketlerimi yönetemiyordum. Yeniden derse girdik ikinci derste felsefe bölümünün anlamını hoca açıkladı yarın ne yapacaklarımızı v.b Selen telefonuna mesaj yazmış bana gösteriyodu şunları yazmıştı : Zümra kız kardeşin ilk günden buldu artık seninde gelişmelerin içinde görmeye alışalım enişte adaylarını bana sunabilirsin. O anda gözlerim dolmuştu belli etmeden dersten çıktım.ilk günden böyle olduysa benim halim nolcak diye kara kara düşünmeye başladım.Bugünün daha kötü sonuçlanmaması için Ferdaların yanına gitmemiştim.Her derste Selen yanıma gelip bana moral vermeye çalışıyodu oysaki konudan habersizdi benim moralimin bozukluğunun basit şeylerden ibaret olduğunu düşünüyordu.Bu depresiz halimin dışa yansımaması için gülüp tüm ders şakalaşıyorduk.Bugün böyle bitmişti eve gitmek için çantamı toplayıp omzumda olan saçlarımı yana atıp binadan Selenle eğlenceli bir şekilde çıkıyorduk. Gözlerimiz binanın bahçesinde Ferdayı arıyorduk yanında yine o çocuk vardı . Selenle biz onları incelemeye koyulduk çocuk Ferdaya gülerek el sallayıp bir şeyler söyledi . Selen bana sarılıp yanımızdan ayrıldı hiç olmaması gereken bir zamanda baş başa kalmıştık. Ferda çok eğlenceli bir şekilde bana günün nasıl geçti diye sorular soruyordu . Cevaplarımı olumlu bir şekilde vermeye çalışıyodum evet işte şimdi benim moralimi düzeltecek bir adam geliyordu babamdı bir ilk okulda müdür olan babam ilk günümüzde bizi alıp yemeğe çıkarmaya gelmişti. O akşam ailemle birlikte eğlenceli bir şekilde yemek yedik. Uykum çok geldi eve döndük nedensizce üzüntüler içimde uyudum. Ertesi sabahı pozitif bir şekilde uyanmayı başarmıştım. İşte bu bendi her şeyi kolay bir şekilde kafaya takan ve kolayca bir şekilde unutan kişiliğe sahiptim. Ben kahvaltı yaparken Ferda yüzünde az bir makyajla fakat şıklığıyla merdivenlerden hızlıca iniyordu benim yanağımı sıkarak günaydınlar cadı Zümra deyip karşıma oturdu. Hayretler içinde sorumu yönelttim sanırsam üniversitene çok kolay bir şekilde alışmışsın dedim. Bana küçük bir gülümsemeyle tabiki de demişti ben gülerek acaba bunun nedeni ne ? dedim . Ferda bana nolsun canım üniversite havası deyip geçiştirdi. Sonra ayakkabılarını giyerek bana bağırdı Zümra ben çıkıyorum seni bekleyemeyeceğim deyip çıktı oysaki saat daha erkendi odama çıkıp üzerime rahat ve şık bir şeyler giyerek annemi öpüp evden ayrıldım . Tam da kapıda Selenle karşılaştım muhabbet ederek üniversite binasına yaklaşmayı başardık Selen girişte beni bırakarak arkadaşıyla sohbet etmeye başladı. Bende onu beklemeyerek okulun bahçesine girdim acaba niye girdim ? o anda moralim alt üst olmuştu çünkü Ferdayla o bankta simit yiyerek konuşuyorlardı . Bu sefer cesaretliliğimi ele alıp gittim yanlarına . Ona şu soruyu yönelttim : " Dün tanıştık ama ben sana adını sormayı unuttum ."dedim . Benim adım Nazım dedi . Ben öylece kalmıştım bu isim bana çok etkileyici gelmişti .Neden acaba bilmiyorum. İşte tam da yine Ferda lafa atıldı evet canım adı Nazım dedi basit bir isim değil mi ? diye soruyu bana yöneltti . Tabi ki de bu isme basit bir isim diyemem. Hayır, Ferdacım tam tersine bu isim çok özel bir isim bu devire kadar ne nazımlar gelip geçti kaç nazım şiir yazdı kaç nazım aşık oldu kaç nazım eğlenceyle doluydu dedim. Evet , işte tam da o anda Nazım'a ilk adımımı atmış gibiydim olaylar akışına göre çok güzel bir şekilde akmaya devam ediyordu. Ferda bana Zümra senden bu ilhamı her zaman bekliyoruz diye biraz hafife almaya çalışıyordu ama biliyordum Nazımın bana o sözlerimden sonraki bakışı biliyordum. O bu sözlerimi hafife almayacaktı. Ferda Nazıma laf atarak yine ikili sohbeti kurmuşlardı arada üçüncü kişi olarak beklerken Selen arkadaşlarından ayrılmayı başarıp benim yanıma doğru yöneliyordu o gelmeden ben masadan küçük bir özür dileyerek kalkmıştım tabi onlar yine duymamış gibi sohbetlerine devam ettiler. Selene koşup sarılmıştım . Bu aralar kardeşime bu kötü duyguları beslemem beni üzüyordu ama elimde değildi işte yapamıyordum. Selen ben ve sınıftan Ömer, Sertap ve Ersay oturmuştuk. bu üçüyle daha yeni tanışıyordum. Ersay çok yakışıklı ve cool duruşuyla etkilemeyi başarıyorda açıkcası Ersay ve Nazımın arasında gidip gelmiştim. Benim için ne kadar da kötü bir durum ikili aşk. Ersay hakkında benimle pek fazla ilgilenmeyeceği hafif hafif kafamda oluşuyordu ama her ders arası Nazım ve Ersaya gözlerim hafifçe kayıyordu galiba Ersayın bu soğuk tavırları beni etkilemişti. Her ders arası biz beş kişi oturuyorduk. Ferda ve Nazımı buna dahil etmiyorum çünkü onlarda bir grup oluşturmuşlardı. Ferda, Nazım, Betül ve Hüseyindi. Arada onların yanına uğruyordum ama Ferdayla sadece iki cümle kurabiliyordum sanırsam benimle pek fazla takılıp sohbet etmek istemiyordu neyse bunu kafama takmıyordum zaten. Bizim masayla çok güzel anlaşıyorduk zaten . Derste Ersay yanımızdaydı ve diğerleri de gelmişti. Biz beşli derste de ayrılmıyorduk artık. Hiçbir zaman derste Ersyala yan yana gelememiştik. Son ders Ferda ve Nazım beni yanlarına çağırdılar belkide ilk defa nu kadar uzun konuşmuştum onlarla. Aynı sınıftalarmış ama sınıfları değişmiş biraz üzülüyorlardı grupları derste üçlü olacaktı sanki içim büyük bir sevinçle oleyy çekiyordu.Nazım bizim sınıfa düşmüş bu kadar mutluluk olamaz biraz fazla bana bu . Nazım ve ben ilk defa baş başa kalabilmiştik bizim sınıfa doğru ilerliyorduk Ferda ilk defa bizi yalnız bırakmıştı fırsattan istifade biraz sohbeti açmıştım tatlılığı konuşmalarına da yansıyordu. Sınıfa girmiştim bizim sırada yer yoktu o önlerde bir sıraya yerleşmişti ben bizim grubun yanına gitmiştim olamazdı bu Ersay ve ben yan yana oturacaktık Allahım bu mutluluk çok fazla bana sevincim yüzüme de yansımış olduğumdan fazla enerjiktim. İlk defa Ersay bana laf atmıştı olamazdı bu ben ona birşey demeden o bana laf atmıştı. Evet , o da Nazım gibi çok fazla tatlıydı. Konuşmları çok benzerdi sanki ama Ersay, Nazıma göre biraz daha ciddiydi.O derste doğru düzgün dersi dinleyememiştik. Ben fazla muhabbete tutmuştum sanki. Ders arası Nazım beni beklemeden ayrılmıştı sınıftan ben de tek bir masaya ders çalışmaya oturmuştum. Karşı masaya Selenler geçmişti Ersay da vardı tabi. Kafamı kaldırmıştım bir baktım Ersay bana bakıyordu olamazdı bu kalbime inecekti. Biraz fazla ciddiyet sergileyerek ona fazla bakmamıştım ama bütün ders arası bana bakıyordu. Aşık olmuştum galiba ama bunu ona nasıl söyleyecektim? Derse giriyorduk yanımda bir gölge belirlendi Nazımdı derse girmek için yine benim yanıma gelmişti ama çok sessizdi hiç bana laf atmadan sınıfa girip oturdu. Üzülmüştüm buna Ferda bir şey mi demişti ? Kafamda deli sorularla oturdum yerime. Sınıfın kapısına gözüm kaydı Ersay ve yanında bir kız belliydi zaten bu görünüşe yalnız kalmayacağı. Bizim yanımıza gelip kusura bakmayın bu derslik sizi ekiyorum dedi. Bana bakıyordu yüzüne bile bakmayıp başka şeylerle ilgileniyordum. Kız güzeldi doğrusu ama olsun benim kaderim buydu işte mutluluk fazla gelip bir saat sonra üzüntülerle dolup taştı. Ders bitiminde Nazım yanıma gelmişte işte tamam dedim benden hoşlanıyor yanıma geldi ama hiç de öyle bir şey olmadı tam aksine çok kötü bir sonuç aldım . Bana soru sordu tam da şuydu: Ferda hangi hediyelerden hoşlanır? Tamam dedim ilk adımını atıyor ama olmuyor işte. Zümra yine kalp kırıklığıyla ortada kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kasım Acıtır
RomanceBir insan aşkı mı seçer yoksa ailesini mi ? Bir insan aşkı için ne kadar hastalığın son noktasna gelir ? Ne kadar yaşamdan kopar ? Sadece bir erkek için hayatından neler verir neler kaybeder ? İsyanın son noktasına ne zaman gelir ?