Bölüm 12

68 20 0
                                    


"Kalk!" Yatakta yatmaya devam etti. Uyumasının üstünden en azından 3 saat geçtiğini umdum.

"Hadi, Tom" Elimi sırtına koyup hafifçe sarstım. Hafifçe hareket etti. Uyumuyordu. Çoktan uyanmıştı.

Güneş doğuyordu ve biraz sonra Martin gelecekti. Perdeleri çektim ve güneşin cılız ışıklarının odaya dolmasına izin verdim.

Yatağının ucuna oturdum. "Tom." İsmini söylememe karşı ismimi söyledi. "Laja"

Döndü ve yüzünü bana çevirdi. Üstünü değiştirecekti. "Odadan defol, lütfen". Gözlerimi devirdim ve ayağa kalktım.

Martin'i uyuması için yalnız bıraktık ve dışarı çıktık. Yarı yıl bitmişti ve ilk dönemin son günüydü. Sabahın erken saatlerinde etrafta pek insan yoktu. Hava soğuktu. Sasha'nın evinin yakınlarına doğru yürüyorduk.

Okula gitmek için iki saatimiz vardı. Yakınlardaki bir parka girdik. Bir banka oturduk. Elimi uzattım ve ellerimizi hareket etti. Ben gülümserken saçlarımdan bir tutam alıp havaya kaldırdı ve serbest bıraktı.

Dirseğini önümüzdeki masaya dayadı ve elini havada bırakırken diğer elini sırtına koydu. Bilek güreşi diye geçirdim içimden. Sol elini sağ elimle tuttum ve dirseğimi masaya dayayıp sol elimi sırtıma koydum.

Yapamayacaktım, güç gösterilerini seviyormuş gibi geliyordu. Parmaklarımı son kez açıp kapattım ve ellerimizin düz durduğuna emin olduk. "Kırmak yok" dedim ciddi bir şekilde gözlerine bakarken. "Denerim"

Gözlerimi ayırmadan bütün gücümü kullanmaya çalıştım. Beni yenebilirdi ama kaybetmeme de kazanmama da izin vermiyordu. Kazanabilmeyi umup biraz daha çaba sarf ettim ama olmuyordu. Yeterince güçlü değildim.

Gözlerine baktığımda beni izlediğini gördüm. Benimle oynadığını düşünüp sinirlendim. Hoşuna mı gidiyordu? Ben hiç sevmiyordum. Dişlerimi sıkıp bir daha deneğimde elinin birkaç milimetre geriye oynayıp yaklaşık 6 santimetre ileri gittiğini gördüm. Birkaç milimetreye karşı birkaç santimetre, harika!

Biraz daha denedim ve sonunda kaybetmeme izin verdi, onun için fazla kolaydı. Yüzümü buruşturup bileğimi ovuşturdum.

Ara sıra böyle şeyler yapıyordu ve hep beni izliyordu. Sebebini bir türlü anlayamıyordum. Egoist diye içimden geçirdim.

Parmaklarını uzattığında yüzümü asmayı bırakıp elimi uzattım, hemen sonra bir tutam saçım havada onun elinden çıkıp serbest kaldı.

Yutkundum ve yanımdaki çantadan suyumu çıkartıp içtim. "Su ister misin?" Cevap vermediğinde çantamdan diğer şişeyi çıkarttım. Onun yanına bir şey almayacağını bildiğim için yanımda bazı şeylerden iki tane vardı.

Suyu ona uzattım ve kendiminkinin etiketini çıkartıp çantama koydum. Elim çantamdan çikolata paketiyle çıktı. Çikolatayı ona uzattığımda yüzünü sağa sola sallayıp istemediğini belirtti.

Etten başka yediği tek şey kurabiyelerdi. Sadece et yiyordu. Paketi açtım ve yemeye başladım. Bunlardan başka sigara kullanıyordu ama en azından onları yemeye kalkmamıştı.

En son meyve yemeye çalıştığında dakikalarca yüzünde anlamsız bir ifadeyle dolaşmıştı ve sırf onun yüz ifadesini bir daha görmek için onu ikna etmeye çalışmıştım. Çikolataya da aynı tepkiyi vermişti. Aklıma yüz ifadesi geldiğinde gülümsedim.

Şişesini masaya koydu. Paketi masanın üstüne koydum, suyunu çantama koydum ve çöpleri çöpe attım.

✩★✩★✩

"Sonunda kurtuluyoruz" dedim Thomas'a doğru eğilip. "Sonunda..." diye tekrarladı. Bütün dönem usta bir oyuncu olabilecek kadar iyi rol yapmıştı. Güldüm.

Sıradan ayrılmıştık ve birkaç kişi okuldan çoktan ayrılmıştı. "Hey! Jordan." Elimi yüzünü sesin geldiği yere doğru çeviren Jordan'a salladım.

Birkaç adım atıp yanıma yaklaştığında ben de ona yaklaştım ve kollarımı ona sardım. Bir dönemde edindiğim 2 kişiden biri oydu. Gülümsedim ve ayrıldık. "Görüşürüz" dedim gülümsemeye devam edip. "Görüşeceğiz" dedi gülümsememe karşılık verip.

Etrafta gözlerimi gezdirirken Loren gözüme takıldı. Onu merdivenlerden itip Thomas'la onu dövmek istedim. Gözlerimi yüzümü buruşturup ondan çektim ve arkama dönüp Sasha'ya sarıldım. "Yakınında olacağım" gülümsedik.

Birkaç önceki halinden çok daha iyiydi. Kilo almıştı ve sağlıklı gözüküyordu. "İyi olmaya çalış" elimi omuzuna koyup gülümsemeye devam ettim.

Boynunda ki sonsuzluk işaretini gösterdiğinde bende kendi kolyemdeki sonsuzluk işaretini çıkarttım. "Sonsuza kadar orada kalsın" "Sonsuza kadar orada kalsın" dediklerimi tekrarlayıp her şeye rağmen soluk olan yüzüne bir tebessüm yerleştirdi.

Sasha'nın karşısına geçip Thomas'a sarıldım. "Ona sarıl" diye fısıldadım kulağına.  Sasha'nın karşısında ona sarılmamın sebebi Sasha'nın erkeklerden uzak durmasıydı.  Thomas'tan uzak durması gerekmiyordu ve bunu ona göstermeye çalışıyordum. 

Sasha açık bir şekilde erkeklerden korkuyordu,  Sebebini hâlâ bilmiyordum,  öğrenmek için diretmiyordum.

Thomas'tan ayrıldım ve Sasha'ya yaklaştığında Sasha'ya gülümsedim ve ellerimi önümde birleştirdim.  Beni ona güven vermek için gülümsediğimde gördü. Çünkü gözlerime bakıyordu.

Kollarını hafifçe Thomas'a sardı ve parmaklarının ucunda kalktı. Kısa sürede ayrıldılar ve Thomas içinde fazlaca rol barınmadığını düşündüğüm bir şekilde ona gülümsedi.

Arkasını döndü ve yanımdan geçti. Başka "tanıdıklarıyla" vedalaşmak için giderken yanımda yavaşladı ve gözlerime bakıp geçti.

Sasha'nın yanına geçtim ve gülümsemeye devam ettim. "Bir şey olursa beni ara"  gözleriyle cevap vermeyi tercih etti.

Onunla konuşmaya çalışarak onu eve bıraktık. Thomas arkadan geliyordu. Bunu yapmamın sebebi birazda olsa evini öğrenmekti.

Kapıyı açıp binaya girmesini izledim. Burası okula birazda olsa uzaktı. Hangi katta oturduğunu merak ettim ve gözlerimi binada gezdirdim. Sonra odalarındaki diğer perdelerin kirli ve krem rengi olduğu bir kat gördüm. Odalardan birisinin perdeleri açık renkteki bir pembeydi. Ve Sasha pembeyi severdi,  bana göre Sasha kesinlikle oradaydı.

Thomas nereye baktığımı anlamaya çalıştı ve gördü.  Biraz sonra pembe perde aralandı ve Sasha gözüktü. Muhtemelen bizim uzaklaştığımızı göreceğini düşünmüştü.  Gözlerimi kırpıp gülümsedim. El salladı ve biraz sonra geriye bakıp perdeyi kapattı.

"Orada birisi var" dedi Thomas.  Kolunu tutup binanın pencereden görünmeyecek herhangibir kısmına onu çektim.

İçerideki kişinin Sasha'yı kenara itip neye baktığını görmeye çalışacağını biliyordum. Biz binanın onlar tarafından görünmeyecek bir kısmındayken perde açıldı ve oldukça hastalıklı görünen bir genç etrafa bakındı. Elindeki sigarayı gördüm.  Sasha'nın astımı olduğunu anımsadım. Bütün sorunların kaynağı  oydu.

Genç geriye çekildiğinde Sasha sırtını dışarıya dönerek pencerenin önüne geçti. "O kim?" 

Sasha'nın elini sırtının arkasına koyup her şey yolunda demek için baş parmağını kaldırdığını gördüm. Hemen sonra perde kapandı.

Thomas'ın sorusunu cevapladım. "Clay"  Bütün sorunların kaynağı,  Sasha'nın abisi Clay...

YILDIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin