Ölümlü Gezi

efe ölemezsin

Sevgili okurlarım beklettiğim için özür dilerimmmm :-):-);-);-

Evet bi kasaba gördük ve gidip gitmeyeceğimizi bilmiyoruz. Ben gitmeme taraftarıyım ama oy birliğiyle gitme kararı almışlardı. Kasabaya yavaş yavaş yürürken içimde bi sıkıntı oluştu ve kasabaya geldik bile. Kasaba o kadarda korkutucu görünmüyordu ama yinede tedbirli olmak gerek akşam olduğundan arkadaşlar fener açmaya kalkışacakken onları durdurmaya çalışım ama işte geç kaldım. Onlar feneri açar açmaz evlerin bikaçınında lambaları yanmaya başladı , onların lambaları yanınca hepsiniki yandı. Anlam veremiyorum nasıl olurda evdekilerin hepsi gecenin bi yarısı ufacık bir ışık parçasını gördüler.

Sadece bir evin lambası yanmadı. O ev birazda güvenliye benziyordu aslında. Ne yapacağımızı düşünürkwn oy birliğiyle o eve gidip sabaha kadar uyuyup sonrada burdan kurtulmaya çalışacaktık. Feneri açan arkadaşım feneri kaparttıktan sonra garip ama lambası yanan evlerin lambaları söndü, karanlık olan eve doğru yürüdük. Ev o kadarda uzak değildi. Evin kapısının önüne gelince kapıyı zorlamadan açabildik. Bu biraz garipti ama içerisi sanki bizim için düzenlenmiş gibiydi. Yatak sayısı , yemek yemek için oturacak koltuklar bizm sayımıza göre dizayn edilmişti. Bizde yorgun olduğumuz için yattık hemen.

Gece yarısı arkadaşlarım uyurken ben uyandım ve yatağım pencere kenarında olduğu için kalkınca otomatikmen dışarıyı gördüm. Evleri incelemeye başladım.         Sanki bütün evlerden bizi izliyorlarmış gibi hissetmeye başladığımda korkup yattım. Bu gördüğüm şeyden dolayı korkuyordum.

Uykusuzluğumunda etkisiyle kendimi uykunun kollarına bıraktım ve başladım uyumaya. Bidahaki kalktığımda sabah olmuştu ve herkez uyandı. Hepimiz aynı şeyi düşünüyorduk aslında. Tahmin ettiğiniz gibi nasıl evimize dönebileceğimizi düşünüyoruz.

Dünden beri aç olduğumuz için evin mutfağına gidip bişeyler aramaya başladık. Buldukta. Dediğim gibi ev sanki bize göre dizayn edilmiş gibi tabak sayısı bile bize göre. Neyse tesadüf olabilir yani. Dolaptan domates ,zeytin,peynir ve salatalık çıkarıp hep beraber yemeye başladık.

Yemek yerken planımızı hazırladık. Akşam evden çıkıcaz ama bu sefer fener yakmadan. Akşam çıkmamızın nedeni ise sabah dışarda kasaba yerlilerinin olması. Onları görmedik ama sesleri geliyor. Bu sesler hiç tanıdık değil.

**************************

Akşama doğru hep beraber bize lazım olabilecek şeyleri aldık ve seslerin kesilmesini beklemeye başladık. Beklediğimiz şey olunca yani sesler kesilince eşyalarımızı aldık ve yavaş yavaş kapıya doğru ilerledik. Sonunda kapıyı açtık ve çıktık. Biraz ilerledikten sonra susadım ve Efede olan sudan istemeye karar verdim. Arkamı döndüğümde Efe yoktu arkadaşlarıma Efenin olmadığını söyleyince hep beraber geri dönüp bakma kararı aldık.

Eve doğru yaklaştık ve kapının önüne geldiğimizde kapıyı gene zorlamadan açabilmiştik. İçeri girdiğimizde yataklardan bitanesi ve yemek masasındaki sandalyelerde bi tanesi yoktu. Evin odalarını tek tek gezmeye başladık ve son odaya geldiğimizde gördüğümüz manzara çok kötüydü.

"""Efenin ağızında ayağından kesilmiş parmaklar vardı ve hala parmaklardan kan fışkırıyordu.Kafasında matkapla açılmış delikler vardı ve boynunda sırtından alınmış et parçalarından yapılmış olan bir kolye vardı""" ve tamda bu manzarayı gördüğümüz anda arkamızdan bi patırtı duyduk. Sanırım kapı kapanmıştı. Arkamızı döndüğümüzde kapının üzerinde efenin ses tellerinden yazılmış " Her gün bu yatak ve sandalyeden bir tane eksilecek " yazıyordu ve acaba bu ne anlama geliyor ???

Burdan hemen kurtulmamız gerek yoksa hepimiz ölücezzzz !!!

Sevgili okurlarım beklettiğim için tekrar özür dilerimcama malum hayatın vazgeçilmezi olan sınavlar var.

Lütfen oy vermeden geçmeyin sınava çalışmak yerine kitap yazıyorum ve emeklerimin boşa gitmesini istemiyorumm