Bütün hayatımız üst sınıf olan Zümrütler'in ellerinde sadece bir amaç için çürütülmekteydi:
Savaşlarda birer insan silah olarak kullanılmak...
Kendimi bildim bileli Kül Şehri'ndeki Çocuk Yuvası'nda yaşıyorum.Ailem hakkında hiçbir bilgim yok.Sevginin, bağların bizi güçsüzleştireceğine inanıyorlar.
Çocuk Yuvası'nın adına aldanmayın.Bir yuva gibi sıcacık, sevgi dolu bir yer değil orası.Yaptığın en ufak bir yanlışta büyük cezalar aldığın, ağlamaktan göz yaşı pınarlarının kuruduğu, Zümrütler'in kölesi olarak yetiştiğin bir yer.
Bunca şeye rağmen buradan kurtulacağıma sevinemiyorum.Gideceğim yer 'Kule' buradan bile ürkütücü.Benim gibi 17 yaşındaki herkesin zorunlu olarak katıldığı bir ölüm oyunu...
Çocuk Yuvası'nda Kule için hazırlanırız.Kule de ise aramızdan Laboratuar'a gidecekler seçilir.Pardon, seçilmez hayatta kalanlar o korkunç yere gitmeye, genleriyle oynandığı deneylerde birer fare olarak kullanılmaya hak kazanırlar.Kule'den sağ çıkmak bir galibiyet değildi, ölüme koşar adımlarla yaklaşmanın ta kendisiydi.
Kulede gerçekleşenleri Zümrütler gibi izleyemeyiz.Buna rağmen gerçekleşen olaylar hakkında duyduğumuz bazı şeyler var.Kulede ürkütücü mutantların bulunduğu söylenir.Geçen sene katılan 83 kişiden 7'si hayatta kalmıştı.Bu durumun büyük bir vahşet olduğunun en büyük kanıtıydı.
Gidecek kişiler bu hafta listeyle okunacaktı.İçlerinde adımın olduğuna eminim.Aslında liste bir saçmalıktan ibaret.Herkes sırasını iyi bilmekte.İnsanlar doğdukları günü bildikleri gibi ölüme yaklaştıkları günü de asla unutamamaktaydı.
***
Oda arkadaşım Allison'ın Kule'ye iki yılı vardı.Sıranın bende olduğu gerçeğini idrak edemiyordu.Aramızda ayrılmaz,büyük bir bağ vardı.O benim kardeşim gibiydi, ben de onun ablasıydım sanki.
Görüntü olarak da birbirimize çok benziyorduk.Bizi gören herkes siyah saçlarımız ve mavi gözlerimizden kardeş sanıyordu.Sadece o biraz daha yanık tenliydi, benim de çillerim vardı.
Yemekhaneye doğru ilerlerken Allison'ın bütün gece ağladığını fark ettim.Kuleden sağ çıksam da buluşamayacağımız gerçeği içini parçalıyordu.Sağ çıkacağımın da bir garantisi yoktu gerçi.
Yemekhanede tepsilerimizi alıp her zamanki yerimize oturduk.Yiyeceklerimize baktım, bir terslik vardı.
Son haftalarda Kule'ye gideceklere verilen yiyecekler daha farklı olurdu.Beslenmemize ancak vakit yaklaştığında önem verirlerdi.
Fakat gitmemize bir hafta kalmasına rağmen herkese aynı yiyecekler verilmişti.
Alli durumu fark etmişti "Jale bir terslik var, Kule'ye gidiş vakti ertelenmiş olabilir mi?" diye sordu umut dolu bir sesle.
"Kule'de hazırlıklar tamamlanamamış olabilir.Önceki yıllarda böyle bir şeyin gerçekleştiğini hatırlıyorum" Diyerek yanıtladım.Sesim fazla sevinçli çıkmıştı.Nedeni Kule'ye gitmekten kurtulmam değil de Alli'yi daha fazla görebilme imkanımın oluşmasıydı.
Alli bir kuyruklu yıldız gibiydi.Benden uzaklaşacağını bildiğim halde yıldızı ellerimle tutmaya çalışıyordum.
Tutmayı asla başaramayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutasyon
Science Fiction"Kule'den sağ çıkmak bir galibiyet değildi, ölüme koşar adımlarla yaklaşmanın ta kendisiydi."