"Kanka, seni seviyorum, biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum kanka ama ben seni sevmiyorum."
Begüm güldü. Kız ofladı. Şuan ki çabaların birinde dahi, cevabı olumlu aldığı olmamıştı. Begüm, kıza bunu yapmaktan sıkılmıyordu. Kız ne dese tersini söylüyor, kendini bir şekilde haklı çıkarmayı başarıyordu. Bununla fazlasıyla eğleniyordu. Kız söylene söylene içeri ilerlediğinde Begüm beklemeyi sürdürüyordu. Hızla salladığı bacağı hem özleminin, hem sabırsızlığının göstergesiydi. Onu özlemişti. Sevgilisini özlemişti. Bugün doğum günüydü ve onu ne gibi bir şeyin beklediği hakkında en ufak fikri yoktu. Poyraz Duman, onu her daim şaşırtma potansiyeline sahipti.
Otostop çektiği bir günde Poyraz onu önemsemeden yoluna devam etmiş olsaydı tanışamayacaklardı.
Begüm o gün yürüyemeyecek kadar dağılmış olmasaydı tanışamayacaklardı.
Eğer ikisi de birbirini bulamasaydı, şuan tutunacak hiç kimseleri olmayacaktı.
Begüm telefonundaki saatine baktı. Nerede kalmıştı? Her zaman geç kalan kendisi olmasına rağmen, bir kere vaktinde gelmeyi denemiş ve başarmıştı. Fakat Poyraz Duman henüz ortalarda yoktu. En azından Begüm öyle sanıyordu. Çünkü Poyraz'ın birkaç dakikadır onu izlediğini, genç kızın sabırsızlığına gülümsediğini tahmin edemezdi.
Genç adam kızı daha fazla bekletmedi. Yanına yaklaşmadan önce seslendi.
"Çok mu beklettim güzelim?"
Begüm arkasını döner dönmez adamın gözlerindeki sıcaklıkla ısındı içi. Kafasını salladı iki yana. "Birkaç dakika oldu sadece." Gülümsediler. Aynı anda. Gözlerinin içleriyle.
Poyraz, kıza derin derin baktı. Parmaklarını yüzünde gezdirdi, baş parmağı elmacık kemiğini okşadı. Aralarındaki tek adımlık mesafeyi kapattı. Ardından fısıldadı. Göz temasları hiç kopmadı. "İyi ki doğdun, doğum günü kızı." Kalp atışları olağanın üstündeydi. Nefesler birbirine karışmıştı. "Gitmemiz gereken bir yer var."
*
Bir yılın bir şey değiştirmeyeceğini söyleyenler vardır, bir yılda her şeyin aynı kalabileceğini savunanlar. Bir yaşın insana kattıklarını yok sayanlar, görmezden gelip, inkar edenler. Bu insanlar bilmelidir ki, 365 günün her dakikası, hatta ve hatta her saniyesi, insanın gelecekteki konumunu belirler. Geçmişte yapılan her şey, insanı o anki haline getiren en önemli etkenlerdir. Değil bir yıl, bir dakika bir çok şeyi değiştirirdi.
Begüm kayan şapkasını bir kez daha kulaklarına doğru çekti. Lacivert boyunluğunu düzeltti. Arabadan inildi. Begüm etrafına baktı. İlk önce anlayamadı. Neden Poyraz'ın evinin önünde olduklarını. Dönüp ona baktı. Poyraz gülümsedi, bütün içtenliğiyle. Bir hediyesi yoktu aslında. Sadece göstermek istiyordu genç kıza. Hayatına kattıklarını. Elinden tuttu, kızın bir açıklama beklediğini bilmesine rağmen konuşmadı. El ele yürüdüler eve. İçeri girdiklerinde Begüm'ü bekleyen sıradan bir manzaradan başka bir şey değildi. Anlam veremedi. Poyraz kızın boyunluğunu ve şapkasını çıkarıp ayakkabılığın üstüne fırlattı. Kapının önündem ayrılmadılar. Adam, genç kıza sarıldı. Arkasından. Tam belinden. Sıkıca. Sardı, sarmaladı. Omzuna dayadı başını. Nefesiyle havalandı birkaç tel saçı. Adamın burnuna düştü. Kalp atışları hızlandı. İkisininde. Olağanın üstünde. Yine. Adam fısıldadı. Kızın ürpermesine sebep olacak şekilde. "Şu eve bir bak. Ne kadar seninle dolup taştığına, nasıl da sen koktuğuna. Bir bak. Bu eve ilk geldiğin günü hatırla. Ne kadar silik, ruhsuz ve kimsesiz olduğunu. Hatırla, Begüm. Sadece bana değil, çevremdeki her şeye iyi geliyorsun. Bana seni kurtardığımı söylüyorsun, belki de haklısın. Ama kendini de gör artık güzelim, saçtığın güzellikleri gör. Ben seni kurtardıysam, sen bana güzelliğini kattın. Her şeyinle. Kendini bana kattın ve ben ışık saçtım. Her şeyinle, iyi veyahut kötü halinle, iyi ki geldin. Mutlu senelere güzelim."
SON
* * *
Bana şu zamana kadar kattığın her şey için teşekkür ederim, gerçekten. Doğum günün kutlu olsun, iyi ki doğdun, iyi ki doğmuşsun. Ve iyi ki varsın. Umarım (burada kahkahalara boğuluyorum) bana katlanamayacağın çok anımız olur. Bu noktadan sonra söveceğini biliyorum; ama seni seviyorum. Nice bol kitaplı, benli, musmutlu, umutlu senelere. Ah, bir de Poyraz'lı, senin sevdiğin olanından.
Öptüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2 ARALIK 1992
Short Story@gizlievren adlı kullanıcıya ithafen, 23. yaş günü için özel olarak yazılmış tek bölümlük bir hikayedir. Doğum günün kutlu olsun. İyi ki doğmuşsun. Nice beraberli yıllara.