Merhaba arkadaşlar. Çok klişe bir laf ama KRALİÇE benim ilk kitabım. Bu kitabı yazmak hep aklımdaydı ama kurgusunu hep değiştiriyordum, sonunda bu kurgunun tam olduğuna kanaat getirdim. Arkadaşlar açıkçası kitabımda çok edebiyat tarzı şeyler yazmayacağım. Tabi ki yeri geldiği zaman bir şeyler yazmaya çalışacağım ama çok da iyi değilimdir bu konuda-şimdiden söyleyeyim dedim :) İlk kitabım olduğu için mutlaka yazım ve imla hatalarım olabilir. Bu hatalarımı güzel bir şekilde bana söylerseniz çok sevinirim. Karakterleri de hayal ettiğim gibi birilerini bulursam sizinle paylaşacağım. Umarım beğenirsiniz. Yorum ve oylarınızı sabırsızlıkla bekliyorum :D
Uçaktan indiğimde bavulumu alıp çıkışa yöneldim. Çok özlemiştim İstanbul'u. Tam 5 sene hasret kalmıştım aşık olduğum şehre. İlk defa yaz tatili için gelmiştim ve abime sürpriz yapmaya gidecektim. Havaalanından çıktığımda taksi bekliyordum ki takım elbiseli birisi yanıma gelip,
"Farah hanım?"
"Evet benim."
"Araba hazır buyurun, abiniz sizi bekliyor."
"Abim mi? Ama... Offf!"
Ben abime sürpriz yapayım deyip gizli gizli geldiğimi zannederken o bana süpriz yapıp (!) beni almaya gelmiş. Sanırım hiçbir zaman ondan gizli bir şey yapamayacağım.
Adamın arkasından gittiğimde siyah Mercedesin önünde durduk ve kapıyı açtığında sinirle arabaya bindim. Sinrimi abime trip atarak geçirmeyi düşünüyordum ama abim arabada değildi. Büyük ihtimal şirkette olduğu için gelememişti. Adam kapımı kapatıp arabaya bindi ve hareket etmeye başladık. Bu tatlı sürprizi (!) için abimi aradım. Bir kaç çalıştan sonra açmıştı.
"Hoşgeldin cadı!"
"Hiç hoş gelmedim abi. Sana sürpriz yapacaktım ama sen mahvettin. Bir kerede senden habersiz bir şey yapamayacak mıyım ben?"
"Sence cadı?"
"Sence cadıymış pis! Yapmayacağım bundan sonra sana sürpriz falan. "
"Düzgün konuş benimle! Hem zaten bana sürpriz yapamıyorsun ki."
"Of neyse tamam. Neredesin sen şirkette mi? Bende mi şirkete geleceğim?"
"Evet şirketteyim ama eve geçeceğim sende eve geleceksin. Evde görüşürüz." deyip telefonu kapattı. Kibar (!) abim.
Yarım saatlik yolculuğun ardından eve gelmiştik. Eve girdiğimde abimin sesini duymuştum, sesi salondan geliyordu. Salona gittiğimde abimin kapıya arkası dönük bir şekilde telefonla konuştuğunu gördüm. Küçüklüğümde ki gibi koşup üstüne atladım.
"Abicimmmmmmm!"
" Ali ben seni beş dakika sonra arayacağım." deyip telefonu kapattı.
"İn üzerimden yoksa..."
"Yoksa ne?" deyip kahkaha attım ve kollarımla boynunu daha çok sıkmaya başladım. Ama bu çok uzun sürmedi çünkü beni koltuğa atıp gıdıklamaya başlamıştı.
"Yoksa bu olur işte."
"T-tamam d-dur lütfennnnnn!" Birkaç saniye sonra gıdıklamayı bıraktı ve yanıma oturdu. Bende nefesimi düzene koyup doğruldum. Bir anda yüzlerimizi birbirimize çevirdik ve ilk bir kaç saniye çok ciddi bakıyorduk ama sonrasında dayanamayıp kahkaha atmaya başladık. Kahkahalarımız bittiğinde başımı abimin göğsüne koyup kollarımı beline sardım. Oda kollarını bana sarıp saçımı öptü.
"Bu şehri, bu evi ve seni çok özlemişim."
"Sadece birkaç hafta önce yanındaydım ama bende seni bu evde görmeyi özlemişim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALİÇE
Teen FictionAnne ve babasını ortaokul yıllarında kaybeden ama abisi sayesinde eksikliklerini hissetmeyen, hayatı dolu dolu yaşayan 20 yaşında genç bir kız... FARAH KORKMAZ Anne ve babası onun bir hata olduğunu düşünüp küçük yaşta onu terk eden, hiçbir zaman ann...