1 Hafta Sonra ...
'' Myungsoo dur ne yapıyorsun ? Yavaş hareket etsene biraz bak daha tam iyileşmedi omzun yine inciteceksin. ''
Myungsoo içtenlikle gülümseyerek onun için endişelenen sevdiği adama bakarken çektiği acı buna değer diye düşündü. Onu kaybetmektense tekrar o yola atlayarak onu kurtarıp omzunu incitebilirdi. Hatta bu uğurda canını vermeye bile razıydı. Yeter ki onun saf ve masum sevgilisine birşey olmasındı.
Evet sevgili . Myungsoo artık kararını vermişti. Hiçbirşey , hiç kimse umrunda değildi. Sungyeol'e onu nasıl sevdiğini , ona deli gibi aşık olduğu söyleyip, ömrünün kalanını onunla geçirmek istiyordu. Herşey onun içindi. Evet ilk fırsatta onunla doğru düzgün konuşup, aşkımı anlatmalıyım diye düşünceler içinde gözleri dalmıştı bile.
'' Soo kendine gel. Ne düşünüyorsun öyle ? Nereye dalıp gittin yine ? ''
'' Hiç ,hiçbir şey sadece ... ''
'' Sadece ne ? ''
'' Sadece o geceyi düşünüyordum. Benİm yüzünden az kalsın ölüyordun Yeollie . ''
'' Tamam geçti gitti işte . Bunları sonra konuşuruz . Sende ,bende iyiyiz işte . ''
'' Neden böylesin ?''
'' Neden bu kadar mükemmelsin ? Neden bu kadar iyi kalplisin. Ve neden benim gibi kendinden bile korkan ,kendini ifade etmekten aciz bir adama aşıksın söylesene Sungyeol . Neden ? '' dedi gözlerinden sicim gibi yaşlar boşalırken hıçkırıklarına engel olamadan ağlıyordu.
Sungyeol kalbindeki acı ile karsışında onun için ağlayan çocuğa baktı. Neden her seferinde bu aşkın ve bu çocuğun kendisine çektirdiklerine izin veriyordu. Neden ?..
Cevap basitti. Çünkü onun aşkı sadece birini sevmek yada hoşlanmak değildi. O Myungsoo'ya ölümüne aşıktı. Onun için ölüm ise Myungsoo'nun ta kendisi idi. Onsuz yapamazdı .
Herşeye rağmen...
İçinden bunları kendisine tekrarlarken yavaşca Myungsoo'ya sarılıp sevdiği adamın kokusunu iliklerinde hissetti.
Flashback ...
Sungyeooool ! ....
Myungsoo ayakta duramayacak halde olmasına rağmen yaşadığı büyük korkuyla sanki birileri arkasından koşması için itiyormuş gibi kendini hızla öne doğru attı . Bir kaç adım kala koşma hızını son nefesine kadar getirerek Sungyeol'e ulaşmıştı. Hızla onu omuzlarından sararak kendine çekti ve birbirlerine sarılı halde atılan birkaç takladan sonra Myunsoo'nun bedeni yerde kalacak şekilde yolun kenarında bir süre öylece kaldılar.
Sungyeol yaşadığı büyük şok ve korku ile sımsıkı kapadığı gözleri yavaşca araraladı ve altında yatan gözleri kapalı hareketsiz şekilde duran bedene baktı. Bir an nefesi kesildi . Yaşadığı sokun etkisinden çıkmaya çalışmış ve hızla Myungsoo'yu kollarından tutarak kaldırmış ve kendine gelmesi için yalvarıyordu.
'' Myungsoooo ? Soo ? Hayır bu olamaz hayır . Beni bırakamazsın adi herif . Bana yeterince acı verdin bir de bana bu acıtıyı yaşatamazsın . Duydun mu beni ? Kalk çabuk hadi , kalk ,kalk ... '' diyerek gözyaşları içinde yerde hareketsiz yatan bedenin göğsüne başını yaslayarak hıçkırarak ağlıyordu.
'' Ahh , ıhhm. '' Sungyeol göğsüne yattığı bedenden çıkan kısık sesli inlemelerle gözlerini açıp başını kaldırdı. Ve karşısında onun için ölüme koşan adamın gözlerine bakarken bu sefer yaşadığı sevinçten hıçkırıklara boğulmuş ve ağlıyordu. Bir kaç saniye sonra sakinleşmiş Myungsoo'nun yüzünü elleri arasına alarak yavaşca okşuyor ve onun varlığını hissetmeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Çıkmazı (Akame,İnfinite,Exo)
FanfictionYaoi bir fictir rahatsız olanlar okumasın ...