17. DOĞRULUK&CESARETLİLİK

4.9K 173 13
                                    

Geçen bölüm uzun oldumu bilmiyorum, bu bölümü biraz uzun tutmaya çalışıcam.
Beni biliyosunuz buraları uzun tutamıyorum bu yüzden direk hikayeye başlıyım.

Media : orda yazıyo jssks.
------------------------------------------

Uykum tamamen gitmişti, ama gözlerimi açamıyodum. Ya da istemiyodum. Kapının açılma sesinden bir kaç saniye sonra yatağın diğer tarafında ağırlık oluştu. Bir el kafamı yavaşça okşamaya başladı. "Eceem, kahvaltı tamamdır bebeğim, kalk artık." dedi fısıltıyla.

Gözlerimi yavaşça açmaya başladığımda bana bakan bir çift göz gördüm. "Aç değilim." dedim soğukça.

"Ama yemen lazım." dedi yumuşak bir ses tonuyla.

"İyi de aç değilim, iştahımda yok zaten. Sen tek başına ye."

"Ben değil, sen tek başına yersin. Bana eşlik edicek iki kişi var." deyip sırıttı.

Biri Nazmiye teyze, diğeri kim?

"Birincisi Nazmiye hatun. İkinci kim?"

"Eda, dün bize geldi."

"Aa!"

"Sen uyuyodun. Ama şimdi kalk artık." dedi bıkkın bir şekilde.

"Uykum hala açılmadı ama." dedim yine soğuk bir tavırla. Onu affetmiş olabilirim ama hala kırgınım. Yani sen bir havluyu kullanırsın, ıslak olmaz ama hep nemlidir. Biliyorum tuhaf bir örnek oldu ama bu şuan önemsiz bir konu. Yani burda diyemezdim kırılan bardaktan su içer misin? diye.

Tamam, örnek buldum! Sen mesela birinin kalbini kırdıktan sonra özür diliyosun ya, bu aynen şu gibi ; parmağını ciddi anlamda kopardıktan sonra -yani baya kopuyo, orda parmak falan kalmıyo- oraya yara bandı yapıştırmak gibi, halbuki o yara zamanla kapanıcak. İz olucak o kadar.

Kolumdan tutup kaldırdı. "Kalkar mısın Ecem, hadi."

Sızlanarak kalkıp lavaboya gittim. Yüzüme yıkadım, yıkadım, yıkadım ve tekrar yıkadım... Ama yok, bu uyku böyle açılmıyacak! Lavabodan çıkıp dolabıma yöneldiğimde Poyraz'ın odadan çoktağğn çıktığını gördüm. İç çamaşırları, hırka ve eşofman alıp banyoya yöneldim.

Suyun altına girdiğimde sıcak suyun verdiği rahatlıkla gülümsedim. Banyo güzel yaa. Girmeye üşeniyo olabilirim ama girince çıkaramıyorum bedenimi.

Banyoda gereğinden fazla kaldığımı, buruşmuş ellerimden anladım. Sıcacık suya veda edip duşakabinden çıktım. Üzerime bornozumu geçirdim ve vücudumu kurulamaya başladım.

Saçlarımı kurulayıp topuz yaptım. Üzerimi giyindikten sonra banyodan çıktım.

Aşağıya indiğimde kahvaltıya başlamışlardı bile. Rast gele bir tane sandalyeye oturup yemeğe başladım. Eda ile göz göze gelince bana göz kırptı, bense sadece gülümsedim.

Ağzını oynatıp. Barıştın mı? Deyip gözleriyle Poyraz'ı işaret etti. Bende alt dudağımı sallandırdım. Affetmem barışmam anlamına gelmiyo. Yaptığı unutulacak bir şey değil.

*****

Poyraz işe gitmişti. Bende Eda'yı dinliyodum. Bana dün gece Poyraz'la neler konuştuklarını anlatıyodu.

"Dışarıda ne ara uyudun bilmiyorum ama eve gidene kadar kucakta taşındın. İçeri girdiğimizde Poyraz bana iki kahve yapmamı söyledi, ben kahveleri yaparken oda seni yatırmaya gitti."

"Ee?"

"Sözümü kesmezsen daha iyi olur." elimi devam et dercesine salladım.

"Aşağıya indiğinde hemen yanıma geldi. Dediki şuan dünyanın en pişman ve en mutlu insanıyım. Buna eminim. Ecem gerçekten çok iyi birisi, onu hak etmiyorum. Onu nasıl kazandım onuda bilmiyorum, bildiğim tek şey ona deliler gibi, sırılsıklam, yapış yapış aşığım. O da bana aşık ama benim kadar değildir çünkü bu yaptığım hatadan sonra... Ben olsam bende böyle yapardım, belki de daha fazlasını..."

ZORAKİ EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin