7. Bölüm

192 34 25
                                    

Multi Miray. İyi okumalar. Umarım beğenirsiniz. Lütfen yorumlarınızı ve votelerinizi esirgemeyin.  Betül aşkımı takip ederseniz çok mutlu olurum.

" Miray, şekerim seni kilo almış gördüm, galiba Melih sana iyi bakıyor."

Zümra'nın sözüyle Miray, ağzındaki suyu zorla yuttu ve öksürük krizine girdi. O esnada Melih , Miray'ın arkasını sıvazladı.
Çünkü  hamile olduğunu kimse bilmiyordu.

Tabi Zümra rahat durur mu ?

"Buğracığım , baksana çok yakışmıyorlar mı ? , zavallı Melih kızı her haliyle çekiyor."

Miray'ın yavaş yavaş tepesi atıyordu. Tam birşey diyecekti ki ağzını kapayıp vazgeçti.

Göz ucuyla Buğra'ya baktığımda, sıkılmış bir hali vardı. Zümra'ya tepkisizce baktı. Bunlar ne biçim kuzendi böyle?

Biz böyle miydik kuzenlerimizle? Onları da çok özlemiştim.

Merak ediyordum , Miray'larla aynı kafeye gelmemiz tesadüf müydü? Gelir gelmez masaları birleştirip yanımıza gelmeleride tuhaftı. Hani bunlar rakip okuldu? Birbirlerini tanıyıp sevmediklerini söylüyorlardı? Birde Miray'lar hiçbirşey söylemiyordu. Hep Zümra onlarla uğraşıyordu. Bu nasıl ezilmekti?

Ortamın havası beni bayağı germişti. Miray zümra'ya , Timuçin Melih'e , Melih'de Mete'ye kötü kötü bakıp duruyordu.

Buğra sanki etkisiz elemandı. Habire birşeyler düşünüyordu. Rahatsızca kıpırdanıp, Zümra'yı dürttü. Zümra ne var dercesine Buğra'ya baktı. Buğra sessiz bir şekilde Zümra'ya birşeyler fısıldadı. Ne demişti acaba?

Kimseden çıt çıkmıyordu. Miray'larda sıkılıp gitmişlerdi.Sırf Mete'nin bakışları için erken gitmemişse bende Sema değildim. Zavallı Mete. Aslında iki tarafta kendi halinde iyi insanlardı. neydi ki bunları bu kadar kötü yapan?

Miray ,Beni de götürmek istedi ama ayıp olur diye teklifini kabul etmedim. Timuçin ve Mete'de kendi aralarında konuşuyorlardı. Çok sıkılmıştım. Elimdeki bardağın desenini incelerken Zümra'nın telefonu çaldı. Çok kısa sürede konuştuktan sonra ben ve Buğra'ya baktı. " Ya kusura bakmayın. Annem rahatsızlanmış. Timuçin , Mete'yi de çok sever. Siz oturun ama ya. Size iyi eğlenceler." Çok üzülmüştüm. Ama Zümra o kadar üzüntülü durmuyordu. Bize sarılıp kalktılar.

Evet. Tanımadığım bir insanla başbaşa bir kafede oturmuş birbirimize bakıyorduk. Ne konuşacaktım ki? Yüzümü sanki hafızasına kazıyordu. Yüzüne hiç dikkatlice bakma fırsatı bulamamıştım. Baktığımda mavi ile yeşil arasındaki muhteşem gözleri , küçük ve ucu kalkık bir burun ve o dolgun dudakları. Kızlara taş çıkartacak bir güzelliği vardı. Gözlerinin içine baktığımda sanki mavi bir okyanusun içinde boğluyormuş gibi hissettim. O gerçekten güzeldi. Allah özene bezene yaratmıştı. Aynı şekilde oda bana bakıyordu. Deliricektim. Bu Simayı bir yerde gördüğümü biliyordum. Ama çıkaramıyordum. Kendime gelip " Ben kalkayım artık. Geç oldu. " sesim olduğundan ince çıkmıştı. " Hesabı ödeyeyim , ben bırakırım seni. Dediğin gibi geç oldu. " Sesi bir kadife gibi pürüzsüzdü. Birşey söylemeden kafamı salladım. Parayı ödeyip kafeden dışarı çıktık . Bu ilçe sahil kesimiydi. O yüzden sahilin oradan gittik. Boyu Çok uzundu. ikimiz de yanyana fakat ellerimiz ayrı ayrı arkamızda kenetlenmiş bir şekilde sessizce yürüyorduk. Tam konuşacakken o da aynı anda ağzını açtı. " ilk sen söyle " dedim. " Boşver sen söyle. Önemli değildi zaten. " Kafamı salladım. "Özel değilse neden Hatay gibi güzel bir memleketi bıraktığını soracaktım."

Aniden durdu. Gözlerini gözlerimde kilitledi. "Değer verdiğim biri burada çünkü. " Kim olduğunu merak etmiştim.
" sevdiğin kız falan mı? " sanki daha ilk günden fazla özel hayatını karıştırmıştım. " Bundan sanane ?"

Islak imzaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin