Haneul: Oppa üzgünüm
Sınav haftası falan araya girince yazamadım
Beni affettin, değil mi?
*-*
--
Nayong sessiz sessiz kahvesini yudumlarken telefonumu kilitleyip masaya geri koydum. Telefonum titreme sesi, sinir bozucu sessizliği bozan tek hareketlilikti. Nayong'u bu esnada daha yakından inceleme fırsatı buldum. Özgüvenli bir yüze sahipti; doğuştan şanslıydı bazılarının aksine.
Sadece konuşmuş olmak için, "Matematik sınavı nasıldı?" diye sordum.
"Mutlak değer sorusu dışında iyiydi." Duraksadı ve kıkırdadı. "Sanırım. O soruyu ne yaptın? Bizim sınıftaki herkes farklı bulmuş." Koyu gözlerinde meraktan eser yoktu ve işte o an, ne kadar farklı olduğumuzu fark ettim.
Cevabımın doğru olduğunu ve sınavdan yüz aldığımı bilmeme rağmen, omuz silktim. "Sanırım sıfırdı," dedim sıradan bir sesle. Kahvemden bir yudum daha alıp cevabını bekledim. Konuşması kolay biriydi; kısa sorularıma uzun cevaplar veriyor, kelimelerini, sohbeti sonlandırmamaya dikkat ederek seçiyordu ve canlı cümleler kuruyordu.
"Ben eksi bir yaptım," dedi ve ondan sonra da havadan sudan konuşmaya devam edip boş ve sıkıcı bir zaman geçirdik.
Hesabı ikiye bölmeyi teklif etsem de, kabul etmeyip centilmenlik yapmayı tercih ederek tek başına ödedi. Kafeden kaldırıma çıkınca, kısaca vedalaştık ve teşekkür edip ayrıldık. Neredeyse el ele sıkışacaktık. İki sevgilinin tuhaf anını düşünüp gülümsedim.
Nayong iyi biriydi, evet ve ondan da hoşlandığım zamanlar olmamış değildi ama pek ortak şeyimiz yok gibiydi. Birazcık da aklım Baekhyun'da olduğu için, dikkatimi tamamen buluşmaya verememiştim. Telefonum yeniden titreşince, otobüse çoktan bindiğimi ve nefret ettiğim ters koltuklardan birine oturduğumu fark ettim. Telefonumu açıp mesajlarımı kontrol etmeden önce, gruplardan gelen yüzlerce mesajı temizledim.
Nayong: Bugün çok eğlendim
Teşekkür ederim :)
Haneul: ben de eğlendim, Nayongie
Okulda görüşürüz
--
Hırslıoppa: Tanrım, korkuttun beni Haneul
İki haftadır sesin soluğun çıkmıyor
Sınavına da sana da başlarım
Bir mesaj atacak zamanın dahi mi yoktu?
Haneul: Oppa lütfen sakin ol T-T
yeni biriyle çıkıyorum ve pek zamanım olmadı
Üzgünüm
Hırslıoppa: Yeni biriyle mi çıkıyorsun?_
Biriyle mi çıkıyorsun?
Çıkmak ve sen?
Sen birini sevebiliyor muydun?
Haneul: Kalbimi kırıyorsun, oppa T^T
Nayong benim hep ilgilendiğim biriydi
Sadece onun da benimle ilgileneceğini düşünmemiştim
Hırslıoppa: Siz kızların şu aptalca davranışları -_-'
Neden seninle ilgilenmeyeceğini düşündün ki?
Haneul: Bana bunu söylettirme oppa
Güzel biri değilim ve Nayong da oldukça popüler
Tüm okulun hayallerini süsleyen biri
Hırslıoppa: Komiksin
Kendine özgüsün
Güçlüsün
Ve çok kafasın
Ayrıca güzel olmadığını söyleyip dursan da, güzel olduğuna eminim
Hikayelerde hep öyle olur
Haneul: Sorun da orada
Birlikte hikaye yazabileceğin biri değilim
Ana karakter olamam kesinlikle
Anca ana karakterin en yakın dostu falan
Hırslıoppa: Haneul -_-
Şimdi cidden saçmalamaya başladın
Diyelim ki güzel değilsin
Ne fark eder?
Güzel olmayınca kişiliğin ve zekan da otomatikman yok mu oluyor?
Haneul: Oppa...
Bu kadar güzel konuşmalar yapabildiğini bilmiyordum
Egonun başkasını övmene izin vermeyeceğini düşünmüştüm hep
Hırslıoppa: Ben de senin zeki olduğunu düşünüyordum
Bana egomu kapattırıp iğrenç konuşmalar yaptırmayacağını düşünmüştüm
İkimiz de yanılmışız anlaşılan
Haneul: Ben iyi bir şey söylemiştim -_-
Hırslıoppa: Ben de
Sanırım
Haneul: -_-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
× Five Months × Byun Baekhyun
FanfictionYanlışlıkla aradığım numarayı hiç tanımadığımı düşünürken, aslında tüm kirli çamaşırları gözümün önünde olan biriydi o. Ve ben beş ay boyunca ona katlanmak zorundaydım.