♡♥ 10. BÖLÜM ♥♡

100 11 17
                                    


Slm sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar :)

Rüveyda bir anda adını duyunca yerinde mıh gibi kaldı. Yüzünde ağlarken şekilden şekile giren bir ifade olmadığı halde gözyaşlarına hakim olamıyordu. Teyzesinin söylediklerine çok kırılmıştı. O kırgınlık bir anda geçecek gibi değildi. Başkası olsa haddini bildirirdi ; ama kendinden büyük birisine bunu yapamazdı. Bu sebeple acı acı yaşlarını dökerek içindeki zehiri sözle akıtamadığından gözle akıtıyordu.

İsmini böyle içten ve karizmatik ses tonu kullanarak Mert'in söylediğine emindi. Gözyaşlarını silmeye çalışarak yüzünü Mert'ten tarafa döndü.

Mert , Rüveyda'nın kendisine dönmesiyle bir anda yerle bir olmuş suratını görünce çok şaşırdı. Oysa ki bu sabah ne kadar da mutluydu. Mutluluktan yerinde zıp zıp zıplayan kız gitmiş yerine üzüntüden enkaz altında kalan bir kız gelmişti. Şimdi ne olmuştu da o kara gözler ağlamaklıydı? O, onun sevdasıydı ve ona ağlamak değil gülmek yakışırdı. Gülmek en çok kime yakışır sorusunun cevabı tam karşısındaydı.

O kıyamazdı ki sevdiğine. Onu kimin üzdüğünü bilse gidip hesabını sormaz mıydı? Sorardı elbet. Yüzünü güldürmek için elinden gelen her şeyi yapardı. Gidip aşkını sarsa, sarmalasa, başını göğsüne yaslasa, onu kollarında teskin etse hiçte fena olmazdı hani.

Mert, sesine "Rüveyda " derken ki tonlamayı yerleştirerek "İyi misiniz ?" diyerek cebinden çıkardığı kağıt peçete paketini Rüveyda'ya uzattı. Rüveyda peçeteyi alırken

"İyiyim teşekkürler " diyerek paketten çıkardığı peçeteyle gözyaşlarını sildi. Şimdi biraz daha iyiydi. Mert'le kısa da olsa konuşuyor olmak ona müthiş hissettirmişti. Asıl müthiş olan Rüveyda' ya adıyla hitap etmesiydi ki yüreğinde adeta bomba etkisi yapmıştı. Yüzü gülmese de şu anda yüreği kahkaha atıyordu. İsmimi nereden biliyorsunuz diye ona tabiki sormayacaktı. Zira bu durumdan gayet hoşnuttu.

" Pek iyi görünmüyorsunuz ama. İsterseniz sizi evinize kadar bırakayım. "

" Hayır efendim ne münasebet. " diyerek yüzünü, yürüdüğü yola gülümseyerek çevirdi.

Mert yine seslendi " Rüveyda tamam tamam kızmayınız sizi eve bırakma fikri hoş değildi. Ama izin verirseniz size söylemek istediğim bir şey daha var. "

Rüveyda tekrar yüzünü Mert'ten tarafa döndü. Şu an sanki dünya durmuştu. Sadece ikisi varmış gibi hissesiyordu. Ne sokakta insanlar yürüyor ne de vızır vızır arabalar geçiyordu. Mert'in iri kara gözlerini ilk kez bu kadar yakından incelerken Mert'in heyecandan titriyor olduğunu fark edip gözyaşlarını siliyormuş gibi yaparak peçetenin içine gülücük attı.

" Aha kesin benden hoşlandığını söyleyecek. Telefon numaramı bulamadı. Bulduğu her fırsatta yanıma geldi ; ama bir türlü açılamadı. Evet heyecandan kalbim Hücum Marşı çalsa da söyleyeceklerine hazırım Mertcanım. Hadi başla da hayatımızı yazalım birlikte. Ama ilk cümle, ilk hamle senden gelmeli."

Mert ," Oğlum Mert şimdi söyledin söyledin bir daha belki de hiç fırsatın olmayabilir. Şimdi sakin ol ve cümle kurmaya çalış. Sizden çok hoşlanıyorum. Ne zamandır sizi takip ediyorum. Niyetim ciddi. Siz de müsade ederseniz sizi istemeye gelmek istiyorum de. Hadi goççum yapabilirsin. Hadi göreyim seni " düşüncelerinden sıyrılıp derin bir nefes aldıktan sonra boğazında gıcık varmış gibi ses ayarı yaptıktan sonra söze girdi.

" Rüveyda "

"Amca"

"Ne amcası "

"Amcam geliyor. Eyvah bittim ben "

♡ Minik Kalbim ♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin