Katil

50

Soğuk bir kış gecesiydi . Kız ellerine siyah eldivenlerini geçirmiş , ayakkabılarına bakarak boş yolda ilerliyordu . Koyu kumral ile kestane arası bir renge sahip omuz hizasındaki saçları rüzgarın etkisi ile öylece savruluyordu . Kulaklıklarından çıkan ses huzur vericiydi . Burnu ve yanakları pembeleşmeye başlamıştı . Sağ taraftaki sokağa saptı . Evine varmasına bir kaç adım kala ... " Ah ! Tanrım lanet olsun " . Dizlerine bulaşan soğuk karı temizledi . Ayakkabıları ıslanmış , eldivenlerine karlar yapışmıştı . Cemindeki anahtarı çıkartıp demir kapıyı omzu ile itti . Binanın içi tarçınlı çörek ve çam kokuyordu . Apartman sahibi bu kokuya ' yeniden doğuşun ve huzurun kokusu ' diyordu . İtiraf etmek gerekirse ... hoş bir kokuydu . Seri adımlarla merdivenleri çıktı . Bugün çok yorulmuştu , sıcak bir banyoyu ve iyi bir tatlıyı hakediyordu . Kulaklıklarını kulağından çıkardı ve dinlediği şarkıyı durdurdu . Anahtarı kapıya yerleştirdi ve çevirdi . Kapı her zamankinin aksine daha az gıcırdamıştı . Ayakkabılarını bağcıklarını açmadan topuklarına basarak çıkarttı . Çorapları nemliydi . Ayakkabılarını kaloriferin altına koydu . Montunu , şapkası ve eldivenlerini koltuğun üzerine fırlatıp mutfağa girdi . Tavandakı büyük lamba mutfağı yavaş yavaş aydınlatırken malzemeleri çıkartıp tezgahın üzerine dizdi . Ellerini yıkayıp malzemeleri küçük bir kapta karıştırmaya başladı . Aynı zamanda tv şovlarındaki aşçılar gibi konuşuyor ve oradan oraya koşuşturuyordu . Bir saat kadar sonra küçük bir dağ şeklinde enginar ezmesi yapmış , derin bir kaseye ise cipsleri doldurmuştu . Bu onun akşam yemeğiydi . Tatlı olarakta kremalı külahlar -milföy hamurundan külahlar hazırlıyor , fırında pişiriyor ve sonra ise içine krema dolduruyordunuz- yapmıştı . Ellerini duruladı ve banyoya ilerledi . Küveti , -ılık ve sıcak arası yani rahatlatıcı ısıdaki- su ile doldurup içine çam kokulu banyo köpüğünü döktü . Üzerindeki kıyafetlerden bir çırpıda kurtulup küvete girdi . Sanki yaşam hücreleri gençleşiyormuş gibi hissediyordu . Yirmi otuz dakika kadar oyalandıktan sonra banyodan çıktı . Odasına gidip üzerine bol , gri bir t-shirt ve altına ise siyah ince bir pijama giydi . Minik dağını ve cipslerini alıp pofuduk koltuğuna oturdu . Sehpanın üzerindeki bilgisayarını alıp , en sevdiği dizi olan Friends ' in bir bölümünü açtı . Dizinin iki bölümü bittiğinde kızın da yemeği bitmişti . Sakin adımlar ile lavaboya ilerledi . Ellerini köpük sabun ile iyice ovduktan sonra ılık su ile duruladı . Ellerini pijamasının arka kısmına sildi . Bu küçükken edindiği bir alışkanlıktı . İçini kaplayan korkuya aldırış etmeden salona yöneldi .

...