Sabah Ayaz'ın bağrışlarıyla gözlerimi açtım hafif saçlarımın arasından gördüğüm kadarıyla çok sinirli gözüküyordu "Öykü kalk gidiyoruz" nereye dememe kalmadan kolumdan tutup ceketimi giydirdi. "Ayaz pijamalarım var" "giderken alırız" yine neye sinirlenmişti. Kapıyı sertçe kapatıp arabaya doğru yönelmeye başladık, kapımı açıp içeri girdim o ise çoktan arabaya girmişti. Kendini öyle kasmıştı ki sinirinden başındaki damarları görebiliyordum. Gaza bastığı an irkildim ve "emniyet kemerini tak" demesiyle hiç itiraz etmeden kemerimi taktım.
Sessiz bir şekilde giderken, sessizliği bozan taraf Ayaz oldu "beraber seninle yazlığa gidelim mi?" olabilirdi abim bir hafta yoktu "olur" dediğimde bana bakarak "Öykü sen pijamalarınlasın" Ayaz'a boş boş bakıp "ciddi olamazsın bakayım gerçekten pijamaymış" ayaz arabayı sağa çekip "sen neden pijamayla çıktın." Ayaz'a ters ters bakıp "şaka yapıyorsun değil mi?" "Ne şakası" kafasını okşayarak "Ayaz beni böyle çıkarttın ya sen" dedim. Ayaz masum bakışlarıyla "öyle mi dedim demişimdir ben ulan ben beynimi sikeyim gel ileride mağaza var oraya gireriz" diyerek arabayı çalıştırdı. İleride ki mağaza da durduğumuzda "aşkım ben inmesem sen alsan bana" dediğimde hayır gel diyerek ters tepki verdi bu çocuk halden hiç anlamıyor.
Mağazaya girdiğimizde çalışanlardan başka kimse yoktu, o yüzden çok sıkıntı yaşamamıştım. Hemen elime fakir kol bir tişört aldım ve altıma da yırtık pantolon aldım deneme kabinine girdim. Kabinden çıktığımda pantolonun yırtıklarının çok olduğunu farkettim ama çok güzel durmuştu. Ayaz ortalıkta yoktu, aynada kendime bakarken saçımı da düzeltmeyi ikna etmemiştim. Ayazı gördüğümde dönüp "nasıl olmuş" dedim. Ayaz üstüme bakarak görevliyi çağırdı "pardon hanımefendi bakar mısınız" kadın görevli bize yaklaştığında "bu pantolon sanırım sökülmüş bir bakar mısınız orijinal halini alacağız da" Ayaz'a gözlerimi açarak baktım kadın gülerek "onun modeli böyle beyfendi" ayaz tekrar bakarak "tamam o zaman biz aynı bedeninin sökülmemiş olanını alalım." Bana baktığında hala şaşkın bir şekilde Ayaz'a bakıyordum görevli pantolonu getirince hemen onu giydim ve kabinden çıktım, mağazadan çıkarken "Ayaz gerçekten yontulmamış odunsun" bana yan bakış atarak "ona pantolon denmez yemin ederim anneannem görse kalpten giderdi" elini uzattı "tut bakalım elimi" elimi vererek arabaya gittik "aç mısın" kafamı sallayarak ona cevap verdim. Ayaz tekrar "aç mısın" dediğinde Ayaz'a ters ters bakıp "kafa salladım ya" dedim. Ayaz ise bana hiç bakmadan "evet çünkü ben yola bakmıyorum, haklısın bebeğim görmemem tamamen benim hatam" kafasına vurarak "tamam dalga geçme boş anıma denk gelmiş"
Sessiz bir şekilde gittikten sonra telefonuma mesaj gelmesiyle irkildim, telefonu alıp mesaja baktım Ayaz'ın gözleri üstündeydi.
Gönderen;0535...
Seni özledim.
Telefonumu direk kitledim ve önüme döndüm. Ayaz ise araba sürmeye devam ediyordu, "kim o" demesiyle "bilmiyorum" dedim. "Ne demek bilmiyorum" "bir numara işte ayaz önüne dön hadi bak yola" diyerek ellerimle oynamaya başladım arabayı sağa çeker çekmez telefonumu istedi. Verip vermemek arasında kaldım ama Öykü diye bağırmasıyla hemen telefonu verdim. Mesajı okuduğunda "kim bu" dedi. "Bilmiyorum numarası yok bende" Ayaz sinirden saçlarını yoluyordu "ulan nerden bulmuş bu numaranı" bir şey dememe izin vermeden numarayı aradı. Açar açmaz "Ulan sen kimsin orospu çocuğu siktim belanı senin adresini ver" karşı taraf ses vermeyince ayaz daha çok sinirlendi. "Kimsin dedim lan" bağırmasıyla ben iki adım geri atmıştım. Telefonu kapattığında ona baktım "Umut" dedi ve telefonu fırlattı. "Ayaz kendine gelir misin" telefon o an umrumda değildi, kırılmıştı belki de ama şuan ayaz sinirliydi ve onu sakinleştirmem gerekiyordu. "Öykü sana kimse bu şekilde mesaj atamaz duydun mu kimse" sonlara doğru tekrar ses tonunu yükseltti. "Seni özledim demek ne demek ya ulan ne yaşadınız ki" daha çok sinirlemişti "beni dinleyecek misin?" dediğimde "umutla aranda ne geçti" şaşkın gözlerle ona baktım ima ettiği şeyi çok iyi anlamıştım ve gözlerim dolmuştu "ne demek istiyorsun" Ayaz bana bakıp "umutla bir şey yaşadın mı?" Gözümdeki yaşı daha fazla tutamadım ve aktı. Ayaz'a tokat atıp yürümeye başladım nereye gittiğim hakkında bir fikrim yoktu, sadece yürüyordum ve ağlıyordum. Ayaz ise arkamdan öykü diye bağırıyordu, duymak istemiyordum. Benim senelerce onu sevdiğimi bildiği halde şimdi kalkmış bana ne diyordu. Kalbimi kırmıştı, çok ağırdı. Kolumu tutup kendine çekmesiyle kendimi serbest bırakıp göğsünde ağlamaya başladım. Kendimi durdurmaya çalıştım ama olmuyordu istemsizce ağlıyordum. O ise başımı öpüp özür diliyordu, kafamı kaldırıp "gerçekten böyle bir şey nasıl düşündün" ayaz bana masumca bakarak "düşünmedim ama o piçin sesini duyduğumda sinirlendim bana sinirlenecek şeyler söyledi özür dilerim öyküm." Bir şey diyemedim kafamı kaldırıp baktım sadece "hadi gidelim artık ne olur çok kötü başladık güne" bir şey demeden arabaya bindim ve radyoyu açtım sessizce müziğe eşlik ettim gözyaşlarım durmuştu daha sakindim ayaz ise şarkıya eşlik edince gülümsemem artmıştı "o tatlı gülüşünle kalbimi çalıp gitme bir bilen olur" diyip elimi öptü.Nihayet eve gelmiştik, arabadan inip kapıyı sertçe kapattım ayaz bana dönüp "Davuta iyi davranmanı istiyorum" anlamsız bir şekilde yüzüne baktım "Davut" dedim oda bakışlarıyla işaret ederek arabayı gösterdi. "Sen kafayı yemişsin" koşturarak yanıma geldi ve beni omzuna attı "ben aklımı senle bozdum hiç kimseyle işim olmaz." Ben sırtında kapıdan geçmekte biraz zorlansakta sonunda beni koltuğa bırakmayı başarmıştı. "Ayaz ben acıktım" "bende acıktım hadi kalkta bi şeyler yap" itiraz edemedim çünkü gerçekten açtım mutfağa girip baktığımda kahvaltılıklar gözüme çarptı saatte daha 12ydi kahvaltı yapılabilirdi, çay suyu koydum ve peynirleri küp küp doğramaya başladım. Sucukları tavaya attım ve olmasını bekledim ağzıma da iki üç tane atmayı ihmal etmedim tabii. "Ayaz hadi gel" dememe kalmadan ayaz yanımda bitti ve hemen ağzına peynir attı. "Hayatım çayı koyar mısın ben de ekmekleri keseyim hemen başlayalım" ayaz hemen çaya yönelip doldurmaya başladı. "Hazır bebeğim" bende masaya geçince yemeye başladık bir ara ağzımı o kadar çok doldurdum ki nefes alamayacağımı düşündüm ve kafamı havaya kaldırdım. Ayaz ise sigarasını yakmış beni izliyordu göz kırptım ne oldu der gibi "manzaraya karşı sigara içiyorum" gülümseyince boğulacak gibi oldum ve hemen sırtıma vurdu "yavaş yavaş" diyip gülmeye başladı. "Aşkım hepsi senin yavaş yavaş ye bak daha yaşanacak şeyler var" "çok yiyorum yani ben" diyip çatalımı bıraktım. "Yemek yemen bittiyse tatlıya geçelim mi" demesiyle hemen etrafıma bakındım ve tatlı aramaya başladım ayaz ise başımı tutup kendine çevirdi ve öpmeye başladı. Ben ne olduğunu anlayamadan kendini geri çekti ve dudaklarını yaladı "ben bu tatlıdan bahsediyorum" saçmalamayın ne ölmesi...
Akşama doğru artık pes oynamaya başladık daha doğrusu Ayaz bana pes öğretmeye çalıştı. "Aşkım kareye bas" kare diye üçgene bastığımda "Aşkım kare" dedi bu seferde yuvarlağa bastım ve o da ne gol attım. "Goool" diye bağırıp ayağa kalktım ve dans etmeye başladım. "Öykü" diye seslendi ben hala dans ediyordum. "Bebeğim kendi kalene gol attın." ellerim havada kaldım dizlerimin üstüne çöktüm "yapmadım de" ayaz dudağını büzdü ve gülmeye başladı. "Oynamıyorum ya banane" diyip kollarımı birleştirip koltuğa oturdum. Tam telefonuma bakacağım sırada telefonumun olmadığı aklıma geldi ve abim! Ayaz diye bağırmamla ayaz irkildi ve "ne noldu" diye oda bağırdı. "Abim" dedim haberi yok ve telefonum yok. Ayaz kendini geriye atarak "hallettim ben onu" gülümseyerek ona baktım "bak sen şu hallere" diyip kafasına yastığı fırlattım.
Uykum gelmeye başlamıştı ve koltukta uyudum. Ayaz'ın dürtmesiyle "ya rahat bırak beni uyuyorum" "bırakamam beraber uyumamız gerek" ayaz uyku sersemi bakarak "git başımdan yoksa senden ayrılırım" diyerek gözlerimi tekrar kapattım. Bu sefer ayaz beni
kucağına alarak odaya çıkarttı söyleyebildiğim tek kelime "iyi alıştın sen bu kucaklamaya" alnıma öpücük koydu ve yatağa bıraktı saniyesinde kendide geldi ve beni sıkıca sardı "öykü" hıı diye cevap verdim. "Seni çok seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bensiz Yapamazsın
Teen Fiction'Aşk çok güzeldir ama güzel olduğu kadar da çok canını yakar'' Abimin bana söylediği tek söz. Ben hiç aşkı tatmadım, ama onun gözlerine baktığımda kayboluyorum. Yanında zamanı durdurmaya çalışıyorum, diğer yanımı bulmuş gibi hissediyorum. Ayaz... Be...