Alçin yanına nefes nefese geldiğimi görünce korkulu ve endişeli gözlerle bana baktı ve "Noluyo Duru bu halin ne sanki birinden kaçmış gibisin" dedi.Ah evet birinden demiyelimde çimleri sulamayı seven doğa dostu bir ayı diyelim biz ona Alçincim.
"Yoo sadece temiz havayı görünce koşu yapasım geldi önemli bişey yok merak etme " dedim.Şimdi ne olduğunu anlatırsam bir ton soruyla karşı karşıya kalıcam ve bunun olmaması için anlatmayacaktım tabiki.*****
Alçin ve Berk'in -enişte bey-her zamanki gibi büyük ısrarları sonucu hız trenine binmeye karar verdik-verdiler-.Biletimizi aldık ve devasa oyuncağın yanına doğru ilerleyişe geçtik.Alçin ve Berk önden önden sarmaş dolaş koklaşa koklaşa ilerlerken aklıma çimleri sulayan adamın gözlerine bakınca tüm vücudumun kasılmasına ve sanki felçli gibi hareketsiz kalmasına neden olan yeşilleri geldi.Sanki içinde doğanın bütün güzelliklerini barındıran o gözler..
"Duru hadisene yer bulamıycaz biraz daha saf saf bakınırsan" Alçin'in sesi tüm düşüncelerimden uzaklaştırarak yeşillerden beni ayırdı.Trene binmek için merdivenlerı çıkmaya başladık.Bu nasıl bir kalabalık böyle.İnsanlar kendilerini korkup heyecanlandıran şeylerden ne kadarda hoşlanıyorlar.Bende yoksa ondan mı bu kadar hoşlandım o gözlerden...
Trenin arka kısmına doğru ilerleyişe geçtik.Herzamanki gibi ikisi bir koltuğa oturup beni yine dışladılar.Aynı kız whatsap grubunda sevgilisi olmayan bir tek ben olduğum gibi.Ne kadarda acı..
Onlar öne ben sap bir şekilde arkalarına oturdum.Şöyle bi etrafa göz gezdirdimde herkesin mi sevgilisi olur yahu.Bari yanıma biri otursunda beraber korkalım diye düşünürken hayat bana ilk kıyağını geçip gülerek göz kırptı.Yok artık bu kadar da olmaz! Yeniden karşımda o gözler.Ah hadi ama gerçekten de burda olamaz değilmi diye düşünürken yanıma yaklaşarak "Bak sen röntgenci kız sadece röntgeni değil heyecanıda severmiş demek" diye bir ses ve ardından bir ibne gülüşü...Hiç duymamazlıktan gelerek kafamı hemen başka tarafa çevirdim.Ama kulaklarım son derece açık olduğu için görevliyle yeşiller arasındaki konuşmayı rahatlıkla duyabiliyordum.Görevli: "malesef beyefendi şuanlık tek boş koltuk orası.Biraz acele ederseniz lütfen çünkü hareket etmek üzereyiz"dedi.Başımı oturduğum yerin diğer tarafına doğru çevirdim ve ardından etrafa.Evet az önce görevlinin bahsettiği tek boş yer benim yanım oluyor..Kaderime küfürler yağdırırken-tamam belki yanıma oturmasını bir yandan çok istiyordum ancak bardağın diğer tarafına bakınca adamın elinden bir hışımla kaçtığım geliyor aklıma- birden yanımda bir kıpırtı oluştu.Ah hadi ama gerçekten buraya oturmayacaktı değil mi? Ve oturdu.Evet evet hiçbirşey olmamış gibi.Ayı herif nolucak.
"Selam röntgenci"
"Sanada selam doğa dostu ayıcık"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçurumun Kenarında
JugendliteraturŞimdi bir uçurumun kenarındayım.Şimdilik buradayım,ancak büyük bir ihtimalle biraz sonra mavi gökyüzünde,dünyaya kuş bakışı yapıcam.Peki neden buradayım? Neden her genç gibi hayallerimin peşinden gitmeyip pes etmeyi tercih ettim? veya etmek zorunda...