Sabah annemin bağırmasıyla uyandım . Bugün okulun ilk günü ,hemen kalkıp tuvalete gittim. Rutin işlerimi halledip üniformalarımı giydim. Kahvaltı yapmadan evden çıktım. Arabama binip, Can'ı almaya gittim. Arabası tamirde olduğu için bugün onu ben alacaktım. Can benim küçüklük arkadaşım ,en yakınım, sıra arkadaşım. İlkokuldan beri hiç ayrılmadık. Lise sona geldik, gene ayni okuldayız hatta aynı sınıf.
Can'ı alıp herzaman kahvaltı ettiğimiz cafeye geldik. Kahvaltı siparişlerini verip, beklemeye koyulduk." İpek aklıma geldi de benim sana sürekli bahsettigim kuzenim vardi ya hani Aras, işte o geçen hafta yurtdışından döndü. Ve bizim okulda Müzik öğretmeni artık. " demesiyle Can'a döndüm.
"Bende hep merak ediyodum. Demek döndü. Artık bugün tanışırız."dedim.
"Evet zaten Aras'da seni çok merak ediyor." Ne demek beni merak ediyor.
"Nasıl beni merak ediyor. Benden ona bahsetmedin demi. " Can bu gerçi sormamam gerek kesin beni ona anlatmıştır.
"Şimdi ben bahsetmedim desem bana inanır mısın? Hayır. O yüzden yalan söylemiyorum bahsettim, birazda sesinden tabiki. " dedi .
"Can ben sana kaç defa dedim kimseye sesimden bahsetme utanıyorum diye."dedim.
"Neyse ya fazla düşünme iyi çocuktur, Aras . Şimdiden söyleyeyim gitar çok iyi çalar. Sanada birlikte söylemek gibi bir teklifte bulunabilir. Iyi anlaşacaksınız. Kesin. " dedi . Ne demeye getiriyor bu lafı şimdi. Neyse şimdi bunu kurcalamak istemiyorum.
Kahvatımızı yapıp, kalktık. Okula geldiğimizde baya kalabalık olduğunu gördüm. Kalabalık ortamlardan nefret ediyorum.
"Can kantine gidelim burası çok kalabalık sıkıntı bastı. " dedim .
Kantine geldiğimizde burada fazla kişi yoktu. Hemen masalardan birine oturuduk. Oturmamızla beraber zil çaldı. Biz 12. sınıf olduğumuz için o kadar takmıyorduk. Ama ilk ders olduğu için kalkmaya karar verdik. Sınıfa girdiğimizde daha hoca gelmemişti. Sıraya oturduk. İlk ders İngilizceydi. Benim İngilizcem süper olduğu için tüm ders uyurdum. Genelde ben uyur Can not alırdı. Bu yıl yine aynı olacak anlaşılan.
Öğle yemeği için kantine gittik. Yemeklerimizi yerken biri yanımıza geldi."Kuzen." Can'ın şaşkın suratına bakarken baktığı yöne döndüm. Ve ağzım bir "o" şeklini aldı. İnsan mı yuttun be vicdansız bu ne tatlılık..
Bize doğru gelmesiyle hemen önüme döndüm. Aras bu varlık mı şimdi? Bi takım bu kadar mı yakışır bi insana . Bi dakika hemen toparlan İpek. Sanki hiç erkek görmedin yuh sana.Bi dakika şuan benim yanıma mı oturdu ?
"Selam kuzen. " demesiyle Aras'a döndüm. Bu nasıl bir surat yeni çıkmaya başlayan sakalları hariç hiç mi birşey olmaz ya .
"Selam kuzen hoşgeldin okulumuza bu arada sizi tanıştırayım. İpek bu Aras , Aras bu güzel kız da İpek. "
Aras'in bana elini uzatmasıyla resmen kaskatı kesildim.
"Merhaba tanıştığımıza çok memnun oldum. Can senden çok bahsetti. Bu zamana kadar nasıl tanışamadık biz."
"Merhaba bende çok memnun oldum.
Bilemiyorum bende.
Ama siz yurtdışındaydınız, sanarım."Can'a dönüp seninle sonra görüşücez bakışını attım.
Birde hiç bahsetmemişti. Pislik."Evet. Ailemin zoruyla gittim. Ama artık buradayım. Bu arada sesinin çok güzel olduğunu duydum. Bir ara canlı canlı dinlemek isterim. " Ya sesimi nasıl duyar.
"Müzik öğretmenimiz olduğunuza göre zaten mecburen duyacaksınız. " Gülümsedi.
"Evet belki ben bir gitar çalarken sen bana eşlik edersin birgün. "
"Bilmem . "Çok utanıyorum şuan ben kimseye yada kimseyle şarkı söylemedim ki bu zamana kadar bunu hele ki Aras ile nasıl yapıcam.
"Bu kadar üstüne gitmesene Aras benim canım arkadaşımın. " dedi Can . Görüşücez Can . Ben sana canım arkadaşımı gösteririm.
"Tamam tamam siz yemeğinizi bitirin. Bende gideyim bi okulu gezeyim. Size afiyet olsun.
"Görüşürüz İpek tanıştığıma çok memnun oldum."demesiyle yanımdan kalkan Aras'a baktım.
Bir dakika bana mı dedi?
Sadece bana ?
Görüşürüz dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Derinliği
Teen Fictionİpek Acar; gülmeyi unutmuş, babasının hastalığı yüzünden koskoca şirketin başına geçen, dertleriyle başa çıkmaya çalışan 22 yaşında genç bir kadın. Aras Aykan; küçüklüğünden beri zor şartlar altında yetişmiş ve bütün hayatını annesine adamış 27 yaş...