O sabah yine çok erkenden kalktım. Bir haftadır böyleydim. Ne kadar geç yatsamda bir o kadarda erken kalkıyordum. Aşağı indiğimde annemi evde göremedim. İlk mutfağa baktım, daha sonra oturma odası derken annemi hiçbir yerde bulamadım. Kahvaltıyı hazırlamış evden çıkmıştı. Sabah sabah hiçte iştahım yoktu. Sadece bir bardak su içtim ve tekrar o iğrenç iki katlı merdivenlerden üşenmiş bir şekilde yukarı çıktım. Odam nedense en üst kattaydı. Bu benim sinirime fazlasıyla her o iki katlı merdivenleri çıkarken dokunurdu. Neyse... Odama gelmiştim. Masamın üstünde bir hediye paketi, üstünde bir not...
Doğrusu şaşırdım ve notu okumaya başladım. Üstünde aşağı in yazıyordu. Hediye paketini açmadan merakla aşağı indim. Bir not daha. "Aşağı in"...
Tekrar indim aşağıya. Pencerenin önünde bir not daha...
Dışarı çık.Kimdi bu benimle oyun oynayan? Kimdi?
Üstümdeki pijamalar ile bahçeye çıktım. Önümde bir Jip üstüne bant ile yapıştırılmış bir kağıt...
Kağıdın üstünde arka bahçeye gel diyordu.
Ne oluyordu? Hala anlam veremedim bu saçma hikayeye...
Arka bahçeye yavaş adımlarla gittim...