Donup kaldım. Ne kadar süre ? Belki bir yıl. Belki bir ömür. Ya da bana öyle geldi. Toparlanmam lazımdı. Gökhan büyük ihtimalle benim yüzümden kavga ediyordu. Zeynep'e baktım. Çığlık çığlığaydı. Yardım istiyordu.
Daha fazla duramazdım. Hiç adil değildi. Gökhan ve Rüzgar iki kişiydi. Üç tane izbandut gibi adam üstlerine çullanmıştı. Durumu eşitlemek için koştum. Arkası dönük , kilolu olanı kendi lehime kullanmak için gözüme kestirdim. Sırtına atladığım gibi yere ittirdim. Yere düşmesiyle yüzü asfalta yapışmıştı. Çok güçlü sayılmazdım ama sevdiklerime zarar gelirse dişi bir kaplan kesilirdim.
Sevdiklerim mi ? Tamam, Rüzgar kardeşim gibiydi. Hiçbir zaman bana kardeş eksikliğini hissettirmemişlerdi. Ya Gökhan ? O neydi benim için ? Sabah kanlı bıçaklı olduğum Gökhan şimdi belkide benim için kavga ediyordu. Bunları düşündükçe adamın kafasını 5-6 kere yere vurdum. Bir dahaki hamleyi yapacakken iki güçlü kol beni belimden tutup yola savurdu. Başımı sert çarpmış olacağım ki son hatırladığım Gökhan'ın karnına saplanan bıçakla acı dolu bakışlarıydı."Asya, kalk. Nolur uyan. Uyanman lazım , Gökhan bıçaklandı."
Ayılıyordum sanırım. Zeynep'in sesiydi bu. Gökhan? Hatırlıyorum. En son Gökhan bıçaklanmıştı. Gözlerimi açtım. Tavanda bembeyaz bir ışık vardı. Gözlerimi kırpıştırmama neden oldu. Yan tarafta yattığım yere yaklaştırılmış bir sandaliyede Zeynep oturuyordu. Ağlamaktan gözleri kızarmış , endişesi yüzünden okunuyordu.
Biraz daha etrafa baktım. Burası keskin ilaç kokusuyla, insanın içini ürperten bir yerdi. Hastane.
Kalkmaya çalıştım. Başımın acısıyla ufak bir çığlık attım. Kolumu alçıya almışlardı. Boynumda adını bile bilmediğim bir şey takılıydı.
Diğer koluma da serum takılmıştı." Zeynep çöz şunu "
"Olmaz Asya. Annenleri aradık. Haberi duyunca ufak bir bayılma geçirmiş. Gelecekler birazdan."
"Çözz!" diye bağırdım.Annem ne haldeydi. Ya Gökhan ?
Heryerim acıyordu ama Gökhan'ı görmeliydim. Sargılı kolumu hareket ettirip serumu söktüm. Hepsinden çok kalbim acıyordu. Gökhan'a benim yüzümden bir şey olacağını düşünmek bile içimi parçalıyordu. Bu düşünce beynimde tekrar ettikçe onun yanına gitmem gerektiğini hissettim. Onun yanında olmam bir yarar sağlar mıydı? Belki hayır ama orada olmalıydım.
Çektiğim fiziki acı umrumda değildi.
"Zeynep en azından bir sandalye getir. "
"Olmaz Asya. Hemen geri yat, doktora uyandığını söylemeliyim. "
Ayağa kalkarken kolunu tuttum.
"Nolur" dedim gözyaşlarımın akmasına izin vererek.
"Tamam ağlama sakın. " dedi. Küçüklüğümüzden beri ağlamama dayanamazdı. Koşup bir sandalye getirdi.
Bu yaşananların etkisinden midir nedir Rüzgar'ı soramamıştım bir türlü.
Endişeli bir şekilde "Rüzgar ?" dedim.
"Merak etme. Rüzgar iyi. Sadece biraz kolu acıyor. Yan odada" dedi.
Rahatlamış gibi bir oh çekmek istedim ama nasıl rahatlayabilirdim. Annem bayılmıştı. Gökhan ne haldeydi bilmiyordum.
Ağlayarak tekerlekli sandalyeye oturmaya çalıştım. Zeynep sandalyenin kulplarından kavradığı gibi birkaç koridor ilerledi. Durdu. Büyük kapının üstündeki yazı bütün vücudumu yakmıştı.YOĞUN BAKIM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSİZLİKTE KAYBOLURKEN (Düzenleniyor.)
Romance"Giderken tek bir şey çıkmadı ağzından. Şimdi karşıma geçip nasıl hala beni sevdiğini söyleyebilirsin ? " Öncelikle 1 yıldır wattpad okuyucusuyum. Ama kitap yazma fikri şu 1 haftada ortaya çıktı. Bu kitap ayrı kalmak zorunda olan iki insanın birbiri...