-3-

2.9K 192 73
                                    

Multimedya'da Honoka ve Yui. Honoka'nın cosplayini bulamadığım için normal tiplerini koydum. Honoka, Kaichou Wa Maid Sama'da çok iyi bir karakter değil. Arada çok iğneleyici şeyler söylüyor.
Neyse, iyi okumalar.
~
HİKAYE DEĞİŞMEYİP, SADECE DÜZENLENMİŞTİR.
-
Yardım edin bana.
"Kanato. Dur yerinde, yaklaşma bana!"

"Bu konuda anlaştığımızı sanıyordum."
Hah.
"Hayır! KABUL ETMİYORUM!"
Bu sözüm üzerine bana yakınlaşmaya başlayınca yanımdaki okul eteğini yüzüne attım.
Üzerimde okul üstüm, altımda ise pijama vardı.
Üstümü giyememiştim çünkü Kanato odaya dalmıştı.
"Sen, benden korkuyor musun? Beni sevmiyor musun?"

"Seni sevmiyorum tabiki dalga mı geçiyorsun? Kanımı içmenizi istemiyorum. Anladın mı? Size karşı asla başımı eğmem!"

Teddy'i düzgünce sehpaya bırakıp bir şeyler mırıldandı. Yanıma gelince elimi tuttu.
"Ellerin çok sıcak. Benimkiler sana soğuk geliyor mu?"
"N-ne alaka?"

"Merak etmiyor musun?"
Ah, fırsat bu! Fırsat bu! Kafasını başka yere çekmeliyim!

"Cidden vampirlerin niye elleri bu kadar soğuk Kanato? Bir dakika otursana yatağa. Sana soracaklarım var."
Cidden ona vampirler ile ilgili bir kaç soru sormam lazım. Tamamiyle unutmuşum. Ayrıca Ayato kısa eteğim hakkında ne demişti?
"Bu kimseyi ilgilendirmiyor. Biz vampirler, böyle şeylere önem vermeyiz .Seni yemezler merak etme."
"Kanato arkanı döner misin?"
Her ihtimale karşı önlem almalıydım.
Perdenin arkasına geçip üstümü çıkardım.
"Ne yapıyorsun?"
Kanato'ya döndüğümde üstümü başımdan geçirecektim.
"Niye perdenin arkasına geçtin ki?"

Gözleri korkunç değildi...

"Çünkü bir erkeksin."
Bana gülümseyerek baktı.
Ne ara bu kadar karizmatik oldu bu?
"Haklısın. Karşımda giyinseydin kendimi tutamazsın herhalde."
Wha?
"Ha?"

"Vampirlerin farklı olacağını düşünmüştüm... Çık dışarı. Hemen çık."
İte kaka sonunda onu odadan çıkarmıştım. Bavulumun önünde durdum. Açık pembe bir etek ve üstünde Yukine'nin -noragami.- resmi olan beyaz kazağımı giydim. Beyaz çoraplarımı ve pembe botlarımı giydikten sonra hazırdım.  -bu hiç tarzım bir kıyafet değil. yinede çok yaratıcıydı bence.-
Saçımı tarayıp, saçıma eklettirdiğim çiçekli tokayı düzelttim ve bir sırt çantasının içine gerekli şeyleri koyup odamdan çıktım.
"Bir yere gidelim. Bugün Cumartesi."
Diyerek merdivenlerden indim.
"Şimdi seninle uğraşamam." Dedi Reiji. Tekli koltukta bacak bacak üstüne atmış oturuyordu.
Hanımefendi.
"Burada tüm gün oturup size kan vermek istemiyorum. İnsanım ben."
Shuu, seri bir şekilde kulaklıklarını çıkarttı.

"Off. Bir şey dinlemeye çalışıyorum. Dışarı çıkartın şunu, ona iyi bakmamızı söylediler unutmayın."
Ooo! Shu beyefendi bizi tutuyor.
"Shu haklı. O bir insan. Onu hep bu evde tutamayız."
Subaru?
"Tamam diyene kadar susmayacaksınız yani."
Reiji hızla koltuktan kalkıp ceketini giydi.
Ben de Ayato'nun yanına gittim. Düğünden kaçmış gibi gitmemeliydi. Bugün normal olacaktık. Gömleğinin bir kaç düğmesini ilikledim ve kravatını bağlayıp saçlarını karıştırdım.
"Ha şöyle." İnsan gibi giyinsin biraz.

"Yürü."
~
"Kazuma! Durdur arabayı, burada inelim."
-Y.N; Bu arada Yui'nin de şoförünün adı Kazuma. Kafanız karışmasın sonra.-
Limuzinden indiğimizde geldiğimiz caddeye gözlerimi kısıp baktım.
"Burası güzel. Babamı arayayım. En azından içi rahatlar."
Telefonumdan babama tıkladım.
Ama numaramın kullanılmadığını unutmuştum.
"Subaru al şu telefonu kızın elinden."
Telefonu almasına izin vermedim.
"Zaten numara kullanılamıyordu. Bana numarayı vermeniz gerekiyor."
Önüme gelen ilk mağazaya girdim ve tam mağaza görevlileri başıma toplanmıştı ki kendimi Laito'nun kucağında buldum.
"Laito! Ne yapıyorsun?!"

Diabolik Lovers Yui Değişti?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin