(Şarkıyı açın dediğimde açarsanız sevinirim sizi seviyorum görüşmek üzere iyi okumalar!"
Bölüm şarkısı:Bitch I'm Madonna
"Bunlar çok önemli, özellikle de ailen anlıyor musun? Bu durumları düşünerek kendine zarar verme ımm ne bileyim sigara olabilir. Sen beni dinliyor musun?"
Uzun zamandan beri telefonumda olan gözlerimi başımda zırvalayan psikiyatrise çevirdim. Telefonu cebime koyup kollarımı birleştirdim. Normal de olsa onu ağzımın suları akık bir şekilde izlerdim baya yakışıklıydı çünkü karşımdaki 'Bay Psikiyatri' fakat içimden öyle bir şey gelmiyordu. Baygın bir şekilde 'hı-hı' diye mırıldandım.
"Güzel. Ben sana yardımcı olmak için buradayım bana içini açabilirsin..."
Ve benzer cümleler. Bu seferde masada olan kalemleri incelemeye başladım. O gezinip bana öğütler ve bunun gibi şeyler söylerken aklımda tek kelime vardı. 'Ayaz' aklım sürekli ondaydı. Geçen hafta buraya gelirken aniden karşıma çıkması kafam da çelişkiler bırakmama neden olmuştu. Doktor ile konuşmuş hafızamın zamanla geri geleceğini söylemişti. Fakat bir sorun vardı , ben zaten her şeyi hatırlıyordum. Birden masaya hiddetle bir el vurunca yerimden sıçradım. Ah hadi ama bitmedi mi bu klasik tavrılar?
"Böyle olmayacak. 1 haftadır aynısınız genç bayan. Her neyse haftaya devam ederiz. Düzelmeniz dileğiyle."
Masaya ellerini dayamış ve biraz öne eğilmişti. 'Ah' diye mırıldanıp çantamı omuzuma yerleştirip zoraki gülümsedim. Koca binadan çıkıp telefonumu çıkarttım. İlayda'ı arayıp bir şeyler yapalım deyince kulağım tiz bir sesle doldu gerisi karanlık. Ah bu tabii ki onun 'Plaj' diye bağırmasıydı araba falan çarpmadı yani bana. Bu fikre bayılıp eve doğru tabanları yağlamaya başlamıştım bile.
***
Siyah bikinilerimi giyip üstüme siyah göbeği açık tişörtümle kot şortumu giydim. Çıkartacağımı bilsem de eyeliner ile maskara sürdüm. Çantama havlu ve güneş kremini koydum. Ve buna benzer malzemeler. Deri ceketimi de içine koyup fermuarı çektim. Telefonumu alıp bir kaç selfie yapıp İnstagram'a koydum. Tumblr'da biraz gezindiğim de bir yakışıklı çocuğun beni takip ettiğini gördüm. Gülümsedim. Kapı aniden açılınca içeriye bodoslama giren İlayda olduğuna şükrettim.
"Yakışıklı çocuk kokusu alıyorum!"
Telefonu elimden aldığın da gözlerini pörtletti.
"Lan bu beni bile takip etmiyor. Ah şanslı sürtük."
Telefonu yatağa atıp oda yatağa uzandı. Kendi telefonunu çıkartıp selfie yapmaya başlayınca bende arkadan saçma sapan hareketler yaptım ve bende çekildim doğal olarak. Yataktan fırladı. Şirince gülümseyip ellerini çırptı.
"O zaman sahile olan yolculuk yeni arabamda başlasın!"
"Oh my Allah!"
Ellerimi yanaklarıma koyup şişirdim ve ağzımı sonuna kadar açtım ve ayağa kalktım. Havaya zıplayıp popoma şaplak attığın da popoma gitti elim.
"Hey mean! I was in pain!"
Dalga geçerek farklı mimiklere girerek söylediğim şeye kahkahalar ile birlikte güldük ve birbirimizi gıdıklarken bulduk. Yatağa attım onu ve 'Hoa' diye farklı bir ses çıkartıp yatakta kıkırdayan İlayda'nın üstüne atladım ve gıdıklamaya başladım. (Benimle ilgili her şeyi biliyordu! Yani hafızamın yerine geldiğinide)
"Ahahahah Şa-Şara yet-yeter tamam artık bı-bırak!"
Son sözü söylerken çığlık atmıştı çünkü onu kaldırıp boynuna sarılmıştım. Oda benim belime sarıldı. Gözlerimi kapattım. Kulağına fısıldadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soyut Hayat
Novela JuvenilBir inci tanesi misali süzüldü göz yaşları al yanaklarından genç kızın. Şarkının sözlerini söylemeye başladı. +Hala yalnız mısın? -Sadece özgür.. +Peki ya mutsuz -Sadece alışmış +Peki ya aşık -Sadece eksik. Peki sen hala bekliyor musun? +Beklemek ş...