Boğazımda düğümlenen şey konuşmamı zorlaştırıyordu.Erica onu davet ettiğim kafeye gelmişti,yüzüme baktığında iyi bir haber olmadığını anlamıştı.İki kişilik bir masaya geçtik.Bana "evet seni dinliyorum" dedi.Boş boş suratına bakıyordum o anda,sadece bunu yapmak istiyordum.Erica "hey Jason" diyince kendimi toparladım ve yavaş yavaş taşınmamızın gerektiğini söyledim.Erica benim ilk duyduğumda verdiğim tepkiyi vermişti.Şok olmaktan öte verdiği tepkiydi ağlamak.Erica sadece ağlıyordu sessizce,ağlamasını durduramıyordum.Ellerini tuttum ve "ağlamak geçirmiyor ve sana da yakışmıyor" dedim.Kafasını kaldırıp yüzüme baktı "güçlü olmalıyız" dedi.Yapamadığımız tek şeyin o olduğunu bile bile.Haklıydı sonuna kadar,destekçisiydim düşüncelerinin.En azından kaybetmemiştim onu,görüşecektik zaman zaman.Her gün yazışıyorduk ve buluşuyorduk.Sinemalar tiyatrolar sahiller her gün mutluydum.
1 hafta geçmişti su gibi.Koskoca bir hafta,kararlarının değişmesini bekledim.Ama kimse o karardan vazgeçmemişti.Kendi istekleri,kendi zevkleri orayı istiyor diye benim hayatımı es geçtiler.Sabahın 8'inde kamyon gelmişti eşyaları almak için.En yakın arkadaşım Clark beni bekliyordu.O asla erken kalkmazdı ama benim için o gün sabah 8 de,benden önce kalkmıştı.Evlerine gittim,sarıldık.O beni güçlü biliyordu,ağlayamazdım karşısında.Bana "sensiz kiminle kaykay kayacağım,kiminle evde partiler vereceğim" dedi.İçimden bir parça koptu ve kendimi tutamadım.Gözümden akan yaş tanesi içime depoladığım yaşın sızıntısıydı.Boğazım düğümlenmişti her zamanki gibi.Ağlamamak için kendimi sıkmaktan ona cevap verememiştim.Oda sustu ve gitmem gerektiğini söyleyerek son kez "kardeşim" diyerek sarıldık.Taşınacağımız yere mesafe 2 buçuk saatti.Sanki hiç görüşemeyeceğiz gibi hissediyorduk.Farklı arkadaşlıklar istemiyordum ben,buna hazır değildim.Uzun bir vedalaşmadan sonra çantamı sırtıma alıp babamın yanına gittim.Eve son kez uzunca bakıp her köşesinde olan hatırlaramı aklıma getirdim.Ağlamaya başladım ki ailem ne kadar oraya gitmek istese de burayı bırakmak istemiyordu.Erica beni aradı ve son kez sarılmak istediğini söyledi.Bunun son olmadığını her zaman görüşebileceğimizi söyledim,inançsız bir şekilde.Davet ettiği yere gittim.Oradaydı beni bekliyordu,denize suratını dönmüştü.Eve geri döndüm son duruma bakmak için.Eşyalar kamyona tıkılmıştı,göz yaşlarım ile birlikte yola koyulduk.2 buçuk saat yolculuğun ardından Los Angeles'a vardık.İnsanlar farklıydı,aslında değildi ama bana ilginç geliyordu sanki o sokağa uzaylı gelmiş gibi bakıyorlardı.Annem okul kaydımı yaptırdı ve ben evde ağlıyordum.Erica ile mesajlaşıyordum,kendimi tamamen buna adamıştım.Şarjım bitti ve evde elektrikler açık değildi.Ağlamak o anda en cazip şey gelmişti.Unutmaya çalışmıştım sonuçta yaşıyordum ölmemiştim,ama ailemin yüzüne hep bunu vuracaktım.Tatil bu şekilde bitmişti ve okulun ilk günü gelmişti.Ne evin yolunu biliyordum ne okulun yolunu.Bir kaç gün annem götürdü,buna alışabilirdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Etkisiz Eleman
Novela JuvenilÇevresi ve ailesi tarafından sıfır görünen Eleman'ın kendine ait güzel hayalleri vardır.Etkisiz yaşam tarzı hiç değişmesede başarısızlıklarıyla başarıya ulaşmak isteyen genç;yani ben hayatımı bu hikayeye döktüm.Etkisizlikten etkili bir şey çıkar elb...