▶ Yokluğun Kıyısında 1 ◀

910 346 142
                                    

Bölüm şarkısı Crazy In Love (Beyonce)

Parmaklarım ince tellerin üzerinde yerlerini alırken, ifadesiz bakışlarımı gezdirdim kalabalıkta. Hepsi birebir aynı olan duygularla buluşturdu irislerini üzerimde. Heyecan... tutku... merak... Aç kurtları andıran bakışları daha fazla bekletmeden kapattım hissiz gözlerimi, ritme bıraktım kendimi.

Yumuşak dokunuşlar eşliğinde parmaklarımı kaydırdım kemanın telleri üzerinde. O an tüm kalabalığı unutup kendi dünyam da çaldım.

Büyük bir salon, sahne, ışıklar ve ailem. Bordo koltuklarda oturmuşlar, tüm dikkatleri bende. Her hareketimi özenle izliyorlar. Kemanı çenemin altına iyice sabitliyorum. Bu sefer kapamıyorum gözlerimi. Çünkü ailemin yüzlerinde ki o ifadeleri tekrar ve tekrar görmek istiyorum. Biliyorum bir süre sonra unutmaya başlıyorum. Artık onları hayal etmekte zorlanıyorum.

Arka fonda başka bir müzik aletinin sesi ilişiyor kulaklarıma. Annemin bakışları korkuyla sabitleniyor arkama. Ürküyorum ama aileme yansıtmak istemiyorum. Ensemde hissettiğim soğuk nefes ile bedenimi arkama çeviriyorum.

Piyanonun başında oturmuş, sert bir şekilde basıyor tuşlara. Sonra bana bakıyor ve yüzünde iğrenç bir gülümseme ile hafif bir baş selamı veriyor. O gülümseme de o kadar çok anlam yatıyor ki... Kasılmış vücudumla intikam ateşiyle yanıyorum.

Çenemin altında tuttuğum kemanımı daha sert kavrıyor ve bedenimi tekrar aileme çeviriyorum. Babamın yüzü ifadesiz, abimin bakışları öfkeli. Bir ucundan bir ucuna şehrim kadar irkilip sokaklardan, içimdeki karmaşaya çekiliyorum, daha nazik bir şekilde oynatıyorum parmaklarımı ince tellerin üzerinde.

Keman sesinin incelediği yerde, doyumsuz bir canavara dönüştü piyano. Fırsat bildi kemanın sessizliğini. Aslında anlıyordu kemanın içini yakan sessiz çığlıklarını ve piyano bundan zevk alıyordu.

Keman ağladı sessizce. Hıçkırdı birkaç kez duyan olmadı. Piyano öyle bağırıyordu ki; acımasızlığın simgesini yapmıştı adeta. Sesi dünyayı doldurdu sanki ve birden sustu. Tek bir susmasında kemanın acı sesi duyuldu. Yürek burktu.

Bir gece vaktiydi bunlar olurken ve gecede kemanın acı çığlıkları sessizce duyulmaya başladı. Keman sessiz ağlamaktan yorulduğu anda bir çığlık attı. Kocaman bir çığlık. Burkulan yürekler bu sefer paramparça oldu. Her bir yürek bir yıldız oldu.

Piyano o kadar kıskandı ki en kalından inceye doğru bir geçiş yaptı ben buradayım dercesine. Ve en duygulu şekilde ses verdi, keman gözyaşlarını silerken. Aslında kemanın gözyaşları silinecek gibi değildi. Biraz fazla canı acımış olsa gerek etrafında bir gölcük oluşmuştu. Kemanda zaten kendi gözyaşlarını silmekle yetindi. Ama pes etmeye niyeti yoktu. Tekrar çığlık attı... Sustu ve yine bağırdı. O sonsuz çığlıklarına devam etti. Kimsenin gücü yetmedi onu durdurmaya.

Kapamış olduğum gözlerimi açmamla karşımda koca bir topluluk buldum. Ailemin yine hayallerimde de katledildiğini; süslü, yapmacık insanların alkışları kulaklarıma iliştiğinde, kalbimde ki o bilindik his ile anladım.

Bir dağ gibi kimsesiz, bir çöl gibi yalnızdım.

Topuklu ayakkabımın, damalı zeminde çıkardığı tok sesle beraber yavaş adımlarla sahneden indim. İdil'in ufak el işareti ile yanına giderken insanların hayranlık ve kibir dolu iltifatlarına gülümsemekle yetindim.

Yuvarlak masanın etrafından dolanıp İdil'in yanında ki yerimi aldım. "Yine harikaydın Esila. Seni dinlerken bir ara kendimi kaybedip ağlayacağımdan korktum. O sahnede mükemmel kelimesinin resmen sözlük anlamıydın. Kemanı tutuşun, parmaklarının ince tellerin üzerinde gezinmesi, duruşun... Ah beni büyülüyorsun." Ufak kıkırdamasıyla bana uzattığı yeşilimsi kokteyli alıp omuzuna hafif bir yumruk atarken elitlikten uzak bir konuşmayla "Bebeğim iltifatlarınla bir taraflarımı kaldırdığının farkında mısın? Biliyorsun, egom kabardığında çekilmez birisi oluyorum. "

Yanımıza yaklaşan Aslı ve Ilgaz Seçkin çifti nedeniyle, İdil'in büyük bir ihtimalle hakaret dolu cümleleri bana ulaşamadığı için ağzında bir küfür mırıldandı.

Uyarı amaçlı boğazımı temizleyince Ilgaz Seçkin bakışlarını üzerimizde gezdirip "Sizleri burada görmek çok güzel." "Bu gece de göz kamaştırıcıydın Esila. Tıpkı annen gibi sahnede karşı konulmaz görünüyorsun. " Teşekkür yüklü bir mırıldanmayla bakışlarımı Aslı Hanıma çevirdim.

Gerilmiştim.

Annemden bahsettiği için sinirlenmiş, onları çok seviyor gibi davranmasından oldum olası igrenmiştim. Aslı Hanım hızlı adımlarla İdil'in karşısına geçip ellerini tuttu. İdil'i kendi etrafında döndürüp; " Hayatım çok büyüleyici görünüyorsun. Elbisene bayıldım. Mürdüm rengini oldum olası çok sevmişimdir. " Gözlerimi devirme isteğimi bastırarak içeceğimden bir yudum daha aldım.

Sahte, yapmacık, aptal insan kitlesi.

Hepsi aynı amaçla buradalar. Onlar mutlu olmak için savaşırlarken ben mutluluk için savaşmayı bile bilmiyorum. Onlar yalnızlığı bile tatmamışlarken ben yalnızlığın ortasında ki uçurum da salıncak kurmuş sallanıyorum. Ufak bir meltem bana eşlik ederken birden kasırganın çıkıp da beni aşağı itmesinden korkuyorum. Ben mutlu olmaya cesaret edemiyorum. Bu insanları gördükçe ailemin intikamını düşünüyor ve her gün bu duyguyla besleniyorum.

Masadan ayrılan Seçkin çiftçinin el sallamalarına karşılık baş selamı verip İdil'e artık gitmek istediğimi söylememle masadan ayrıldım. Pahalı parfüm kokuları, itici kahkahalardan uzak kalmaya çalışarak mekanın gümüş renkli dev kapısından dışarı çıktım. Renkli spot ışıklı döşemeli yolda arabama doğru ilerlerken diğer yandan da arabanın anahtarlarını çantamda bulduğuma dair yüzüme yayılan gülümsemeyle kapıyı açıp kendimi koltuğa attım. Derin bir nefes verdikten sonra gözlerimi kapatıp kafamı geriye yasladım. Aklımda hala aynı görüntü vardı. Aynı pis gülüş... aynı kavisli kaşlar... aynı çehre...

"Bu gece keman ve piyanonun dansı başladı Ilgaz Seçkin. Kemanımın çığlıyla boğacağım seni. Bu sefer akan göz yaşları kemanımdan değil... Piyanondan olacak."

Kısa bir bölüm oldu farkındayım. Çok uzatırsam sizleri daha ilk bölümde sıkacağımdan korkuyorum. Umarım beklentilerinizi boşa çıkarmam. İyi eğlenceler..

Yokluğun KıyısındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin