8.BÖLÜM "HAYAL KIRIKLIĞI"

10K 282 12
                                    

Okul takımındaki kızlarla oturmuş laflıyorduk. Hepsi gerçekten çok eğlenceli kızlardı ve hepsiyle oldukça zaman geçiriyordum.

"Hey, Jess.Takıma yeni birinin katıldığını duydum. Kim o? " dedi kızlardan biri.

"Adı Lucy. Belki biliyorsunuzdur.Bu yıl geldi bu okula."

"Aa şu partide cozutan kız değil mi o? O günden sonra onu bilmeyen mi var?" başka bir kız araya girdiğinde gruptan kahkahalar yükseldi.

"Jess, sakın bana onu kendi isteğinle takıma aldığını söyleme." dedi diğer kız.

"Kendi isteğimle aldım."

"Neden böyle birşey yaptın? Mutlaka başkasını bulurduk."

"Kızlar merak etmeyin. O kızla birazcık eğlenmek istiyorum, hem sizde faydalanırsınız." dediğimde gülüştüler.

"Ay kızlar, attığım topları nasıl karşılıyor bir görseniz kırılırsınız gülmekten." deyip hatırlayınca kahkaha attım. Uzun zamandır çalışma yapıyorduk ama kızda tam anlamıyla gelişme olduğu söylenemezdi.

"En kısa zamanda bizde çalışmalara katılalım o zaman." dediğinde onu onayladım.

Normalde kızlara böyle şeyleri söylemezdim, gidip Lucy'e yetiştirebilirlerdi ama benden korkuyorlardı.Zaten öyle birşey yapsalar onları mahvederdim ve bunu onlarda biliyordu.

Zil çaldı ve son derse girmek üzere sınıfa gittim.Sırama geçtiğimde Dylan'ı hala aynı şekilde oturduğunu farkettiğimde teneffüs boyunca ayağa bile kalmadığını anladım.

"Hey, dostum senin derdin ne? " dedim onu neşelendirmeye çalışarak. Onunla bu şekilde konuşuyordum çünkü amacımın hala eskisi gibi olduğunu düşünmesini istemiyordum ama evet, amacım hala eskisi gibiydi.

Bana baktı ve omuz silkip arkasına yaslandı.Bende cevap vermedim. Ne diyebilirdim ki? Zaten çocuk benimle hala zorlamayla konuşuyordu.

Bütün ders boyunca konuşmadık. Çıkışta da çantamı alıp sınıftan çıkacakken beni durdurdu.

"Hey Jess! " umursamaz bir ifadeyle oma döndüm.Bana doğru iyice yaklaştığında sınıfa göz gezdirdim. Kimse kalmamıştı.

"Bugün ne yapacaksın?" dediğinde heyecanlandım.Yoksa benimle takılmak mı istiyordu? Aklıma bu geldiğinde gülümsedim. Bunu gerçekten beklemiyordum.

"Eve gidecektim şimdi, ne oldu? " dedim merakla.

"Bugün voleybol antrenmanı falan yok mu?"

"Hayır, spor salonu doluymuş."

"O zaman harika." dedi ve elini saçlarına atıp karıştırdı ve bu hareketine ağzım açık halde bakakaldım.O kadar güzel saçları vardı ki, her gördüğümde dokunasım geliyordu ve fazla yakışıklıydı. Hayatımda onun gibi birini sadece filmlerde görmüştüm ve onun çekiciliğini kelimelerle anlatmak imkansızdı.

"Noldu, neden sordun? " dedim az önceki sorusu aklıma geldiğinde.Saçlarımı arkaya atıp vereceği cevabı keyifle beklemeye koyuldum.Artık bu iş kesin olacaktı!

"Lucy'nin eve gidip gitmeyeceğini merak ettim. Ondan haber alamıyorum da." dediğinde başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüş gibi oldu.

Ben neler düşünmüştüm oysaki! Birlikte takılacağımızı falan düşünmüştüm.Onun düşündüğü tek şey Lucy'miş. Lanet herif!

Benimle konuşmasının tek nedeni Lucy'i öğrenmekti.Geçen ders yüzüme bile bakmamıştı. Konuşmak isteseydi zaten o zaman konuşurdu.Zavallı ben!
Aklıma bunlar geldiğinde büyük bir hayal kırıklığı duydum.Yaşadığım hayal kırıklığıyla hareketsiz kalırken umursamaz tavrımı koruyup karşılık vermeye koyuldum ama kelimeler ağzımdan zor döküldü.

SÜRTÜKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin