86. Perde 'Büyük Sır'

195 16 1
                                    

9 Temmuz 2022 - İntihar girişiminden 74 gün sonra.   

Saat: 19:00

Aslında hiç sormadık. Ufuk kim? Candan kim? Niye hikayeleri yazılıyor? Neden başkası değil? Niye bunlar? Bu kız ne yaşadı? Bu oğlan niye bunu kurtardı? Her şeyin ortaya çıkmasına hazır mısınız yoksa burada ikisini de öldürüp kitabı kapayacak mısınız? Sayfalar geçti. Satır satır okudunuz. Sevgiler gördünüz nefretler, çıkmazlar, saçma diyaloglar... Gerçek sizi şaşırtacak mı? Yoksa şaşırtmayacak kadar gerçek mi? Ben yazan ama yazar olmayan bir şairim. Fazlası değil. Fazlası Candan'la Ufuk. Kaderlerini ben yazmadım kalem bende diye...

Ufuk, eve kendini tıkmış hiçbir şey yapmıyordu. 2 günü bomboş geçti. Ya köşesine çekilmiş Candan'ın en sevdiği şarkıyı çalıyor hatıralara dalıyordu. Ya da Candan'a olan sevgisini kağıtlara yazıyordu. Yere düşen kağıtlar, satır satır sevda dolu olan o kağıtlar zarfa konulmalı mıydı? Yoksa çöpe mi atılmalıydı?

Işıklar kapalıydı. Müzik çalıyordu. Düşünüyordu: "Nasıl ederim, ne ederim, ne edersem işe yarar" diye. Candan ölecekti. Hayatının en sevdiği kitabı Candan'dı. Onun yüreğindeki mısraları onun gözüne baktığı zaman okuyordu. Sevmek karanlıkta korkusuzca yürümekti. Ve hiçbir şeyden korkmayan adam kadınının ölümünden korkuyordu. 

Telefon çaldı. Ufuk gözlerindeki buğuyu eliyle sildi ve baktı. Yazan isim hemen yataktan fırlamasına sebep oldu. 

Ufuk: Efendim. 
Candan: Neredesin?

Ufuk: Aslına bakarsak depresyondayım.
Candan: Müsait misin? Gelebilir misin?
Ufuk: Tamam geleyim. Nereye?

Candan: Mesaj attığım yere gel o zaman. (Kapadı)
Ufuk: Peki. (Kendi kendine konuşmaya başladı) Hayda ne oldu şimdi? Ulan var ya bilsem giyinirdim bugün ya. Kim giyecek şimdi bunları. (Dolabından kıyafetleri attı yatağına) Ya umarım iyi bir şeydir. Ya kızım ne oldu şimdi? Amına koyayım ya söyle bir kere de söyle gizemli hava estirme ya. Acaba yine kendi kendine mi boğuldun? (Mesaja baktı) Ulan oraya da çağırmamışsın. Neresi amına koyayım burası. Yeminle delireceğim. Yeminle kafayı yedirteceksin bana Candan. 

Ufuk zar zor giyindikten sonra Candan beklemesin diye taksiye binip gitti mekana. Mekan çok köşe bir mekandı. Kimseler yoktu neredeyse. Galiba kimse de yoktu. 

Candan: Bu kadar çabuk gelebileceğini düşünmüyordum. 
Ufuk: Bende böyle terk edilmiş bir mekana niye çağırdığını düşenemiyorum. Kafam durdu. Yine dizim de ağlamak için mi çağırdın beni?
Candan: Hayır seni ağlatmak için çağırdım.

Ufuk: Mutlu bir haber ver.
Candan: Takip et beni. (diyerek arkaya doğru yürümeye başladı)
Ufuk: Baş başa kalalım istedin galiba.
Candan: Komik değil.

Ufuk: Beni öldürüp anlaşılan bir yere gömeceksin. 
Candan: Olabilir.
Ufuk: Vaov çok korkuttum. 
Candan: Otur şöyle.

Ufuk: Pekala. Ellerimi de kaldırayım mı? Silahında yok ama.
Candan: Burası var ya burası. (Eliyle gösterir)
Ufuk: Evet var. Görebiliyorum Candan.

Candan: Burayı yıkacaklarmış. Vilalar yapacaklarmış buraya.Ben küçükken babam beni buraya getirirdi. Yani anlattığına göre getirirmiş. Doğum günlerimi kutlamışız burada. 
Ufuk: Eee neden şimdi harabe o zaman?
Candan: Bilmem. 
Ufuk: Hiçbir şey anlamadım.
Candan: Geçen aileme sorular sordum. Ne yapardık ederdik diye küçüklüğümde. Hani oyuncaklarım dedim. Hani arkadaşlarımla fotoğraflarım dedim. Buraya geldiğimizi söyledi babam. Oyuncaklarımı atmışlar. Kıyafetlerimi bile. Arkadaşlarımla ise hiç foto çekinmezmişim. 
Ufuk: Eee Candan? İçini mi dökmek istiyorsun yani?
Candan: İçini dökmeni istiyorum?
Ufuk: Benim içimi biliyorsun. Seni deliler gibi seviyorum. Ve yaşaman için...

AŞK BÖYLE OLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin