SOYADIN BANA YAKIŞIR MIYDI ?

163 5 11
                                    

-Geçenlerde 'Soyadın Bana Yakışır mıydı ?' Diye düşündüm. Bu ne demek biliyor musun? Bir kadın olsan beni daha iyi anlardın ama ben yorulmam bir şeyleri anlatmaktan.

Sevda; Ömer'in annesiyle konuştuğu günden beri  düşünmeye başlamıştı. Şimdi ailesi bir ihtimal olmasin dese bile er veya  geç bu olacaktı.
Soyadın Bana Yakışır mıydı?
Bu zamana kadar önüme gelen her adamın soyadını adıma ekleyip ''Acaba nasıl oldu? Yakıştı mı ?'' Diye düşünmemiştim. Ama bunu geçenlerde ilk defa düşündüm. Zaman kalmamıştı. Gittikçe sona yaklaştığının farkındaydı Sevda.
Hazırlıklar hızla devam ediyordu. İzinli olduğu bir gün evdeyken annesi Sevda'nın yanına gelerek 
''Kızım baba'nla konuştum."
"Neyi anne?"
Ömerin geçen gün söylediği şeyi, nikah mevzusunu..
'Sen ne düşünüyorsun kızım?'
-Ben size bıraktım anne, siz ne diyorsanız o olsun. Babam ne dedi peki?
-Dügüne bir hafta kala yapılsa daha iyi olur ama madem iş'ten dolayı erken olmasını istiyor olsun dedi, izin verdi. Zaten şurada neredeyse iki ay kaldı. Bir iki hafta da işlemler sürer yapin diyor.

-Ömer haber bekliyordu söylersin kızım.
-Tamam anne şimdi haber veriyorum.

Sevda; hızlıca odasına gelip telefonu eline alarak rehberinden 'C' harfini tuşlayarak ilk çıkan ismi aramaya başladı. 'Can İçim'...
Telefona cevap veren olmadı. Sanırım Ömer beyimiz musait değil veya duymuyor.
Soonra mesaj bölümünü açıp yazmaya başladı.

'CAN İÇİM; Annemle konuştum biraz önce. Bizimkiler nikah için izin verdiler yakın zaman da işlemlere başlaya biliriz.
Seni Seviyorum.

-Kısa süre sonra Ömer dönüş yaptı.
'Bir tanem. Çok sevinçliyim. Mutlu sona az kaldı. Eşim olacaksın. Yarın ilk iş erkenden işlemlere başlayalım mı, ne dersin canım?

Sevda; gelen mesajı açıp okudu ve  tebessüm edip şöyle cevap yazdı.
' Mutlu olmana sevindim. Tamam bir tanem olur. Deyip gönderdi.

Ömer; Sabah erkenden seni almaya geleceğim. İlk iş olarak hastaneye gideceğiz sağlık raporu almamız gerekiyor.

Sevda; Tamam canım. Bir şey gereklimi peki yanımda getirmem gereken?

Ömer; Nüfus cüzdanı ve vesikalık fotoğrafın yeterli canım benim.
Bir de  kendin :)

Sevda; Deli çocuk yaaa..
Ömer; Deli çocuk gözlerinden öpüyor canım. En çok da burnundan.
Sevda;  Güldü.    
Ömer; Gülme ciddi söylüyorum. Gelince burnunu sıkacağım can şenliğim ama şimdi güzelce uykunu al. Sabah seni kaçıracağım.
Sevda; Peki, peki.
- İyi geceler huzurum,Görüşürüz.
- Rabbime emanetimsin. İyi geceler...

Sevda yatağına geçip düşünmeye başladı. Evlenecek miyim ben şimdi? Sonra tebessüm etti. Sağ tarafına döndü. Bir kaç saniye sonra sola döndü. Yok yok olmuyor. Söylemesi kolay Ömer bey, gel de sen uyu bakalım bu heyecanla.
En iyisi bir şeyler yazayım diye düşündü. Tek hamleyle sağındaki masanın oradan laptop'unu kucağına alıp not'larına bakmaya başladı.
Bu sefer yazmaktan vazgeçip geçmiste biraz yolculuk yapmaya karar verdi. Rast gele bir sayfa açıp okumaya başladı.

****

25.11.14

Başımıza gelmesi imkansız diye düşündüğümüz şeyleri yaşamakla geçiyormuş hayat.
Nasipten öte yokmuş.
Birbirimizin kabul olunmuş dua'sıymışız.
Hayalini bile 'Ya olmazsa' düşüncesiyle hep bir korkuyla ama bir o kadar da Allah'tan ümid ederek düşlerken, kendimizi dua'mızı yaşarken bulmak...
Allah'ım sana şükürler olsun...

Bir kac hafta öncesinde tam her şey bitmiş derken uzun bir ısrarıma rağmen sevgimiz için bizi terk etmediğin için sana teşekkür ederim Ömer'im.
Biz diyorum çünkü insanların birbirlerini sevmesi, beraberliği insanı ben'lik şuurundan çıkarıp 'Biz' yapar.
Bilmiyorum, ne kadar doğru söyledim ama bunu sen ögretmiştin bana. Doğruluğundan şüphem de yok aslında..
Şu anda ki karmaşık duygularımı satırlara yazarak nasıl ifade ederim ben de bilmiyorum.
Bu konu da muzdaribim.
Takvim yapraklarından bir kac yaprak daha ilerlediğimiz de Rabbim nasip ederse Söz'ümüz olacak.
Önce Allah huzurunda birbirimize  söz vereceğiz, 'Niyet eyledim Allah huzurunda birbirimizi sevmeye' diye.
Sonra da insanlar huzurunda bunu dile getireceğiz, fakat bu beyan sessiz sedasız olacak.
Kalbimizle, yüreğimizle, gözlerimizle...
Ve tabii temsili yüzükler göstergesinde.
Takvim yapraklarından bir kac sayfa belki de aylar geçtiginde her şey daha da farkli olacak inşallah..
Ama bunu anlatmak değil de yaşayarak görelim...

Bu gün ise takvim yaprakları 25/11/2014 saat 01.30 gece yarısını gösteriyor.
Ailelerimiz tanısalı henüz aradan bir gün geçti.
Bunun heyecanı beni bunları yazmaya itti.
Allah'ım şu güzel günleri bizim için uzun eylesin.
Sevgi saygı aramızds bâki kalsın.
Allah için birbirimizi sevmeye...

***
Sayfa bitmişti. Derin bir iç çekti. Anılar bir bir gözün de canlanmıştı. Takvim yaprakları ne kadar da hızlı ilerlemiş diye düşündü. Aradan aylar geçmişti. Ama sanki her şey dün gibiydi.  Laptop'unu bırakıp,  yatağına uzandı ve bir an önce sabahın olmasını isteyerek derin bir uykuya daldı...

***
Hayırlı geceler canlarım.
Biliyorum aradan biraz zaman geçti yeni bölüm yayınlamayalı.
Ama inanın sinavlar, isler, sıkıntılar derken zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım.

Ve sizleri özledim !
Önceden de dediğim gibi önceden düşünülüp yazılmış bir kitap değil, ama içinde yazanların bir çoğu yaşanılmış ve gerçek.

O yüzden aradan zamanın geçtiğini düşünerek bu aksam bir saat içerisin de düşünüp bölümü yazdım. Bu yüzden çok uzun olamadı. Umarım beğenirsiniz.

Bu arada okuyucu kitlemiz bin kişiye ulaştı. Beni çok mutlu ettiniz. Yeni olmama rağmen beni yalnız bırakmadığınız için sizlere çok teşekkür ediyorum..

Seviliyorsunuz.
Keyifle okumalar.

ELİF )

Seni Bana YazmamışlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin